Elif Malkoç Kamar

  • Home
  • Elif Malkoç Kamar

Elif Malkoç Kamar Gezmek görmek paylaşmak

İzindeyiz
10/11/2022

İzindeyiz

Geçen hafta bir iş için Nişantaşı tarafındaydım. Teşvikiye Camii önünden geçerken büyük bir kalabalık vardı. Eski Şişli ...
03/02/2022

Geçen hafta bir iş için Nişantaşı tarafındaydım. Teşvikiye Camii önünden geçerken büyük bir kalabalık vardı. Eski Şişli belediye başkanlarından ve sinemamızız büyük sanatçılarından Fatma Girik'in cenazesine denk gelmişiz.

Bugün tanınmış isimlerin cenazelerinin yapıldığı Teşvikiye Camiinin ve bağlantılı olarak Nişantaşı semtinin de ilginç hikayeleri var.

Osmanlı zamanında en gözde spor atıcılık, Padişahların da sık sık maiyetleri ile birlikte ok atma yarışmaları düzenledikleri biliniyor. Adet bu padişah tarafından ya en uzağa atılan okun yerini göstermek ve kutlama amacıyla da anıtsal "nişan taşları" dikilirmiş. İşte Nişantaşı semtinin ismi de semtte bulunan 5 adet taş anıttan kaynaklanıyor.

Bu "nişan taşları"ndan iki tanesi ise Teşvikiye Camii'nin bahçesinde. Kapının hemen yanındaki 1790 yılında II. Selim tarafından yaptırılmış.

Bu civarda atış talimi ve ava çıkan padişah namaz vaktini kaçırmamak için bir de mescid yaptırmış 1794-1795 yıllarında taşın hemen yanıbaşına.

Bugün gördüğümüz camii ise 1853 yılında Sultan Abdülmecid tarafından eski mescidin yerine yaptırılmıştır. Caminin hemen önünde kalan taşı ise 1811 yılında II. Mahmud yaptırmış.

Zamanında atış talimi yapılabilecek boş arazi olan, bugün kalabalık bir semt olan Nişantaşı'na adını veren iki taşın yerini ben söyledim. Ya diğer üçünün yerini bilen? O taraflara yolunuz düşüyorsa mutlaka önünden geçmişsinizdir, hadi hatırlayabilecek misiniz yerlerini?

Malum bu hafta hemen her yerde kar var. Ben de karla ilgili bana ilginç gelen birkaç şey paylaşayım istediğim.Eski zaman...
27/01/2022

Malum bu hafta hemen her yerde kar var. Ben de karla ilgili bana ilginç gelen birkaç şey paylaşayım istediğim.

Eski zamanlarda buzdolapları yok, özellikle sıcak yaz aylarında içecekler, sular ve şerbetler kar ve buz ile soğutuluyor. Evliya Çelebinin anlattığına göre İstanbul'da kar ve buzun meraklısı çok. Evlerde özel buz kuyuları yaptırılarak alınan buzlar gerekli yerde kullanmak üzere saklanıyor.

O zamanlar İstanbul sadece bugün Suriçi olarak kabul ettiğimiz bölgeyle sınırlı, yaklaşık Yedikule Eminönü arası. İklm ılıman olduğu için fazla kar olmuyor. Bu nedenle özellikle Eyüp, Okmeydanı ve Yalova'da saraya ait Hassa Karlıkları varmış. Zamanı geldiğinde sadrazamların dahi katıldığı özel törenlerle kar toplanır bu karlıklara kaldırılırmış. Hatta bir de bu işlerden sorumlu devlet memuru "Karcıbaşı" varmış. Karcıbaşının emrinde yaklaşık 300 karcı çalışıyormuş.

Kar ticareti o kadar önemliymiş ki, paşalar bile buz madeni işletilmesi işine karışmaktaymışlar. Örneğin Sokulu Mehmet Paşa'nın 1578’de bu işten yıllık 80.000 altın kadar kazandığı kaynaklarda var.

Sarayın buz ihtiyacının ise neredeyse tamamı Uludağ'daki göllerden karşılanıyormuş. Buz temini işi, Bursa Hârc-ı Hâssa Emini’nin sorumluluğuna verilmiş, Buz Kethüdası’nın yanında yirmi kadar buzcuyla ve yüzlerce ırgatla temin edilen buz önce Mudanya'ya, oradan da gemilerle İstanbul'a getiriliyormuş.

Sarayın bir de "Buzcubaşı"sı var. Bu görevli de sarayın Harem, Enderun, Birun gibi farklı bölümlerine tahsis edilen buzların dağıtılması ile görevli.

Osmanlı Sarayında bir de kar, pekmez ve tarçın karıştırarak yapılan bir tatlı var.

Kardan tatlı yapma sadece saray ile sınırlı değil. Yüzyıllardır özellikle ülkemizin sıcak illerinde yakın yayla ve dağlardan getirilen kar ile meyve şurupları (kızılcık, nar, vişne) ve/veya pekmez karıştırarak tatlı yapma geleneği sürüyor.

Aydın 'da kar helvası, Adana'da bici bici, Mersinde karsambaç denilen bu kar ve meyve şurubu karışımını siz de denemeye ne dersiniz? Tabi İstanbul da temiz kar bulmak biraz zor, isterseniz buzları blenderden geçirerek deneyebilirsiniz.

