10/12/2024
Okaliptüs Ağaçlarının Biyoçeşitlilik Üzerine Etkisinin İncelenmesi Raporu Yayında.
Bilerek ya da bilmeden doğal yaşam alanlarından uzak bölgelere taşınan bitkiler, uygun şartları bulduklarında o bölgede tutunup hızla yayılabiliyor ve doğal türlerle mücadeleye girebiliyor. Avustralya kökenli okaliptüs ağaçları bu türlerden biri.
Geçmişte Türkiye’nin pek çok sulak alanı, sivrisineklerle mücadele amacıyla kurutulmak istendi ve bu çerçevede sulak alanlara okaliptüs ağaçları dikildi. İzmir’in Gediz Deltası gibi bölgelerde, bu uygulamanın etkileri günümüzde ciddi sorunlara yol açıyor. Yüksek su tüketimiyle tanınan okaliptüs ağaçları, tatlı su kaynaklarının azalmasına neden oluyor ve bu da mera alanları ile geçici sulak alanlar üzerinde baskı oluşturuyor.
Gediz Deltası’ndaki sınırlı su kaynaklarını ve doğal bitki örtüsünü korumak amacıyla;
📍okaliptüs ağaçları kontrollü bir şekilde alandan çıkarılmalı,
📍alan doğal bitki örtüsüne dönüştürülmeli,
📍değişimi görmek için yeraltı ve yerüstü suları, toprak yapısı ve biyoçeşitlilik düzenli olarak izlenmeli.
Uzman katkılarıyla hazırladığımız raporda, okaliptüs bitkisinin biyoçeşitlilik ve su kaynakları üzerindeki etkileri ve Gediz Deltası’nda bu etkilerin azaltılması için alınması gereken önlemlere yer verilmiştir.
Rapora aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://dogadernegi.org/wp-content/uploads/2024/12/OKALIPTUS-AGACLARININ-BIYOCESITLILIK-UZERINE-ETKISININ-INCELEMESI-RAPORU.pdf
📸: Canberk Günay