TARİH

TARİH TARİH HAKKINDA BİLİNEN BİLİNMEYEN HERŞEY.

22/03/2021

22 Mart 2021
09 Şaban 1442
09 Mart 1437

Çaldıran Zaferi 1514
İlk Kadın Pilot Sabiha Gökçen'in Vefatı 2001
Dünya Su Günü
"Mart Dokuzu" Soğuğu ve Fırtınası

07/02/2020

"Dost gerçekleri... Düşman işine geleni... Deli ağzına geleni... Aşık içinden geçeni söylermiş." Özdemir Asaf

07/02/2020

Tüm islam aleminin mübarek cuma günü hayırlara sebep olsun. Allah tüm dualarınızı kabul etsin.

07/02/2020

06 Şubat 2020 Perşembe / 12 Cemâziyelahir 1441

21. Osmanlı Padişahı ve 100. İslam Halifesi Sultan II. Ahmed'in vefatı - 1695

"Ben saltanata talip değildim. Allah-ü Teala saltanatı fazl-ı kereminden bu aciz kuluna nasip eyledi. Bu nimetin şükrünü eda edemem." Sultan II. Ahmed

06/02/2020

"Beni bende demen bende değilem, bir ben vardır bende benden içeru." Yunus Emre

06/02/2020

İş ehil olmayana verilince kıyameti bekle! (Buhari, ilim, 2)

06/02/2020

5 Şubat 2020 Çarşamba / 11 Cemâziyelahir 1441

Türkiye'de İlk Kez Türkçe Hutbe Okundu 1932

46. 47. 48. hükümetlerde görev almış (Anavatan Partisi), elektrik mühendisi profesör, siyasetçi, devlet adamı Adnan Kahveci'nin vefatı. 1993

26/08/2016

Ömer Halisdemir anısına...

Ömer Halisdemir için çekilen "30 Kuş" isimli kısa filmden bir kesit.

28/06/2016

İstanbul Atatürk Havalimanı'nda gerçekleştirilen hain terör saldırısını kınıyoruz.

Yaşamını yitiren şehitlerimize ve vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dileriz.

03/05/2016

Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun.

Mirac Kandili

Miraç; Receb'in 27. gecesi… Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimize, Mekke döneminde bir gece, Yüce Yaratan’ın sonsuz kudretinin eserlerini temaşa etmesi için önce Mescid-i Aksa’ya, oradan da semaya yaptırılan hikmet yüklü yolculuk… Kâinatın yüce yaratıcısının daveti üzerine gerçekleşen mucizevî buluşma…

Süleyman Çelebinin "Şeş cihetten ol münezzeh zül-celâl, Bîkemukeyf âna gösterdi cemâl" şeklindeki ifadesiyle "mahiyetini, nasıllık ve niceliğini bilemediğimiz bir şekilde yüce Allah ile görüşen" sevgili Peygamberimiz’in, şirk koşmayanların affedilebileceği müjdesi, Bakara Sûresi'nin son iki ayeti ve beş vakit namaz hediyesiyle yüce âlemlerden döndüğü gece…

Miraç bir arınma ve Allah’a yükseliştir. İnsanın erdem yolculuğu, beşerilikten insaniliğe yükseliş hikâyesidir. Sadece Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve varlığın düzeylerinde, hakikat göğünün katmanlarında değil, insanlığın Allah’a ulaşan yolunun duraklarında da gerçekleşmiş kutlu bir yolculuktur.
İsra suresinin başlangıç âyetlerinde bu kutlu yolculuğun ilk aşaması şöyle anlatılır:

“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”
Miraç; kendi semamıza, yani kalbimize ve iç dünyamıza bir yolculuk yapmamıza, arınmamıza, âlem-i İslam’ın ve bütün insanlığın yüksek değerlerle yücelmesine vesile olsun.

Kaynak: www.diyanet.gov.tr

Çernobil Faciası 26 Nisan 1986Çernobil Reaktör Kazası, bir deney sırasında meydana gelen 20. yüzyılın ilk büyük nükleer ...
26/04/2016

Çernobil Faciası 26 Nisan 1986

Çernobil Reaktör Kazası, bir deney sırasında meydana gelen 20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazasıdır. Ukrayna'nın Kiev iline bağlı Çernobil kentindeki Nükleer Güç Reaktörünün 4. ünitesinde 26 Nisan 1986 günü erken saatlerde meydana gelen nükleer kaza sonrasında atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri salındığı 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenildi.