Sizin de yörenizde kar tatlısı /helvası yapılıyorsa bana bildirir misiniz?

 instagram hesabım hacklenmiştir. Hesabımın mail ve telefon ayarları değiştirilmiştir Geri almak için gerekli adımları a...
21/01/2022

instagram hesabım hacklenmiştir. Hesabımın mail ve telefon ayarları değiştirilmiştir Geri almak için gerekli adımları atmaktayım. Şu an Business Suite bağlantısı ile gönderi yapıyorum. Birazdan bağlantıyı keseceğim . Lütfen instagram hesabından gelebilecek gönderilere itibar etmeyin

Siz hiç mezarlıkta Cafe gördünüz mü? Bize özgü enterasan bir durum. Merak ediyorsanız Sultanahmet'ten Çemberlitaş'a gide...
19/11/2021

Siz hiç mezarlıkta Cafe gördünüz mü? Bize özgü enterasan bir durum. Merak ediyorsanız Sultanahmet'ten Çemberlitaş'a giderken Divanyolu'nda (tramvay yolu) sağ kolda göreceğiniz kocaman türbelerin bahçesinde, bahsettiğim Cafe ...

Burası esasında II. Mahmud'un türbesi olarak yapılmış. Sultan II. Mahmud vefat ettiğinde oğlu Sultan Abdülmecid babası için mimar Dadyan kardeşlerden bir türbe yapmalarını istemiş. II. Mahmud'u çok seven kızkardeşi Esma Sultan da sarayının bulunduğu araziyi vermiş ve yerine bugün gördüğümüz türbe yapılmış.

Türbe, sebil, çeşme, hazire ile bekçi odalarından oluşan yapıda günümüzde Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid'in de mezarları bulunmakta. Türbenin yanındaki avlu 1861 yılında hazireye (türbeye bağlı mezarlık) dönüştürülmüş ve büyük çoğunluğu 1840–1920 tarihleri arasında görev yapmış devlet adamları ve yazarlar, şairler bu avluya defnedilmişler.

Günümüzde Osmanlı taş işleme sanatının çok güzel örneklerini yansıtan mezar taşları ve lahitlerin arasından geçip avlunun sonuna vardığınızda sizi bir Cafe karşılayacak. Eğer dünyanın başka yerinde benzer bir örnek biliyorsanız benimle de paylaşmayı unutmayın lütfen

Orta Avrupanin en guzel şehirlerinden biri olan Budapeşte’de Aziz Matthias Kilisesi 1015 yılında Kral Aziz Stephan taraf...
01/10/2021

Orta Avrupanin en guzel şehirlerinden biri olan Budapeşte’de Aziz Matthias Kilisesi 1015 yılında Kral Aziz Stephan tarafından yaptırılan kilise Moğol istilasında yerle bir edilmiş 13 yy da Kral Matthias tarafından tekrar yaptırılmış Ancak bu yapıda çıkan yangınlarda ve Habsburglara karşı ayaklanan Macarlar tarafından tahrip edilmiş Bugün gördüğünüz kilise ise 19 yy eseri Bir çok hükümdarın taç giydiği bu kilisenin bir de önemli özelliği var Kanuni Budapeşte’yi fethettiğinde burada ilk Cuma namazını kıldırmış ve yapı Osmanlı döneminde camii olarak kullanılmış Budapeşte’nin mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerinden biri Bulunduğu Balikci Tabyasinin hemen üstündeki meydandan harika fotoğraflar çekebilir ve etraftaki kucuk kahvelerde keyif catabilirsiniz

Her türlü güçlüğe karşı yılmadan savaşan, 26 Ağustos’ta başlattığı büyük taarruzu 30 Agustosta zafere taşıyan, bizim bu ...
30/08/2021

Her türlü güçlüğe karşı yılmadan savaşan, 26 Ağustos’ta başlattığı büyük taarruzu 30 Agustosta zafere taşıyan, bizim bu topraklarda özgürce yasamamızın mimarı olan Atamızı ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz. Zafer bayramımız kutlu olsun

Mitolojik bir Aşk, ihanet ve İntikam Öyküsü.... Sığla Ağacı .. Yerel ağızla günnük veya günlük ağacı da denilen bu ağaç,...
07/08/2021

Mitolojik bir Aşk, ihanet ve İntikam Öyküsü....

Sığla Ağacı .. Yerel ağızla günnük veya günlük ağacı da denilen bu ağaç, ülkemize özgü bir endemik. Yani Dünyada sadece Türkiye'nin güneybatısında yetişiyor.

Sığlanın cins adı Liquiambar "hoş kokulu akıcı" anlamına geliyor. Sığla yağının tedavi edici özellikleri var, aynı zamanda parfüm olarak kullanılır. Mısır da aşk iksiri olarak nitelendirilmiştir. Sığla ağacının kabuğu da bir çok dini ritüelde buhur olarak kulanılır ve kötü ruhları uzaklaştırdığına inanılır. Antik çağlarda Pysikos (Marmaris) ve Kaunos (Köyceğiz) kentlerinin en önemli ihraç ürünlerindendir.

Gelelim ağacın hikayesine. Afrodit kocası Hespaistos'u Ares ile aldatır. Uyuyakalan çifti güneş Tanrısı (Helios) da sayılan Apollon görür ve olayı hemen Hepaistos'a yetiştirir. Demir bir ağ yapan Hepaistos çifti yakalar ve tüm Tanrıların önünde rezil eder. Çok utanan Aphrodit intikam yemini eder ve esas hikaye burdan sonra başlar.

