Altınoluk ve Şahinderesi Kanyonu huzur ve sağlık arayanlar için ideal bir yer... İsterseniz Kazdağı'na çıkıp dağ havası alın, isterseniz kanyonda dolaşın, isterseniz de kanyona girin... İsmini çevresinde bulunan Şahinderesi Kanyonu ve altın sarısı renkteki zeytinyağından alan Altınoluk eski ismi papazlık olan bir Rum köyü. Hem deniz, hem de dağ turizminin birlikte yaşanabildiği bölge bol oksijenli
temiz havasıve dünya çapındaki zeytinyağıyla ünlü. Kazdağı eteğinde Edremit Körfezi'nin incisi durumundaki yerleşim bölgesine aşırı talep nedeniyle hayli konut yapılmış. Ancak kalabalık şehir merkezini bırakıp eşsiz güzellikteki yol tarafına bakarsanız kanyon girişi, dağ manzarası, şelale ve göletler göze, alabalık çiftlikleri ise damağınıza hitap edebilecek güzellikler sunuyor. Mayıs ayında zeytin, iğde, badem, ıhlamur, hanımeli, zambak ve kır çiçekleriyle baş döndürücü bir koku yaydıkları çiçek açma mevsimlerinde Yedigöller Milli Parkı'nı kıskandıracak güzelliğe bürünüyor. Özellikle 610 metre yükseklikte bulunan (Fidanlık mevkii) bozuk dağ yoluna rağmen tüm yorgunluğunuzu unutturacak güzellikte şelale ve doğa yapısına sahip. Altınoluk yöre halkı etraftaki diğer köylere nazaran masada yemek yemeye intibak eden ilk köy olmuş. Altınoluklular Midilli Adası halkı ile son derece samimi temas halindelermiş. Hatta zamanın beylerinin karbeyazı gömlek yakaları kolalanmaya Midilli'ye gönderirlermiş. Yöre hanımlarının vazgeçilmez tutkularının başında ise takılar geliyormuş. Günümüzde Altınoluk
Altınoluk aileler için tercih edilen yazlık tatil yerlerinin basında geliyor. Zengin çarşısı, cafe-bar ve çay bahçeleri gün boyu şenlenirken, akşam yemek sonrası başlayan hazım gezileri, gecenin geç saatlerine kadar devam ediyor. Yürüyüş parkuru Altınoluk meydanı dondurmacı Vardar önünden sahil boyu ve dalgakıran sonuna dek sürüyor. Vardar dondurmacısından renk renk, top top dondurmalarını alanlar, bir taraftan dondurmalarını büyük keyifle yerken, bir yandan da Altınoluk iskele meydanı balık hali önüne konulan dev akvaryumda yüzen Ege balıklarını seyrediyorlar. Meydana açılan çarşı avlusunda yer alan tezgâhlarda satılan, yöresel özellikli hediyelikler, takılar, yazlık ihtiyaçları oldukça rağbet görüyor. Müzikli barlar gençlerin uğrak yerleri olurken, sahil boyunca uzanan manzaralı çay bahçeleri ailelerin yatma vakti gelene kadar vakit geçirdikleri yerler oluyor. Altınoluk’ta sadece sahil boyunca değil, iç kısımlarda da canlılık yaşanıyor. Marketler dolup boşalıyor, eski altınoluk evlerini görmeye gelenler, beğendikleri kompozisyonları kameralarına çekiyor, kahvelerde, çay bahçelerinde mola veriyorlar. Yöreyi ziyaret eden sevilen sanatçıların konserleri varsa, söz birliği etmişçesine tiyatroda toplananlar etkinliğini neşe ve coşkuyla izliyorlar. Plajlar ise hem ücretsiz hem de her yerden denize girme imkanı sağlıyor. Yaz mevsimi sonu Eylül ayında adeta uyuyan deniz, dipte gazete okuyacak kadar net görünüp berraklaşıyor. Kaz Dağı Düden Yaylası
Mare&Monte tur'a katılan günübirlik veya konaklamalı kamp yapmak isteyen gruplarla eski Altınoluk yerleşim merkezi Çam Mahallesinden
saat 10.00 da Kaz Dağına doğru dağ yoluna giriliyor. Sırasıyla Küp Gediği, Sarısu, Üç Pınarlar, Karaçam, Kazak Pınarı, Şah Taşları sonrası Düden'e geliniyor. Tur rehberi güzergâh boyunca iki kez mola vererek hem gezi boyunca görülecek yerler, hem de Kaz Dağının mitolojik geçmişi hakkında aydınlatıcı bilgi veriyor. Düden mevkii, kapalı ev ekonomisinin geçerli olduğu yıllarda, dağın iki yamacında oturan insanlar senenin belirli zamanlarında mallarını ihtiyaç doğrultusunda takas yoluyla değiştirdikleri yer olarak biliniyor. Türkmenlerin konargöçer olarak yaşadığı, yaz aylarında oba kurup kamp yaptığı ve günümüzde Milli Park sınırları içinde olan bölgede "Milli Park Kamp Alanı" tahsis edilmiş. Kapalı korunak, duş, wc, mutfak, çamaşır yıkama yeri, alabalık yaşatma
havuzu, çeşme, çadır yerleri, hamaklar, salıncaklar bulunuyor. Altınoluk - Düden arası yer yer engebeli toprak olan dağ yolunda 4x4 türü dağ araçlarıyla ulaşım sağlanıyor. Düden Yaylası, Anadolu yükseltileri arasında cüce sayılmasına rağmen deniz seviyesi sıfır noktasından 1250 metreye 26 km gibi kısa mesafede ani çıkılması nedeniyle ilgi çekiyor. Yazın en sıcak aylarında bile serin olan yaylada rüzgâr sesi ile nefis botanik kokusu buram