1986’da Ukrayna’daki (O dönemde SSCB’nin bir parçasıydı) Kiev’in 140 km kuzeyinde bulunan Çernobil Nükleer Santrali’nde gerçekleşen kaza, her biri 1.000 Megawatt (MW) gücünde olan dört reaktörün hatalı tasarımının yanı sıra reaktörlerden birinde deney yapmak için güvenlik sisteminin devre dışı bırakılıp peşpeşe hatalar meydana gelmesi nedeniyle oldu.

En yüksek radyasyon dozlarına, sayıları bini bulan acil durum çalışanları ve Çernobil personeli maruz kaldı. Çalışanların bazıları için maruz kaldıkları dozlar öldürücü oldu. Zaman içinde Çernobil’de çalışan kurtarma personelinin sayısı 600 bini buldu. Bunların bazıları, çalışmaları boyunca yüksek düzeyli radyasyona maruz kaldılar. Çöken radyoaktif iyodinden kaynaklanan çocukluk tiroid kanseri, kazanın en önemli sağlık sorunlarından birisidir. Kazadan sonraki ilk aylarda, radyoaktif iyodin düzeyi yüksek sütlerden içen çocuklar yüksek radyasyon dozları aldılar. 2002 yılına kadar bu grup içinde 4000’den fazla tiroid kanseri teşhis edildi. Bu tiroid kanserlerinin büyük bölümünün radyoiyodin alımından kaynaklanmış olması çok muhtemeldir.

Bağımsız kaynaklar yüzlerce yıl boyunca Pripyat ve komşu bölgelerde yerleşimin güvenli olmadığını söylemektedirler. Ayrıca bölgeye giriş çıkışlar hala polis kontrolünde olup bazı bölgelere giriş yapılamamaktadır.

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
23/04/2016

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

21/04/2016

'Karanlıktan korkan çocuğu pekâla bağışlayabilirsiniz. Gerçek trajedi, aydınlarımızın aydınlıktan korkmazsıdır.'' Eflatun

20/04/2016

Hz. Muhammed (S.A.V.) Doğumu 571

19/04/2016

Kırşehir Depremi 19 Nisan 1938

18/04/2016

Hazret-i Muaviye'nin vefatı 18 Nisan 660

Hz. Muaviye, Peygamber efendimizin kayın biraderi ve vahiy kâtibi idi.
Resulullah'ın zevcelerinden Habibe validemizin kardeşidir.

Kabri Şam’dadır.

Mekke fethedildiği gün babası ile beraber, Resulullahın önünde müslüman olmuştur.

18/04/2016

İzmit Kâğıt Fabrikası'nda ilk Kâğıt üretimi. 18 Nisan 1936

Cevdet Baysal, o günü şöyle anlatıyor:

“O gün bir Cumartesi idi. Kağıt fabrikamızın kurucusu ve ilk müdürü Sayın Mehmed Ali Kağıtçı, bana müjdeyi birkaç gün önce vermişti. Müjdeyi alır almaz, İstanbul’da çıkan Cumhuriyet, Son Posta, Vakit, Milliyet, Ankara’da Hakimiyet-i Milliye (Ulus) gazetelerine, ‘Kağıt fabrikası ilk tecrübe imalatına Nisan’da başlıyor’ diye haber vermiştim. Anadolu Ajansı da haberi yayınlamıştı.

VE İLK KAĞIT

18 Nisan 1936 Cumartesi günü, ilk Türk kağıdına saat 15.03’te kavuşmuştu.

İSTANBUL ADALARININ FETHİ 17 NİSAN 1453Adaların Osmanlı egemenliğine geçmesi 1453'te II. Mehmed'in İstanbul kuşatması sı...
17/04/2016

İSTANBUL ADALARININ FETHİ 17 NİSAN 1453

Adaların Osmanlı egemenliğine geçmesi 1453'te II. Mehmed'in İstanbul kuşatması sırasındadır.

Kentin kuşatılmasından bir süre sonra donanma ile adalar önüne gelen Kaptan-ı Derya Baltaoğlu Süleyman Bey, kendiliklerinden teslim olan Kınalıada, Burgazadası ve Heybeliada'yı almış, kale ile çevrili Büyükada da güçlü bir direnişten sonra düşmüş ve adalar İstanbul'dan 42 gün önce fethedilmiştir.