Leucothoe ve Klytie adında iki prenses kız kardeş vardır. Klytie güneş tanrısına deliler gibi aşıktır. Ancak beklediği intikam fırsatının geldiğini anlayan Aphrodit, Apollo'yu Leucothe'ye aşık eder. Apollonun gözü başka hiçbir şeyi görmez, bazen gitmesi gereken yeri unutur karakış devam eder, bazen olduğu yerde oyalanır cehennem sıcakları bir türlü bitmez. Sonunda annesinin kılığına girerek Leucothe ile yanlız kalan Apollon kendi şeklini alır, aşkını söyler ve iki sevgili beraber olurlar.

Kıskançlıktan çılgına dönen Klytie kardeşini babasına şikayet eder ve kral kızını bir çukura gömdürür. Üç gün boyunca sevgilisini arayan Apollon, Leucotheyi bulduğunda artık çok geçtir, verdiği hayat öpücüğü bile genç kızı hayata döndüremez. Apollon son çare olarak Leucothe'yi yeniden doğuşun ve aşkın sembolü olan Sığla ağacına dönüştürür.

Klytie'ye ne oldu derseniz, yemeden içmeden kesilir sabahtan akşama denk güneşi seyreder durur. Haline acıyan tanrılar da onu "Günebakan" bitkisine çevirirler.

Maalesef bölgedeki yangınlardan dolayı henüz bu özel türün ne kadarını kaybettiğimizi bilemiyoruz. Ancak bölge halkının çabalarını, yardımların aktığını ve gerçekten yerine ulaştığını gözlerimle gördüm. El uzatan herkese teşekkürler..

Günlerdir yazmaya oturuyorum. Yazıp yazıp siliyorum. Ülkemiz yanıyor çaresiz izliyoruz. Bugün de Bodrum Kumbahçe tahliye...
31/07/2021

Günlerdir yazmaya oturuyorum. Yazıp yazıp siliyorum. Ülkemiz yanıyor çaresiz izliyoruz. Bugün de Bodrum Kumbahçe tahliye edildi. Ne tarafa dönsek yangın haberi. Sabahtan beri herkes elinde telefon yakınlarını arıyor, yangın size yakın mı diye.

Aynı anda birçok noktada başlayan yangınlar. Yangından kaçamayan küçük, büyük hayvanlar, yitip giden canlar. Her sene bu son olsun deyip yaşanan yangınlar.

Yangından sonra değil günlerce, aylarca, senelerce içler acısı, her geçtiğinizde ağlatan yürek burkan orman kalıntıları, küller... Bilmem biliyor musunuz, yangın sonrası toprağın kendine gelmesi bayağı vakit alıyor, hemen dikim yapılamıyor aynı bölgeye..

Elimden birşey gelmiyor, sadece içimi döktüm üzüntümü paylaştım.

Bir de Tema Vakfının başlattığı kampanyaya katıldık bugün ailecek. Giden canları yerine koyamasak da yeni ağaçlar dikilsin istedik.

Bugün Kurban Bayramı... İslam dininde Kurban Bayramının kökeninin Hz. İbrahim'in oğlunu kurban etmek üzereyken, onun yer...
20/07/2021

Bugün Kurban Bayramı... İslam dininde Kurban Bayramının kökeninin Hz. İbrahim'in oğlunu kurban etmek üzereyken, onun yerine bir koçun gönderilmesine dayandığını herhalde hemen herkes biliyordur. Ancak kurban geleneği bir çok farklı din ve kültürde de çağlar boyunca uygulanmış.

Sümerler Ziggurat denen tapınaklarında genelde büyükbaş hayvan kurban ederken, Hititler p*s kabul ettikleri domuz ve köpek harici hemen her hayvanı tanrılarına kurban olarak sunmuşlar. İlk hasat, ilk meyveler, hayvanların en güzel ve en sağlıklısı hep tanrılara adanmış. Hitit ve Sümerler kan akıtmayı tercih ederken Antik Yunanda ise genelde yakılarak kurban edilmiş hayvanlar..

Günümüzde İslam Dünyası haricinde de süregelen bazı kurban gelenekleri var.

Örneğin komşumuz Ermenistan'da uygulanan ‘matagh’ geleneğine göre, tanrıya şükretmek için veya bir ölünün ruhuna bir erkek hayvan kilisenin bahçesinde yapılan bir dini törenle kurban ediliyor. Kurban edilen bir dana ise eti 40 eve, koçsa 7 eve, horozsa 3 eve dağıtılıyor. Bu etten sadece haşlama yapılıp ve gün batmadan tüketiliyor.

Diğer komşumuz Yunanistanın bazı köylerinde ise Kourbania denen bir adet var. Zamanında Anadolu topraklarında yaşayan Rumlar tarafından getirilrildiği düşünülen bu gelenekte, azizlere adanmış kutsal bir günde kuzu kurban ediliyor. Kurban edilecek kuzu, adak mumlarının yakıldığı törenlerle köy sokaklarından köyün kilisesine getiriliyor ve kurbandan sonra tüm köy birlikte kilise avlusunda yemek yiyor.

Tüm kurban gelenekleri arasında belki de ilginci Nepal’da güç tanrıçası Gadhimai adına düzenleniyor. Gadhimai Festivali beş yılda bir yapılıyor, bir ay boyunca devam ediyor ve yaklaşık 15 milyon kişi katılıyor. Yaklaşık 250 yıl önce bir toprak ağasının rüyasında tanrıça Gadhimai’nin susadığını görmesiyle başlayan bu festival süresince bufalodan domuza, öküzden fareye, keçiden güvercine, inanması güç ama yaklaşık 500.000 hayvan kurban ediliyor.

