17/09/2020
Sabahın beşinde, gecenin ayazını biriktirmiş havaya kim çıkar ki demeyin. Kapadokya’da olmak bunu gerektirir. Huzurlu bir gecenin ardından uyanmak hiç zor olmadı, beni bekleyen maceranın heyecanı içimi bu soğukta ısıttı. Gittiğim yerleri iyi anlayabilmek ve zihin haritamı gerçeğe en yakın şekilde oluşturabilme kabiliyetimi, orayı önce yukarıdan görme tutkuma borçluyum. Sayısız uçak yolculuğuma rağmen her defasında cama yapışmam bu merakımdan. Kapadokya’nın en bilinen görseli olan balonlar yörenin çekiciliğine çekicilik katmakta. Zaten şimdilerde bir seyahatten beklediğimiz görmenin ve orada olmuş olmanın çok dışında olduğu için balon macerası inanılmaz bir deneyim. İçimdeki heyecanı atlatmakla bitiremem ki sabahın ayazına rağmen beni enerjiyle doldurup içimi ısıttı. İşte operatör gazı açtı, son uyarıyı yaptı, tutunun yükseliyoruz! Ateşin balunun içine doldurduğu havanın sesiyle mi yoksa yüksekliğin basınç değişikliğinden mi bilmem, güneşin ilk ışınlarının peri bacalarıyla yaptığı dansın manzarasının büyüleyici etkisiyle açılan ağzım ve kesilen nefesimle kulaklarımdaki uğultu pıt diye kesildi. Bir sepette olmanın heyecanı, görülen manzaranın büyüleyiciliği yanında az kaldı. Kapadokya işte bu dedim ve bu manzarayı başkalarıyla paylaşabilmek için kameramın deklanşörünü yıpratmaya başladım. Her şeye rağmen bu deneyimi yapmadan Kapadokya’dan dönmeyin derim.
Şimdi sırada yukarıdan gördüğüm o manzaranın içerisini keşfetmek var, ne de olsa içi dışı, altı üstü, hikayelerle, yaşanmışlıklarla dolu Kapadokya’dayız.
Rotamızdaki ilk durak Ihlara Vadisi oluyor. Geri tırmanırken bazılarının nefesini kesen merdivenlerden inerken vadiyi incelemeye dalmış olmanın dalgınlığıyla birkaç basamak atlayıp düşe yazdığım olsa da tırabzandaki elim ve yol arkadaşım bu küçük kazalardan beni kurtardı. Vadinin içi gizli bir yerleşim alanı, şu an kış olması sebebiyle yaprakları çıplak olsa da yazınki yeşilliği ile bu vadiyi capcanlı yaptığını hayal edebilirsiniz...
📷 Sizin de bir Kapadokya resminizi varsa bizi etiketleyebilirsiniz 📹🌺