Fetihten sonra manastırlar boşaltılmış, adaların Rum halkının çoğu buralardan göçmüş, bölge bir süre canlılığını yitirmiş, daha sonra keşişler yavaş yavaş eski yerlerine dönmüşler; Osmanlı döneminde patrikhaneye adalarda toprak kullanım ve mülkiyet hakları verilmiş ve adalar, eskiden olduğu gibi, manastırların ağırlık taşıdığı köy yapılarını sürdürmüşlerdir.

Turgut Özal'ın vefatı 17 Nisan 1993Mustafa Kemal Atatürk''ün ardından, Cumhurbaşkanlığı görevi sürerken vefat eden ikinc...
17/04/2016

Turgut Özal'ın vefatı 17 Nisan 1993

Mustafa Kemal Atatürk''ün ardından, Cumhurbaşkanlığı görevi sürerken vefat eden ikinci Cumhurbaşkanıdır.

16/04/2016

''İnsanların en cömerdi, istenilmeden veren, en asili de intikama gücü yeterken onu bağışlayandır.'' Hz. Hüseyin

Tarihte Bugün: 12 Nisan 1981 tarihinde uzay mekiği Columbia ilk görev uçuşu için fırlatılmıştır. 22 yıl boyunca, 27 tane...
12/04/2016

Tarihte Bugün: 12 Nisan 1981 tarihinde uzay mekiği Columbia ilk görev uçuşu için fırlatılmıştır. 22 yıl boyunca, 27 tane görev tamamlayan mekik, 2003 yılında 28. görevini tamamlayamadan Dünya'ya dönüşte atmosferde içindeki 7 mürettebat ile birlikte parçalanmıştır.

Balkan Şehitlerini Anma GünüBir asra yakın Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapan Edirne 20. yüzyılın başlangıç yıllar...
26/03/2016

Balkan Şehitlerini Anma Günü

Bir asra yakın Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapan Edirne 20. yüzyılın başlangıç yıllarında tarihinin en zor günlerini geçirmiştir. 1912’de Balkan devletlerinin Osmanlı İmparatorluğu’na karşı giriştiği Balkan Savaşı’nda Edirne 160 gün Şükrü Paşa’nın kumandasında kahramanca savunulmuş, işgalle birlikte Sarayiçi Mevkiinde esir tutulan binlerce vatan evladı günlerce ağaç kabuklarını yiyerek hayatta kalma mücadelesi vermiş, ancak açlık ve salgın hastalık nedeniyle şehit düşmüştür.

Yaşanan bu olaylar karşısında , yardım ümidinin de kalmaması üzerine Şükrü Paşa teslim olmayı uygun bulmuştur.26 Mart 1913 sabahı Bulgar Komutanlığına bir subay göndererek Edirne’nin teslim teklifini yapan Şükrü Paşa’yı aynı günün öğle vakti, Bulgar Komutanı General İvanof saygı ile karşılamış ve kılıcını sıradan bir biçimde teslim almış ise de, Edirne’ye gelen Bulgar Çarı Ferdinand, askeri törenle kılıcı Şükrü Paşa’ya iade ederek Edirne savunmasını ve Şükrü Paşa’yı takdir etiğini göstermiştir.

26 Mart gününde her yıl Balkan Şehitlerini Anma Günü olarak düzenlenmektedir…Aldığımız ilk nefesi onların verdiği son nefese borçlu olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız..

Edirne’mizi canlarını hiçe sayarak savunan, asker-sivil tüm şehitlerimize ve Şükrü Paşa’ya şükranlarımızı sunuyoruz, saygıyla önlerinde eğiliyoruz.

26/03/2016

Bu Gece Saatler 1 Saat İleri Alınıyor.

Saatlerinizi ileri almayı unutmayın!!

Muhsin YAZICIOGLU'nun Vefat yıldönümü (2009)Helikopter kazasıMuhsin Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraş mi...
25/03/2016

Muhsin YAZICIOGLU'nun Vefat yıldönümü (2009)

Helikopter kazası

Muhsin Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket etmek üzere içinde bulunduğu helikopter bilinmeyen bir sebepten dolayı düştü. Helikopter düştükten sonra İHA muhabiriİsmail Güneş112 Acil Servisi aramıştır. Bu konuşmada bacağının kırık olduğunu, helikopterde bulunanlardan sadece BBP Sivas il Başkanı Erhan Üstündağ’ın inlediğini, ne BBP Sivas il başkan yardımcısıMurat Çetinkaya ne de pilot Kaya İstektepe’den ses geldiğini, Muhsin Yazıcıoğlu’nu ise göremediğini söylemiştir.

