05/03/2015
Nihat Genç
Nihat Genç, 1956 yılında Trabzon'da doğdu. 20 yaşında Ankara'ya yerleşti. Sağlık Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı'nda 9 yıl memurluk yaptı. Gençlik yıllarında gazete ve dergilerde teknik eleman olarak çalıştı. Evli ve bir çocuk babası olan Nihat Genç hâlâ Ankara'da yaşamaktadır. Nihat Genç eşine ülkemizde rastlanmayan 'tam bağımsız yazardır'. İlk gençlik yıllarından beri sağcı, solcu, islamcı bir çok çevrede bulunmuş sağcı, solcu, islamcı bir çok yazar çizer siyasetçiyi çok yakından tanıma şansına sahip olmuş ve yaşadıklarını dolaylı olarak hikayelerde dile getirmiş ve hayatı boyunca hiç bir örgüte derneğe siyasete kayıtlı üye olmayı reddetmiş bir yazardır..
İlk kitaplarını 80'li yılların sonuna doğru yayınlamaya başladı. Dün Korkusu, Bu Çağın Soylusu ve Soğuk Sabun kitaplarıyla etrafındaki entelektüelleri şaşırttı ve dikkatleri üzerine çekti. Dün Korkusu, Bu Çağın Soylusu ve Soğuk Sabun 'romanları' alışıldık roman kalıbı dışında 'kurgulanmışlardı'. Dün Korkusu romanı şiddet batağının şizofrenleştirdiği bir gencin hikayesini giriş-gelişme-sonuç olmadan paramparça şekilde kaleme alındı. Kurgu'yu inşa etmeyi okuyucuya bıraktı.. Bu Çağın Soylusu romanı bir hastanenin içini dışını paramparça anlatıyordu. Soğuk Sabun bir kaçak'ın yolculuğunda suçluluk temasını dönemin ruhuna uygun şekilde gizlenmiş paramparça bir kurguyla kaleme alındı. Çok özel roman kurgusuyla yepyeni roman denemeleriyle Nihat Genç cesaret isteyen bu alışılmışın dışındaki romanlarını geniş kitlelere satmayı başardı. Eserlerine aşırı güvenen Nihat Genç aynı yıllarda kendine eleştirmen payesi verenlerle ya da arkadaş ve örgüt dostluklarıyla edebiyat eleştirisi yapanlarla dalgasını geçer, küçümser. Aynı yıllarda Nihat Genç 'Ofli Hoca' adında mizahi bir kitap yayınlar, bir mizah kahramanı ve bir 'folklor' denemesi olan Ofli Hoca eseri, öyle şöhret buldu ki, Ofli hoca fıkraları çok geçmeden 'anonimleşti'. Bugün milyonlarca insan hem Ofli Hoca'yı hem de mutlaka bir kaç fıkrası bilir hale geldi.
Bosna dramını müthiş üslubuyla ve derinliğiyle anlattığı Karanlığa Okunan Ezanlar adlı eseri en çok okunan (100.000'i geçmiştir satışı) ve en sevilen eserlerinden olmuştur. 1990'lı yılların başında Nihat Genç haftalık mizah dergisi Leman'da yazmaya başlar ve yazarlığı tam anlamıyla 'tarz' değiştirir. Çünkü Leman Dergisi okuyucuları gençlerdir. Nihat Genç'in yüzbinlere okutmaya başladığı hikaye ve deneme ve makaleleri 90'lı yılların ortasından itibaren yayınlamaya başlar.. Ortaokullu ve liseli gençlere yazdığı 'Kompile Hikayeler' kitabı ilerdeki büyük hikayelerinin habercisiydi.. 'Köpekleşmenin Tarihi' kitabı da ilerideki sert çarpıcı deneme ve makalelerinin işaretiydi. Arkası Karanlık Ağaçlar'la başladığı hikayeciliği İhtiyar Kemancı ve yine içinde yer yer hikayelerin de olduğu Edebiyat Dersleri Kitaplarıyla yüzbinlerin okuyup takip ettiği bir yazar haline gelir. Yine bu yıllarda yazdığı, Karadeniz'de bir dağ köyünde açılan turistik otel etrafındaki gelişmeleri anlattığı, Çiçekleri Sarı Gıza Yedirdim oyunu devlet tiyatrolarında oynar, rekor izleyiciye ulaşır. Aynı yıllarda Mahir Günşiray'ın yönettiği Anadolu'nun bir kasabasında bir eşcinseli anlattığı hikayesi, başka hikayelerle içiçe geçirilerek 'Gavara' adı altında Taksim Sahnesi'nde oynanır. Bir çok gazeteden teklif alır, içlerinde yüzbinlerce dolar teklifler dahi vardır, Nihat Genç 'sansür' konusundaki kuşkularından dolayı teklifleri kabul etmez. Yine bu yıllarda Nihat Genç gündemi sarsan Susurluk Olayları karşısında tehditler ve ağır cezalar almış, Susurluk'a karşı halk eylemlerini Leman Dergisi'nde arkadaşlarıyla birlikte başlatmış ve bugün medyanın çokça kullandığı 'derin devlet' ve 'bu topraklar' tabirlerini kullanıma sokmuş, 28 Şubat kararlarına karşı yazdığı yazılardan hakkında ağır ceza davaları açılmış, aynı yıllarda haftalık Öküz Dergisi'nde de yazıları çıkmıştır.