Sizlerin de bildiği duyduğu değişik ritueller varsa paylaşırsanız sevinirim. Herkese tüm sevdileri ile geçireceğiharika bir bayram diliyorum.

20/07/2021
BODRUM KALESİ..  Yaz sıcakları ile birlikte ben de de bir rehavet başladı. Baktım uzun zamandır hiçbir şey yazmamışım O ...
17/07/2021

BODRUM KALESİ.. Yaz sıcakları ile birlikte ben de de bir rehavet başladı. Baktım uzun zamandır hiçbir şey yazmamışım O zaman yaz ve tatil denilince akla ilk gelen yerlerden biri olan Bodrum’dan bahsedeyim dedim. Bodruma yolu düşenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerden biri Bodrum Kalesi.. Sıcak şimdi demeyin, üşenmeyin kaleyi ve içinde bulunan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesini mutlaka gezin.
☀️
Bodrum kalesinin üstünde bulunduğu yer esasında bir ada imiş, zaman içinde kara ile bağlanmış. St. Jean Şövalyeleri kaleyi güçlenmekte olan Osmanlı tehdidine karşı 1402 yılında Aziz Peter onuruna inşa ettirmişler. İtalyan, Fransız, Alman ve İngilizlerin ortak eseri olan kalenin inşasında kullanılan taşlar da dünyanın yedi harikasından biri olan ve yine Bodrum’da bulunan Mausolleios’un (Merak ederseniz, Kral Mauolleios’un hikayesini de başka bir sefere anlatırım) mezarından devşirilmiştir.
🏰
2016 yılından beri UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde olan Bodrum Kale’si 1964 yılından beri de Bodrum Müzesine ev sahipliği yapıyor. Ülkemizin tek, dünyanın ise en önemli sualtı arkeoloji müzelerinden biri olan Bodrum Sualtı arkeoloji Müzesi 1995 yılı Avrupa Özel Övgü ödülüne de sahip.
👏
Dünyanın en eski batığı kabul edilen ve 3300 yıl önce batan ticaret gemisi ‘’Uluburun Batığı’’nı burada görebilirsiniz. Gemi Mısırdan yola çıkmış ve Marmaris limanına 60 metre kala alabora olmuş. Gemi Mısır kraliçesi Nefertiti’nin mührünü taşıyor ve bilinen eksiksiz en eski cam külçeler buradan çıkarılmış. Ayrıca fil dişleri, altın takılar, altından fayanslar, yiyecek tohumları da bulunmuş.
⛵️
Tabi ki sergilenen tek batık Uluburun batığı değil. Finike Gelidonya Burnu batığı, Bodrum Yassıada batığı, Roma Tüccar gemisi, Şeytan Deresi Batığı, Marmaris Serçe Limanı batığı ve Tektaş Batığı’ndan çıkarılan eserler de müzede sergileniyor.
🩰
Bodrum'un en romatik yerlerinden biri olan Kalenin eşsiz atmosferinde düzenlenen etkinlik ve konserlerin ise tadına doyum olmuyor. Özellikle bu yıl 4 Ağustos’ta başlayacak olan 18. Bodrum Bale Festivalini takip etmenizi öneririm.

Merhaba Geçtiğimiz gunlerde İstanbul Gonulluleri 2 Kıta 7 Tepe projesi kapsamında Mısır Çarşısını anlattım Bakalım beğen...
07/07/2021

Merhaba Geçtiğimiz gunlerde İstanbul Gonulluleri 2 Kıta 7 Tepe projesi kapsamında Mısır Çarşısını anlattım Bakalım beğenecek misiniz https://youtu.be/JxrX3GKmSzA

Yüzyıllardır çekim merkezi olmayı başarmış, Kapalı Çarşı ile beraber İstanbul’un en bilinen çarşılarından biri Mısır Çarşısı.. Osmanlı zamanında gerek bahara...

Bir Gizem.. Geçtiğimiz günlerde küçük oğlumun tenis turnuvası için Aydın'a gittik. Aileyi bir arada yakalamışken yörede ...
01/07/2021

Bir Gizem.. Geçtiğimiz günlerde küçük oğlumun tenis turnuvası için Aydın'a gittik. Aileyi bir arada yakalamışken yörede pek de bilinmeyen bir yeri gezdireyim onlara istedim.

Çine sınırları içinde yer alan Gerga antik kenti. Antik kent dediğime bakmayın , esasında bir kült ve tapınak alanı olduğu düşünülüyor. Gerga'nın da ne olduğuna dair çeşitli tartışmalar var. Yöresel bir tanrıçanın adı mı, yoksa kentin/kült alanının adı mı, henüz çözülmeyi bekleyen bir gizem.

Gerga'ya ulaşım biraz zorlu, arazi aracınınız yoksa en iyisi arabayı Alabayır veya Kırksakallar köylerinden birine park edip yürümek. İlk dikkatinizi çekenlerden biri üçgen alınlıklı bir yapı olacak. Yapının üzerinde yunanca harflerle Gergas yazıyor. Buranın bir tanıpak veya anıt mezar olabileceği yönünde farklı fikirler var.

Birçok tekne benzeri taş göreceksiniz bunlarda zeytin ve üzüm ezilerek zeytinyağı ve şıra/şarap yapılmış.

Birde ortada kült alanı olduğu düşünülen bir taş teras var. Terasın tabanındaki aslan pençesi desenini görmek hala mümkün. Terasın üzerinde kolosal bir tanrıça heykelinin yuvası görülüyor, heykelin parçaları terasın aşağısına yuvarlanmış. Civar köylerde yaşayanlar heykelin heylekin 50-60 yıl öncesine kadar sağlam ve yerinde olduğunu söylüyorlar.