Bu konuşmalarİsmail Güneş’in son konuşması olmuştur. Kazadan 48 saat sonra helikopterin enkazı veMuhsin Yazıcıoğlu dâhil 6 kişinin naaşı arama ekipleri içerisinden 17 gönüllü civar köylüsü tarafından Sisne ve Kızılöz Köyleri arasındaki Keş Dağı Kuru Dere Kanlıçukur mevkiinde bulundu. Enkaz, 48 saat süren arama çalışmalarının yapıldığı bölgenin içerisinde değil 115 km uzağındaydı.

28 Mart 2009 tarihi ve saat 14:10′da BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu’nun yaptığı açıklamaya göre, BBP Genel BaşkanıMuhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekiler vefat etmişlerdir. Kendisi daha önce on yedi defa trafik kazası geçirmişti ancak bunların hepsini hafif sıyrıklarla atlatmıştı.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun cenazesi ölümünden 6 gün sonra 31 Mart 2009 tarihinde Kocatepe Camii’nde düzenlendi. TBMM’deki törendeMuhsin Yazıcıoğlu’nun Türk bayrağına sarılı naaşının üzeri çiçeklerle süslendi. Cenaze törenine basın mensupları dâhil yaklaşık 700.000 kişi katıldı. Vasiyeti üzerine cenazesi, Taceddin Dergahı’na gömülmeyi vasiyet ettiği için bir bakanlar kurulu kararı çıkarılarak Mehmet Âkif Ersoy müzesi olarak kullanılan dergahın bahçesine defnedildi.Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün ardından memleketi Sivas’ta birçok parka ve caddeye ismi verildi. Amasya’da ve Ankara Çamlıdere ilçesinde yapılan caddenin ismiMuhsin Yazıcıoğlu Caddesi olarak değiştirildi. Anadolu’nun birçok yerinde park, cadde ve vakıflara onun ismi verilerek kendisine duyulan sevgi ve saygı tekrar ifade edildi.

'Biz enkaza ulaştığımızda asker bot izleri vardı.'

BBP Genel BaşkanıMuhsin Yazıcıoğlu'yla birlikte 6 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin davada tanıklar ilginç ifadeler verdi. O dönem Adatepe Barajı'nda güvenlik görevlisi olan tanık Abdullah Göllü ifadesinde kurtarma görevi yapan askerleri yanlış yerde arama yaptıkları konusunda uyardıklarını ancak dikkate alınmadığını söyledi. Göllü daha sonra kendisinin bölgeye gittiğini ve yolda karşılaştığı Döngel Köyü'nden 16 kişiyle birlikte enkaza ulaştığını görüntü ve fotoğraflar çektiğini ve bütün bu delillere MİT görevlileri tarafından el konulduğunu anlattı.

Tanığı enkazın yanında olduğu yerdeyken M.T. isminde NASA'da olduğunu söyleyen bir şahıs arayıp yakınlarından başka kişilerin de olduğunu söylemiş. Göllü, tarif edilen yere gittiğinde 3-4 kişinin sığabileceği bir kovukla karşılaştığını ve girişinde asker postalı izi gördüğünü aktardı. Tanık, Beşir Atalay'ın kendileriyle Ankara'da görüştüğünü anlattı.

Muhsin Yazıcıoğlu Kimdir?

Muhsin Yazıcıoğlu; 1954 yılında Sivas'ın Sarkışla ilçesi Elmalı Köyü'nde bir çiftçi ailesinin oğlu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Şarkışla'da yaptı.

Yüksek öğrenimini yapmak üzere 1972'de Ankara'ya geldi. Üniversite tahsilini, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde tamamladı.

1968'de cemiyet (dernek) çalışmalarına başladı. Şarkışla'da Genç Ülkücüler Hareketi'ne katildi. Ankara'ya geldikten sonra ise, Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde görev yapmaya başladı. Sırasıyla; Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptı. (1977-78).

1978'de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği'nin kurucu Genel Başkanı oldu. 1980 yılına kadar MHP'de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu.