Nihat Genç yaşayan yazarlar içinde sadece yazdıklarıyla geçinen ve otuzlu yaşlarından beri hiç bir yerden maaş almadan 'hikayelerinin' telifiyle karnını doyurmayı başarmış bir yazardır. 50'li yaşlarına kadar kitaplarına 'reklam' yapılmasına dahi karşı çıkmış 'eserlerinin' kendi hallerinde kitapçı raflarında kaliteleriyle müşterilerini bulacağına inanmıştır.. Çok sık şekilde 'okuyucunun etki altında yönlendirmelere maruz kalmasına' karşı çıkmıştır. Fakat Türkiye'deki çok sert siyasi tartışmalara daha fazla yabancı kalamayacağını anladığı 2000'li yılların başında SKY TV ekranlarına çıkarak sayısı yüz otuza varan TV programı yaparak SKY'da program yaptığı beş yıl boyunca izlenme rekorları kırmıştır. Aynı yıllarda kısa süreliğine de olsa Akşam Gazetesi'nde çalışmış aynı gazetenin yazarı Engin Ardıç'ın iftiralarına verdiği cevaplar genel yayın yönetmeni Serdar Turgut'un Engin Ardıç'ı sahiplenen ifadeleri yüzünden Akşam Gazetesi'nden ayrılmıştır. Çok geçmeden SKY'da yaptığı konuşmalar iktidar çevrelerini rahatsız etmiş ve SKY'ın bağlı bulunduğu şirkete iktidar dört yüz milyon vergi cezası kesmesi sonucu SKY'daki konuşmalarına son verdirilmiştir.
Irak'ın işgal edildiği günlerde yazar çizer aydın çevrelerin toparlanıp adını kendi koyup girişimini kendi başlattığı Doğu Konferans'ının çalışma ve gezilerine katılmış onlarca doğulu ülkeyi ziyarette bulunmuş ve bu gezilerden Amerikan Köpekleri adlı muhteşem bir kitap çıkmıştır. Özellikle Isfahan şehrini anlattığı yazı inanılmazdır. SKY'dan ayrıldıktan sonra bir kaç yıl 'konuşturulmayan' Nihat Genç nihayet ART Televizyonu'nda 'Veryansın' programına başlamış her biri yüz dakikadan oluşan 52 program yapmıştır. Ergenekon Soruşturması sonucu ART Televizyonu'na polis baskını yapılıp sahibi Silivri'ye atıldığı en zor günlerde Nihat Genç üslubundan bağımsızlığından taviz vermeden iktidara karşı konuşmalarını sürdürmüştür, aynı yıllarda Nihat Genç siyasi gizemini nihayet sona erdirmiş, muhalefet hareketinin tümüne başta CHP ve MHP olmak üzere açıkça destek vermeye başlamıştır.
ART Televizyonu'nun güç ve imkanlarını kaybetmesiyle Nihat Genç yıllardır ara verdiği yazarlığına bu sefer Türkiye'nin en çok izlenen haber sitesi ODA TV'de sürdürmüştür. ODA TV'nin ilk yıllarında yazdığı yazılar OPUS 61 ve Sordum Kara Çiçeğe kitaplarında toplamıştır. ODA TV'ye polis baskını sonucu ODA TV'nin tüm editör kadrosunun içeri tıkılması sonucu, Nihat Genç hayatında ilk defa 'kısa yazılar' yazmaya başlamış ve bu yazıları 'Yurttaşların Cinlerle Bitmeyen Savaşı' adıyla kitaplaşmıştır. ODA TV'nin şoku atlatıp yeniden yazar kadrosunu kurmasıyla Nihat Genç tekrar uzun yazı ve hikayelerine başlamış, bu yazılarını İŞGAL GÜNLERİ adı altında kitaplaştırdı..