Terasın yanında yüzleri terasa dönük iki boyutlu piramidal formda iki kült yazıt taşı var. Bu tarz taşlara genelde Baitylos deniyor. İkisinin de terasa (yani zamanında heykele) bakan yüzlerinde Gerga kome (Gerga köyü) yazıyor. Bu kadar büyük bir kült alanı akla çevre şehirlerin ortak kullanmış olabileceği bir tapınak merkezini akla getiriyor.

Heykelin de Anadolu'nun ana tanrıçası Kybele'nin yerel bir dağ tanrıçası versiyonu olduğu düşünülüyor.

İşte bu noktada alandaki bir çok taşın üzerinde yazılı olan Gerga- Gergas-Gergakome yazılarının şehrin adı mı yoksa tanrıçanın adı mı olduğu tartışılmakta.

Geçtiğimi Eylül ayında (2020 Eylül) Adnan Menderes Üniversitesi tarafından alanda ilk kazı çalışmaları başlatıldı.

Anadolu'nun bir çok köşesi böyle ilginç gizemlerin çözülmesini bekleyen kalıntılarla dolu..

YAZLIĞA ÇIKMA... Nedendir bilmem, her yerde öyle mi kullanılır onu da bilmem ama benim çocukluğumda İstanbul'da yazlığa ...
26/06/2021

YAZLIĞA ÇIKMA... Nedendir bilmem, her yerde öyle mi kullanılır onu da bilmem ama benim çocukluğumda İstanbul'da yazlığa gidilmez yazlığa çıkılırdı. Dedemin söylediğine göre eski İstanbul'da yazlık sayılan yerler Boğaziçi olduğu ve kuzeyde olduğu için böyle bir söylem gelişmiş. Bu terimi duyan ve nerden geldiğini bilen varsa bana da söylerse çok sevinirim.

Evet Boğaz sahilleri uzun süre şehir içi değil yazlık yerler olarak düşünülmüş, yalıların bir çoğu yazlık konaklar , saraylar olarak yaptırılmış. Ancak yazlığa gitmenin de kendine göre bir adabı varmış.

Reşat Ekrem Koçu'dan öğrendiğimize göre Tanzimat devrine kadar yazlığa gidecek kişiler ister kendi mülkleri olsun ister kira ile tutsunlar öyle canları istediği zaman Boğaziçine taşınamazlar, keza mevsim bittiğinde de canları istediğinde şehir içindeki konaklarına dönemezlermiş.

Her yıl sayfiye mevsimi için Haliç ve Boğaziçi sahillerinin güvenliğinden mesul Bostancıbaşı Ağa tarafından bir Bostancı başı defteri düzenlenirmiş. Önceden herkesin nereye yazlığa gitmeyi planladığı öğrenilir ve bu deftere işlenirmiş. Herkesin nerede oturacağı belli olduktan sonra havaların da durumuna göre birgün sayfiyeye göç müsadesi çıkarmış. Yine aynı şekilde dönüş zamanı da sarayın müsadesine bağlı imiş.

Padişah saltanat kayığı ile gezmek isterse Bostancı başı defteri de alınır ve padişah merak ettiği yerlerde kimlerin oturduğunu defterden öğrenebilirmiş. Bu defterde sırasıyla yalı, köşk, dükkan, cami, arsa, iskele artık sahilde ne varsa sıra ile yazılır, kiraya verilmiş yerler hem sahipleri hem kiracıları ile işlenirmiş.

Gelin 3. Selim zamanındaki bir defterden birkaç satır okuyalım " Beykoz İskelesi, yanında Mustafa'nın hanesi, yanında Hacı oğlu Ahmed'in yalısı ve arsası, yanında Laz Hğseyin'in yalısı, yanında sabık İstanbul Kadısı Hamamizade Efendi'nin yalısı, yanında Merhabazade oğlunun yalısı, yanında Odabaşızade oğlunun Yalısı .." Liste böyle uzayıp gidiyor....

Günümüzde böyle kurallar yok çok şükür. Pandeminin biraz yavaşlayacağını ve normele döneceğimizi umarak herkese çok güzel bir yaz diliyorum.

📷 Arnavutköy 1890
Çengelköy 1906
Beykoz Çayırı
Bebek 1906

BİR ANLIK KIZGINLIK.....Bebek sahilinde ister karadan ister denizden geçin, bu muhteşem yalıyı farketmemeniz imkansız. B...
16/06/2021

BİR ANLIK KIZGINLIK.....Bebek sahilinde ister karadan ister denizden geçin, bu muhteşem yalıyı farketmemeniz imkansız.

Bugün bu yalı Mısır Konsolosluğu olarak hizmet vermekte. Yapı, “Hıdiva Sarayı”, “Emine Valide Paşa Sahilsarayı”, “Hıdiv İsmail Paşa Yalısı”, “Valide Paşa Yalısı”, “Mısır Konsolosluğu Sahilsarayı” olarak da bilinir.

Buradaki ilk yapı, 1781‘de inşa edilen Sultan I. Abdülhamit devri şeyhülislamı Dürrizade Mehmet Ataullah Efendi’nin yalısıdır. Buradaki ikinci yapı ise, II. Mahmut’un sadrazamlarından Rauf Paşa’nın yalısıdır. Daha sonra, Tanzimat devri sadrazamlarından Ali Paşa, Rauf Paşa’dan yalıyı satın almış ve yenilemiştir. Boğazın tam ortasında, en güvenli koyunda ve en büyük yalılarından biri olan bu yalıda, çok önemli toplantılar yapılmış, ünlü konuklar ağırlanmıştır. 1858 Karadağ Konferansı Girit İsyanı Meselesi için burada toplanılmış. 1869 da İstanbul’a gelen İngiliz Veliahdı, burada verilen bir ziyafete katılmış ve Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph, burada ağırlanmıştır.