12 Eylül 1980'de yapılan askeri darbenin ardından, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanığı olarak cezaevine konuldu. 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi'nde kalanMuhsin Yazıcıoğlu, 7,5 yıl cezaevinde kaldığı bu davadan herhangi bir ceza almadı.

Cezaevinden çıktıktan sonra, mağdur olmuş ülkücülere ve onların ailelerine yardim amacıyla kurulan Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı'nın başkanlığını yaptı.

1987'de arkadaşları ile birlikte MÇP'de siyasete girdi. MÇP'de Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu.

1991 genel seçimlerinde üç partinin oluşturduğu ittifak bünyesinde, milletvekili adayı oldu. “O, inançlarınızı Meclis'e taşıyacak” sloganıyla, Sivas'tan milletvekili seçildi.

1992 yılı Temmuz ayında, “içinde bulunduğu partinin siyasi anlayışıyla uyuşamadığı için” bir grup arkadaşı ile birlikte MÇP'den ayrıldı. 29 Ocak 1993 tarihinde Büyük Birlik Partisi kuruldu ve bu partinin Genel Başkanlığına seçildi.

24 Aralık 1995'te yapılan erken genel seçimlerde ANAP-BBP ittifakından 20. Dönem Sivas milletvekili olarak, yeniden meclise girdi. 28.02.1996 tarihinde ANAP'tan istifa ederek, BBP'ye döndü.

26 Nisan 1998'de yapılan 3. Büyük Kurultay'da, 8 Ekim 2000 tarihinde yapılan 4. Büyük Kurultay'da, 2 Haziran 2002 tarihinde yapılan 1. Olağanüstü Büyük Kurultay'da,20 Temmuz 2003 tarihinde yapılan 5. Olağan Büyük Kurultay'da,30 Nisan 2006 tarihinde yapılan 6. Olağan Büyük Kurultay'ta ve 15 Nisan 2007 2.Olağanüstü Büyük Kurultayda tekrar BBP Genel Başkanlığına seçilmiştir.

22 Temmuz Erken Genel seçimlerinde BBP'nin seçimi protesto etmesi sebebiyle partisinden istifa ederek Sivas'tan bağımsız milletvekili adayı olup 23. dönem milletvekiliğine seçilmiştir.Daha sonra BBP'ye katılarak TBMM'de Büyük Birlik Partisi Sivas Milletvekili olarak BBP'yi Meclis'te temsil etmiştir.19 Ağustos'ta yapılmış olan BBP'nin 3.Olağanüstü Büyük kurultayında tekrar Genel Başkan olmuştur.Muhsin Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009 günü bir helikopter kazasında yaşamını yitirmiştir.

Kaynak: bugun.com.tr

253 Bin Şehit Verip Kazandığımız ÇANAKKALE ZAFERİ'nin 101. Yılı.
18/03/2016

253 Bin Şehit Verip Kazandığımız ÇANAKKALE ZAFERİ'nin 101. Yılı.

14/03/2016

Ankara Güvenpark'ta yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine sabır, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.

Tüm ülkemize başsağlığı dileriz.

Saygılarımızla,

29/05/2015

İstanbul'un Fethi'nin 562. Yıldönümü Kutlu Olsun.

Uzay mekiği Apollo 13, yerden 321.860 km yüksekte olduğu sırada oksijen tanklarından bir tanesi infilak etti. Uzay ekibi...
13/04/2015

Uzay mekiği Apollo 13, yerden 321.860 km yüksekte olduğu sırada oksijen tanklarından bir tanesi infilak etti. Uzay ekibi başarıyla dünyaya döndü. (13 Nisan 1970)

Apollo 13, Apollo tasarısından yedinci insanlı Ay yolculuğu görevi. 11 Nisan 1970'te astronot James "Jim" Arthur Lovell, John L. Swigert ve Fred W. Haise ile fırlatıldı. Fırlatmadan iki gün sonra yani 13 Nisan 1970'te, Ay yolculuğunun ortasına yakın bir noktada Apollo uzayaracında meydana gelen bir patlama sonucu hizmet modülünün oksijen stokları ve elektrik enerjisi yitirildi. Bunun üzerine mürettebat Ay Örümceği'ni bir "cankurtaran sandalı" olarak kullandı. Patlamada komuta modülü sistemleri sağlam kalmıştı, fakat enerji sarfiyatını önlemek için Dünya atmosferine girmeden kısa bir süre önceye kadar kapalı tutuldular. Mürettebat Ay'a inemedi, üstelik düşük sıcaklığa, susuzluğa ve elektrik kısıtlamasına dayanmak zorunda kaldı, fakat uzay tarihinin en ilginç kurtarma operasyonu sayesinde dünyaya sağ salim dönmeyi başardı. Bu olay tarihte "başarısız başarı" olarak adlandırılmıştır.

