16/06/2021
BİR ANLIK KIZGINLIK.....Bebek sahilinde ister karadan ister denizden geçin, bu muhteşem yalıyı farketmemeniz imkansız.
Bugün bu yalı Mısır Konsolosluğu olarak hizmet vermekte. Yapı, “Hıdiva Sarayı”, “Emine Valide Paşa Sahilsarayı”, “Hıdiv İsmail Paşa Yalısı”, “Valide Paşa Yalısı”, “Mısır Konsolosluğu Sahilsarayı” olarak da bilinir.
Buradaki ilk yapı, 1781‘de inşa edilen Sultan I. Abdülhamit devri şeyhülislamı Dürrizade Mehmet Ataullah Efendi’nin yalısıdır. Buradaki ikinci yapı ise, II. Mahmut’un sadrazamlarından Rauf Paşa’nın yalısıdır. Daha sonra, Tanzimat devri sadrazamlarından Ali Paşa, Rauf Paşa’dan yalıyı satın almış ve yenilemiştir. Boğazın tam ortasında, en güvenli koyunda ve en büyük yalılarından biri olan bu yalıda, çok önemli toplantılar yapılmış, ünlü konuklar ağırlanmıştır. 1858 Karadağ Konferansı Girit İsyanı Meselesi için burada toplanılmış. 1869 da İstanbul’a gelen İngiliz Veliahdı, burada verilen bir ziyafete katılmış ve Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph, burada ağırlanmıştır.
Ali Paşa ölünce, varisleri yalının giderlerini karşılayamamış. Sultan II. Abdülhamit yalıyı satın alarak, Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’nın validesi prenses Emine’ye hediye etmiştir. Emine Valide Hanım, sultanın çok saygı duyduğu karizmatik bir kişilik. Aynı zamanda Osmanlı'da paşa ünvanını alan tek kadın.
Bu hediyeye çok menun olan Emine Valide Paşa, 76 metrelik rıhtımıyla en uzun sahil şeridine sahip yalıyı Mimar Raimondo D’Aronco’ya yeniden yaptırmış. Türkiye Cumhuriyeti kurulunca, Emine Valide Paşa, Bebek’teki yalısını devlete bağışlamak istemiş. Fakat resmi yazışmalarda, o dönemlerde “ağa”, “paşa” gibi unvanlar yasaklanmış olduğundan, Emine Valide Paşa’ya “Bebekli Emine Hanım” diye hitap edilince, buna sinirlenen Valide Paşa, yalısını Mısır hükümetine ölünceye denk oturmak şartı ile bağışlamış.