Nihat Genç, 90'lı yıllarda 6-7 yıl boyunca yüzbinler satan gençliğin en büyük muhalif dergisi Leman Dergisi'nde ağır medya eleştirilerinde bulunmuş bir çok medya patronuyla mahkemelik olmuştur. Nihat Genç'in medyayı karşısına alıp yüzlerce sert yazılar yazması medya dünyasında kendisine karşı bugüne kadar hiç bir yazarın başına gelmemiş bir büyük sansür ve ambargoyla sonuçlandı. Bu sansür ve ambargo bugüne kadar sürerek Nihat Genç adını gördükleri duydukları her yerde hem silmiş hem yok saymışlardır.
Bu akıl almaz ambargolara karşın Nihat Genç yaşayan yazarlar içinde hikayelerini en çok okutan yazardır, kitaplarının toplam baskısı beşyüzü çoktan geçmiştir, kendi adında bir çok Facebook sayfası kurulmuş ve bunlardan bir tanesinin (resmi olanının) bir milyona dayanmıştır. (facebook.com/nihadagenc)
Nihat Genç röportajlarında, yaşadığı 80 öncesi dönemden 2020'li yıllara kadar hem siyasetin hem de insanların bin çeşidini binbir ayrı tasvirle bir tarihi malzeme gibi kayda geçirmek iddiasında bulunmuştur.. Gerçekten 80'li yıllardan beri bin çeşit karakteri canlı yaşayan aşırı gerçekçi ve coşkun bir dille kaleme almıştır. Bu yüzden Nihat Genç'in edebi üslubu aşırı gerçekçi ve romantizm karışımıdır.
80'i yılların cuntası ve sonrasında Sovyet Blok'unun çöküşüyle tüm dünyada karışan değişen dengeler karşısında, Nihat Genç fikir sağlığını hiç kaybetmemiş, ilk günden beri siyasetinden muhalefetinden taviz vermemiştir. Nihat Genç'in siyasi düşüncelerini açıklayan en çok kullandığı şu tabirlerde gizlidir: Herkes için hepimiz için siyasal ve sosyal eşitlikler, altta kalanlar, hakkı yenenler, avukatı olmayanlar, sahipsizler...
Bu yüzden Nihat Genç'in ilk kitapları bugün yazılmış gibi canlılık ve lezzet taşır. Nihat Genç, yirmi beşe yakın kitabı ve yüzlerce hikayesi her dönemin iktidarları tarafından yok sayılması ambargo koyulmasına rağmen milyonlara ulaşmış, bir röportajında 'hiç bir baskı ve etki altında olmadan yaşadığım günlerin fotoğraflarını milli bir arşiv gibi kitaplarıma taşımak istiyorum' amacını gerçekleştirmiştir. Bugün 80'li 90'lı ve 2000'li yılların garsonları, hemşireleri, dilencileri, işportacıları, siyasetçileri, yazarları, medyası vs. tekmili birden kitaplarındadır.
Bu inanılmaz başarının sebebini röportajlarında, şu tabirlerle açıklar: Kimsenin adamı olmamak, ahlak olmadan yazarlık olmaz, eser sahibi olmadan konuşulmaz... 80'li yıllarda cuntanın 90'lı yıllarda cuntalaşmış medyanın 2005'ten beri siyasi iktidarın muhalefeti susturup içeri tıkması tehdit etmesine rağmen 'benim ancak cesedim susar' diyen Nihat Genç'i bu süreçler içinde hiç susmamış ve toplumsal eleştirilerini hikayeleri ve makaleleriyle bugüne kadar sürdürmüştür.
Haftada birer gün olmak üzere Halk Tv'de ve Ulusal Kanal'da programa konuşmacı olarak katılmaktadır.
Şimdiye kadar basılan eserleri:
-Dün Korkusu
-Bu Çağın Soylusu
-Ofli Hoca
-Soğuk Sabun
-Kompile Hikâyeler
-Modern Çağın Canileri
-Köpekleşmenin Tarihi
-Arkası Karanlık Ağaçlar
-İhtiyar Kemancı
-Memleket Hikâyeleri
-Edebiyat Derslerine Giriş
-Amerikan Köpekleri
-Nöbetçi Yazılar
-Hattı Müdafaa
-Karanlığa Okunan Ezanlar
-Aşk Coğrafyasında Konuşmalar
-Veryansın
-Sordum Kara Çiçeğe
-Anadolu Yazarını Dinliyor
-Opus 61
-Yurttaşların Cinlerle Bitmeyen Savaşı
-İşgâl Günleri
-Bizi Kandırası Umman Bulunmaz
-Direniş Günleri