31 Mart İsyanı (13 Nisan 1909)31 Mart Vakası (31 Mart Olayı ya da 31 Mart Hadisesi), II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İ...
13/04/2015

31 Mart İsyanı (13 Nisan 1909)

31 Mart Vakası (31 Mart Olayı ya da 31 Mart Hadisesi), II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanmadır. Rumî Takvim'e göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için bu adla anılmıştır.

Meşrutiyetçi hareketin en güçlü kanadı olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidarı tam olarak ele geçiremeyerek dolaylı bir denetim kurması ve İngilizlerin İttihat ve Terakkicilere söz geçiremeyeceğini fark etmesi, politik istikrarsızlığa yol açmış, halk arasında da yaygın çalkantılar doğurmuştu. Bu koşullar bazı muhalefet gruplarının kısa sürede İttihat ve Terakki'ye karşı İngilizlerin de desteğiyle birleşmelerine zemin hazırladı. Politik istikrarsızlık ve çatışmalar, İttihat ve Terakki'ye muhalefet eden tanınmış gazetecilerin ajanlar tarafından öldürülmesiyle daha da şiddetlendi. Bununla birlikte İttihat ve Terakki içinde de sorunlar bulunmaktaydı; teşkilatın İngiliz taraftarı Manastır kolu ile Alman taraftarı Selanik kolu arasında rekabet yaşanmaktaydı. O dönemde Alman taraftarı Selanik kolu, azınlık durumuna düşen Manastır koluna üstün gelmişti. Bu durum bu partinin Manastır kolunun bir kısmını da saf değiştirip muhalefet ile işbirliğine yöneltti.[1] Diğer taraftan İngilizlerin böyle bir ayaklanmayı teşvik etmesinin nedenide Berlin Antlaşması sonrası, Mısır'ın kendince işgali sonrası giderek kendi ekseninden uzaklaşıp, hızla rakibi Almanya eksenine doğru kayan ve II. Meşrutiyet sonrası da bu durumu sürdüren Osmanlı İmparatorluğu'nu kendi saflarına çekme isteğinden kaynaklanmaktaydı.[1]

Derviş Vahdeti'nin yayımladığı, İngilizler tarafından finanse ve himaye edilen ve yer yer Prens Sabahattin'in Adem-i merkeziyetçi görüşlerine de yer veren Volkan gazetesi, İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti'nin yayın organı durumuna geldikten sonra özellikle İttihat ve Terakki'nin uygulamalarından zarar gören alaylı subaylar üzerinde etkili oldu.

12 Nisan'ı 13 Nisan'a bağlayan gece, askerler subaylarına karşı ayaklanarak kendilerine önderlik eden din adamlarının peşinde Heyet-i Mebusan'ın önünde toplandılar ve ülkenin şeriata göre yönetilmesini istediler. Hüseyin Hilmi Paşa hükümeti ayaklanmacılarla uzlaşma yolunu seçti ve hükûmet üyeleri tek tek istifa etti. İsyancıların kurduğu yeni hükümet İngilizler tarafından desteklendi.

Adliye Nâziri Nâzım Paşa İttihatçı Ahmet Rıza Bey sanılarak isyancılar tarafından linç edildi. Aynı şekilde Lazkiye mebusu Arslan Bey de gazeteci Hüseyin Cahid sanılıp öldürüldü. Tahsilsiz ve alaylı olan askerlere halk arasından cahil ayak takımından hamallar ve bazı dindar kimseler de din elden gidiyor propagandalarının etkisiyle katılmıştı.[2]

Ayaklanma Heyet-i Mebusan üzerinde de etkili oldu. O gün İttihat ve Terakki üyesi mebuslar, can güvenlikleri olmadığı için meclise gitmediler. Bazıları İstanbul'dan uzaklaşırken, bazıları da kent içinde gizlendi. Bu arada ayaklanmacılar İttihatçı subaylarla mebusları buldukları yerde öldürüyorlardı. Hükümetin ve meclisin etkisiz kalmasıyla, II. Abdülhamid yeniden duruma egemen oldu. Ayaklanmayı başlatan muhalefet ise, herhangi bir programdan yoksun olduğundan önderliği elde edemedi.