Ali Paşa ölünce, varisleri yalının giderlerini karşılayamamış. Sultan II. Abdülhamit yalıyı satın alarak, Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’nın validesi prenses Emine’ye hediye etmiştir. Emine Valide Hanım, sultanın çok saygı duyduğu karizmatik bir kişilik. Aynı zamanda Osmanlı'da paşa ünvanını alan tek kadın.

Bu hediyeye çok menun olan Emine Valide Paşa, 76 metrelik rıhtımıyla en uzun sahil şeridine sahip yalıyı Mimar Raimondo D’Aronco’ya yeniden yaptırmış. Türkiye Cumhuriyeti kurulunca, Emine Valide Paşa, Bebek’teki yalısını devlete bağışlamak istemiş. Fakat resmi yazışmalarda, o dönemlerde “ağa”, “paşa” gibi unvanlar yasaklanmış olduğundan, Emine Valide Paşa’ya “Bebekli Emine Hanım” diye hitap edilince, buna sinirlenen Valide Paşa, yalısını Mısır hükümetine ölünceye denk oturmak şartı ile bağışlamış.

KAPADOKYA Devam...Outdoor aktivitelerini sevenler için de özel bir yer bu bölge.. Tabi en bilineni bu aktivitelerin Balo...
11/06/2021

KAPADOKYA Devam...Outdoor aktivitelerini sevenler için de özel bir yer bu bölge.. Tabi en bilineni bu aktivitelerin Balon Turu.

Kapadokya, balon turu için en güvenilir merkezlerden biri. Uçuş firmaları Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından düzenli olarak denetleniyor. Balon ile bölgeyi kuşbakışı izlemek özel bir deneyim. Tek handikap sabah erken kalkmak zorunluluğu, çünkü balonlar gündoğumunda havalanıyorlar. Emin olun biraz uykusuzluğa değer, inanılmaz Kapadokya gün doğumu gösel bir ziyafet. Rüzgarlı bir bölge olduğundan yaz aylarında bile ince bir hırka almayı sakın unutmayın.

Kapadokya ismi Katpatuka'dan geliyor. Pers dilinde Güzel Atlar Ülkesi demek. O zaman atla vadileri dolaşmanın tam yeri. Atla Safari denen bu turlara katılmak için binicilik konusunda tecrübeli olmanız da gerekmiyor. Ata ilk binişiniz olsa bile, profesyonel hizmet veren ve güvenlik önlemleri denetlenen at çiftliklerinde küçük bir brifing sonrasında bölgeyi atla keşfedebilirsiniz. Hatta at çiftliklerinin çoğunda güzel bir kahvaltı imkanı da var.

Kızılırmakta rafting, atv safari, uzun yürüyüş turları da kapadokyada yapabileceğiniz diğer outdoor aktiviteleri.

Fotoğraf makinenizi de mutlaka hazırda bulundurun. Gerçi her yerden inanılmaz görüntüler sunuyor bölge ama siz yine de Avanos veya Göremeden kalkan balonları fotoğraflamayı unutmayın.

Paşabağ vadisi, Göreme Açık Hava Müzesi, gösterişli panoramik manzarası ile Uçhisar Kalesi, her gelenin buradaki peri bacalarını farklı şekillere benzettiği Devrent Vadisi, Ürgüp’te yer alan Üç Güzeller peri bacaları, gün batımında mutlaka görülmesi gereken Kızılçukur Vadisi ve Güvercinlik Vadisi de Kapadokya’nın diğer fotojenik noktaları arasında sayılabilir.

Bölgeye gelmişken yörede yetişen üzümlerden yapılan yerel şarapları ve Kızılırmak kenarında kiremitte yayın balığını da tatmayı unutmayın.

KAPADOKYA Devam...Geçen gönderimde bölgenin tarihininden bahsetmiş ve bölgedeki vadilerin, kayaların ve hatta yeraltı şe...
08/06/2021

KAPADOKYA Devam...Geçen gönderimde bölgenin tarihininden bahsetmiş ve bölgedeki vadilerin, kayaların ve hatta yeraltı şehirlerinin saklanma amaçlı yapıldığını söylemiştim. İyi de bu vadiler, peribacaları nasıl oluştu?

Milyonlarca yıl önce Hasandağı ve Erciyes volkanlarının püskürmesi ile bölge tüf adı verilen lav ve kül karışımından oluşan bir tabaka ile kaplandı. Coğrafi oluşum devam ederken tüfün üstüne bazı yerlerde basalt gibi daha sert kayalardan oluşan tabakalar yerleşti ve Kapadokya platosu oluştu. Bölgedeki bir çok akarsu platoyu derin vadilerle bölerken, yağmur, don, kar gibi doğa olayları da daha da küçük parçaları oluşturdu. Ancak altta bulunan tüf kolaylıkla şekil alırken üstte kalan sert kayalar görece daha iyi korundu. Böylece peri bacası dediğimiz üstlerinde sanki şapkaya benzer bir taş olan oluşumlar ortaya çıktı.