İstanbul'da denetimi elinden kaçıran İttihat ve Terakki asıl güç merkezi olan Selanik'teki 3. Ordu'yu harekete geçirdi. Böylece ayaklanmayı bastırmak üzere Hareket Ordusu kuruldu. Ayaklanmacılar 23 Nisan'ı 24 Nisan'a bağlayan gece İstanbul'a girmeye başlayan Hareket Ordusu'na başarısız bir direniş çabasından sonra teslim oldular. Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Ayan da bir gece önce Yeşilköy'de toplanarak Hareket Ordusu'nun girişiminin meşruluğunu onaylamışlardı.

Ayaklanmanın bastırılmasından sonra sıkıyönetim ilan edildi ve ayaklanmacıların önderleri Divan-ı Harp'te yargılanarak ölüm cezasına çarptırıldılar. Muhalefet hareketi önemli kayıplara uğradı. Ama en önemli gelişme, Meclis-i Umumi Milli adı altında birlikte toplanan Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Ayan'ın 27 Nisan'da II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesini, yerine V. Mehmet Reşat'ın geçirilmesini kararlaştırmasıydı. Ayrıca II. Abdülhamid'in İstanbul'da kalması da sakıncalı bulunarak Selanik'te oturması uygun görüldü. Divanıharp II. Abdülhamid'i yargılamak istediyse de, yeni kurulan Hüseyin Hilmi Paşa hükümeti bunu kabul etmedi.

14 Mayıs günü Divan-ı Harb'in vermiş olduğu ilk idam kararları 13 kişinin asılması ile yerine getirilmiştir. İdam sehpaları Ayasofya Meydanı'nda Sultanahmet Adliyesinin önünde, Beyazıt Meydanında, köprübaşında, Beşiktaş'ta camii önünde, Kasımpaşa'da divanhane önünde, Sirkeci'de Sirkeci İstasyonu önünde kurulmuştur. İlk asılanlar dördüncü avcı taburu ve onbaşılardan arkadaşlarına elebaşılık etmiş olanlar olmuştur. Hüseyin Cahid ve Ahmet Rıza diye Lazkiye Mebusu Arslan Bey'le Adliye Nâzın Nâzım Paşa'yı öldürmüşlerdir. Bunu takip eden günlerde Ali Kabuli Bey'in öldürülmesine karışanlar,saraya mensup olanların bazıları, partiye muhalif gazeteciler ilk planda asılmışlardır.[3]

1912'ye kadar Selanik'te ikâmet eden II. Abdülhamid Selanik'in Bulgaristan'a 12 Kasım 1912 de savaşmaksızın teslimi sonrasında Beylerbeyi Sarayı'na getirilecek ve 1918'deki ölümüne kadar burada hayatını sürdürecekti.

Manastır Askeri İdadisi Makedonya'nın Manastır şehrinde bulunmaktadır ve günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Burada eğitim görenlerden biri de Mustafa Kemal'dir(1896-1898). Binanin ikinci katında Mustafa Kemal için ayrılmış bir bölüm vardır. Aynı zamanda İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerinden Resneli Niyazi Bey de burada okumuştur. Resneli Niyazi Bey II. Abdülhamid’e Meşrutiyet’i ilan ettiren ayaklanmanın liderlerinden ve ayrıca İstanbul’da patlak veren 31 Mart İsyanı'nı bastıran Hareket Ordusu'nda yer alan II. Meşrutiyet’in önemli liderlerinden birisiydi.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]
^ Mustafa Müftüoğlu-Yalan Söyleyen Tarih Utansın
^ Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, 31 Mart Hadisesi’nin İçyüzü, Yeni Dünya Dergisi
^ Yıldız, Sıddık, “Çıkışından Bastırılmasına kadar 31 Mart İsyanı” (master tezi), Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Ankara 2006 s.256

Address


Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when TARİH posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Videos

Shortcuts

  • Address
  • Alerts
  • Videos
  • Claim ownership or report listing
  • Want your business to be the top-listed Travel Agency?

Share