Hem vadilerin karmaşıklığı hem de tüfün kolayca şekil alması saklanmak isteyenlerin kaya ve yeraltı yerleşimleri kurmasını kolaylaştırdı. Bölgede gezilebilecek bir çok yeraltı şehri buluyor. Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak, Mazı bunlardan sadece bazıları.

Yeraltı şehirlerinde tabi ki sürekli yaşamamış insanlar, sadece düşman saldırılarından kurtulmak için belirli sürelerle kullanılmış alt katlar. Yüzeye yakın ilk katlar da barış zamanlarında depo amacıyla kullanılmış. Bazı yeraltı şehirleri Hititler zamanına dek uzanıyor. Daha sonra gelen Hristiyanlar da daha fazla kat oyarak şehirleri büyütmüşler

Yeraltı şehirleri bazı ortak özelliklere sahip. Katlar arasında sürgü taşı ile içeriden kapatılan geçitler var. Ana amaç saklanmak ve düşmandan korunma olduğu için geçitler oldukça dar. Yüzeye en yakın girişte genelde ahırlar bulunuyor.

Alt katlara inildikçe ortak alanlar var ve daha geniş bölümler görülüyor. Temiz hava en aşağı katlara kadar inen havalandırma bacaları ile temiz su ise kuyularla sağlanıyor. Birçok yeraltı şehrinde ocaklar, şarap yapılan bölümler, ibadet alanları, erzak saklama alanları görülebiliyor.

Eğer yolunuz Kapadokya'ya düşerse yeraltı şehirlerini görmeyi unutmayın. Nerede iyi fotoğraf çekilir, hangi outdoor aktiviteleri yapılır sorularının cevabı da bir sonraki gönderide...

KAPADOKYA... Geçen gün bir arkadaşım Göreme Açıkhava Müzesi önündeki bilet kuyruğunu gösteren bir resim göndermiş. Ne ka...
06/06/2021

KAPADOKYA... Geçen gün bir arkadaşım Göreme Açıkhava Müzesi önündeki bilet kuyruğunu gösteren bir resim göndermiş. Ne kadar sevindim anlatamam. Biz rehberler pandeminin en çok zarar verdiği iş kollarından birini yapıyoruz. (Tabi kime zarar vermedi ki?) Yavaş yavaş da olsa gezilerin başlaması çok sevindirici...

Kapadokya genel olarak Nevşehir, Avanos, Aksaray'a yayılan bir bölge. Niğde,Kırşehir ve Kayseri'nin bazı ilçeleri de bölge içinde sayılıyor. Bölgede her ilgi alanına, her zevke uygun bir etkinlik bulmak olası. Bazıları değişik şekilli peri bacaları ve diğer inanılmaz doğal güzelliklere, bazıları tarihi ve kültürel özelliklerine , bazıları da outdoor etkinliklerine vuruluyorlar Kapadokya'nın. Tabii yemek içmeyi ve güzel şarapları da unutmamak lazım.

Hazır Göreme demişken biraz bölgenin tarihinden bahsedeyim. Hıristiyanlığın ilk yıllarında Romalılardan saklanmak isteyen Hristiyanlar yerleşmiş bölgede. Daha sonraları Hristiyanlık yaygınlaşmaya başladığında da ilk Manastırlar ve manastır eğitimi başlamış. Doğanın sunduğu peri bacaları ve kaya oluşumlarının içlerini oyarak geliştirmiş insanlar, evler, kiliseler yapmışlar. Hatta yer altı kentleri bile yapmışlar. Bu gizli vadiler, kayalıklardan oluşan bölge güvenli bir sığınak haline gelmiş yüzyıllar boyunca.

Göreme Açıkhava Müzesi de bu manastır yapı topluluklarının en büyüklerinden biri. 1985 yılından beri UNESCO Dünya Mirası listesnde yer alan müzede kızlar manastırı, Erkekler Manastırı, Karanlık kilise , Elmalı Kilise Aziz Basileus Kilisesi, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise gezilebiliyor. Kiliselerin bazıları erken dönem geometrik süslemeleri yansıtırken , bazılarında ise fotoğraflarda da gördüğünüz Hz. İsa'nın hayatından ve İncilden sahneleri yansıtan freskler görülebiliyor.

Yine tarih /sanat tarihi meraklıları için bölgede bulunan Çavuşin kilisesi ve Nevşehir El-Nazar kiliseleri de oldukça ilginçtir. Yine Soğanlık ve Ihlara vadilerinde de benzer manastır yapılaşmaları vardır.

Sizce bir sonra neyi yazayım? Bölgenin oluşumu? En iyi fotoğraflar nerelerden çekilir? Yeraltı şehirlerinde nasıl yaşanırdı? Outdoor aktiviteleri? Lütfen yorum bırakın..

MATBAH-I AMİRE Devam.... Topkapı Sarayında yemek adabının çok sıkı kurallara bağlı olduğundan daha önce bahsetmiştim. Su...
03/06/2021

MATBAH-I AMİRE Devam.... Topkapı Sarayında yemek adabının çok sıkı kurallara bağlı olduğundan daha önce bahsetmiştim. Sunulan yemekler de farklı rütbelere farklı gruplara göre değişkenlik gösteriyordu.

Örneğin bugün bilgiğimiz beyaz ekmek ogün için bir lükstü ve sadece padişah, ailesi, sadrazam ve üstrütbeli saray erkanı için pişirilirdi. Diğerleri rütbelerine göre farklı unlarla pişirilmiş ekmekler yerlerdi.

Herşey mevsiminde ve en iyi yerden alınarak getirilerek kullanılırdı. Bugün Topkapı Sarayı Mutfaklarında hangi besinin nereden getirildiğini gösteren güzel bir video seyredilebilir.

Sarayda en makbul et kuzu etiydi. Ancak sadece kuzu mevsiminde yani ruz-ı hızırdan (Hıdırellez) ruz-ı kasıma (9 Kasım'a denk geliyor) kadar tüketilirdi. Ve koyun etine göre daha lükstü. Dana eti tüketilmez sığr eti ise sadece sucuk, pastırma yapımında kullanılırdı.

Bazı yemeklerde zeytinyağı kullanılsa da sade yağ tercih edilirdi. (Sade yağ tereyağını refine edilerek yapılan bir yağ çeşidi). Et ve tavuk yemeklerinde tarçın kullanması adettendi. Limon kullanılmakla beraber koruk veya vişne tercih edilirdi. Birçok farklı meyve de iç pilavla doldurularak dolma şeklinde sunulurdu.

Hangi tarifi daha çok beğendiniz, bana yazın lütfen

Mutancana

600 gr. kuzu kolu biraz tuz karabiber ve tarçın ile ovalayın, sonra 3 yemek kaşığı tereyağ ile mühürleyin. 10-12 adet arpacık soğan, yarım su bardağı bademi de kavurun. Hepsini derin bir fırın kabına alın. 500 ml etsuyu, 10 adet kuru kayısı,5 adet kuru incir, 1 bardak kuru üzüm de ilave edin. Üstünü folyo ile kapayıp 150 derecede 2,5 saat kadar pişirin

Kavun dolması

1 fincan pirinci haşlayın, 2 yemek kaşığı tereyağında piyazlık doğranmış 1 soğanı kavurun. 400 gr kıyma, ince doğranmış maydanoz, dereotu ve kuş üzümü, badem içi ve fıstık içi ve tuz, karabiber, yenibahar ve taze kişniş ilave edin . 5-7 dakika kavurun. Pirinci ekleyin
Ortası oyulmuş orta boy kışlık kavuna hazırlamış olduğumuz iç doldurulur. 180°C fırında 15-20 dakika pişirin. Kavunun içinden oyduğunuz parçaları tereyağda maydanozla kavurun. Yemeğin üstüne sos olarak servis edin

Afiyet olsun

MATBAH-I AMİRE  İstanbul'da vapurla iki kıta arasında gidip gelirken Sarayburnu açıklarında Romalıların zeytinlik dedikl...
01/06/2021

MATBAH-I AMİRE İstanbul'da vapurla iki kıta arasında gidip gelirken Sarayburnu açıklarında Romalıların zeytinlik dedikleri sırta yaslanmış göreceksiniz Topkapı Sarayını. Denize en uzun silüet veren binalar ise Matbah-ı Amire yani Saray Mutfaklarıdır.

Deniz kıyısından olanca ihtişamı ile görülen mutfaklar sarayın ikinci avlusunda Divan Meydanını bir taraftan sınırlandıracak şekilde yerleştirilmiştir. Asıl mutfak binası 10 bölümden oluşmakta, her bölümde sarayın farklı bir hiyerarşiye sahip grubuna yemek pişirilmekte ve herkes kendi statüsüne uygun sofrada yemek yemektedir. Farklı dönemlerde birimlerin hizmet ettikleri gruplar değişmiştir.

Örneğin Sedad Hakkı Eldem'e göre, bir ve ikinci birimler 'Has Mutfak'; üç, dört ve beşinci birimler 'Enderun Mutfağı'; altı, yedi ve sekizinci birimler 'Harem ve Birun Mutfağı'; dokuz ve onuncu birimler saray tatlılarının hazırlandığı 'Helvahane'dir.

Mutfaklarda yemek pişirilen bölümün haricinde kiler, kalayhane, çalışanlar için bir mescit gibi yemeklerin hazırlanması ve saklanması için gereken başka bölümler de vardır.

Her birimin aşçıbaşısı farklıydı ve emrinde ona bağlı çalışan şakirtler (çırak), halifeler (kalfa) ve ustalar (aşçılar) bulunurdu. Topkapı Sarayında günde 2 kere yemek servisi yapılır,yapılan yemek 10.0000 kişilik (2x5000) olurdu. Cülüs, bayram, ulufe dağıtımı gibi farklı tören ve kutlamalarda bu sayı artardı.

Saray adetinde yere serilen bir örtünün üzerine alçak bir sini yerleştirilir ve yemekler bunu üzerinde servis edilirdi. Herkese ayrı tabak konmaz ortaya konak tabaklardan herkes kendi kaşığı ile alırdı. Yemek öncesinde ve sonrasında ibrik ve peşkirler (havlu yerine kullanılan bir tür dokuma) sunularak ellerin yıkanması sağlanırdı.

Fatih zamanından itibaren sultanlar sadece aile üyeleri ile aynı sofrayı paylaşmıştır. Sarayın diğer görevlileri de kendi konumlarına göre farklı sofralarda yemek yemiştir. Aynı grubun sofrasında da önce üst rütbeliler yer, onlar kalkınca bir alt rütbe yemeğe oturur ve kalan yemeklerden yerdi.

Sarayda neler yendiğini, nasıl pişirildiğini de merak ettiniz mi? Yorumlarda belirtirseniz, onu da bir sonraki postumda yazarım.

Address

Beşiktaş

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Elif Malkoç Kamar posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Shortcuts

  • Address
  • Alerts
  • Claim ownership or report listing
  • Want your business to be the top-listed Travel Agency?

Share