buram hissediliyor. Endemik bitkiler, dağ laleleri, mevsiminde kelebekler, tüm doğal ortam fotoğraf severleri mutlu etmeye yetiyor. Yol boyunca tur yolcuları bazen yaban hayatın sürprizlerinden ayı, domuz, karaca görme şansı bulabiliyorlar. Dağın ilk 500 metre yükseltileri zeytin ağaçları, 650 metre kızılçamlarla Akdeniz orman tipi görülebiliyor. 4 mevsim yaşanan dağın Kuzey yamacında ise karasal iklim nedeniyle kızılçam bulunmuyor. Mayıs sonu Eylül sonuna dek tur düzenlenen turlarda Düden Mevkiinde mola için soluklananlar yemek siparişlerini verip Küçük Düden Mevkide 15 dakikalık bir yürüyüş yaparak burada ki koyun ağılında süt sağma, peynir yapımı gibi yöresel üretimleri görüyor, acıkmış olarak Düden kamp alanına dönüyorlar. Tavada pişirilmiş alabalıklar, henüz açılan hamurlarla yapılan gözlemeler, salata ve meyveler, buz gibipınarlarda soğutulmuş biralar, meşrubatlar büyük iştahla yenip içiliyor. Yemek, dağın pınar sularından demlenen çaylar, kahvelerle tamamlanıyor. Sürenin durumuna göre Şahin dere kanyonu Gücük Burun'dan kanyonun muhteşem ve tüyler ürpertici, görkemli manzarası seyrediliyor. Bol bol anı fotoğrafları çekiliyor. Son etapta dağın zemin sularında ki tertemiz göletlerde yüzüp safarinin tozu atılıyor. Akşam 18.00 de doğanın natürel kalbinden ayrılıp Altınoluk'a dönen grup yeniden betona yenik düşmüş sahillere ve trafiğin içine girerken bir başka geziye katılmak üzere vedalaşıp ayrılıyorlar. Mare&Monte Seyahat Acentesi:
Tel: (0-266) 396 17 30
Gsm: 0536 329 26 00
Acentenin Hasanboğuldu, Sutüven Şelalesi, Tahtakuşlar Etnografya Galerisi, Başdeğirmen Şelalesi, Adatepe, Yeşilyurt, Zeus Atları, Ayı Dere, Bozcaada, Kuşadası, Gökçeada, Assos, Truva, Gelibolu Yarımadası Milli Parkı, Kaz Dağı Zığındere gibi çeşitli yerlere turları bulunuyor.
Şahinderesi Kanyonu
Altınoluk'u oksijen çadırına dönüştüren etkenlerin başında Şahinderesi Kanyonu geliyor. Bölgede hava değişimini sağlayan kanyon, dağdan çektiği çam kokulu havayı ovaya dağıtırken, denizden aldığı iyot
kokulu havayı, dağa çıkartarak bir çeşit baca görevi görüyor. Karşılıklı hava sirkülasyonunu sağlayan 27 kilometre uzunluğundaki kanyonun yüksekliği 600 metre. Açık U şekilli aralığı 700 metre civarında. Çevresi şifalı bitki ve otlarla bezeli olan Şahinderesi Kanyonu'na Orman İşletme Müdürlüğü'nden izin alınarak giriliyor. Rehbersiz gezmenin oldukça zor olduğu Şahinderesi Kanyonu'nda 25 kilometrelik bozuk toprak yol daha ziyade Jeep türü araçlara geçit veriyor. Mare Monte Oteli'nden Erinç Ersöz'ün kurduğu seyahat acentasının dağa düzenlediği turlar grubunun arzusuna göre şekillenip tam gün sürüyor. Kanyonda bekleyen sürprizler
Şahinkale'nin kuzeyine gitmek için Avcılar Köyü'nden orman yoluna giriliyor. Ormana giriş izninizi görevli bekçiye gösterip köprü başından Kışla Dağı'na varılıyor. Yol üzerinde çok soğuk, kireçsiz vücut üzerinde çarçabuk kuruyan suya sahip gölcükler bulunuyor. Bunlardan biri olan Dereçatı mevkiinde yüzebilirsiz. Bu nedenle yola çıkmadan önce mayo ve havlunuzu yanınızda bulundurun. Su ve kuş sesinden başka ses duyulmayan bölgede pınar suları hayli bol. "Dereçatı suyu" çiçek ve kekik kokularını da beraberinde getirip, yosunlu kayaların kalbinden akıyor. Biraz ilerideki pınar ise nane otları arasından aktığı için "Naneli pınar" ismiyle anılıyor. Kanyonda ilerleyen Gücük Burun, Ağlayan Çam, Kestane Deresi, Yörük Pınarı, Selvili Mezarlık, Ayı Kapıları, Damla isimli etapları geçip kabaran iştahınızla Altınoluk'a dönebilirsiniz.
Şifalı otlar
Birçok hastalığın tedavisinde başrolü üstlenen otların tüm çeşitlerini Kazdağı'nda bulmak mümkün. Bitki ve otlara meraklılar eczacı ve doktorların aradığı isim ise; dağın neresinde, ne zaman ne yetiştiğini çok iyi bilen İbrahim Arısoy. Hiç oturulmamış bir evi seramikle döşetip bitki ve ot kurutan İbrahim Arısoy'un Tel 0-266) 396 05 28 Dağın otları arasında çarpıntıyı önleyen Melisa geliyor. Stresi yok edip, kalbe ve taniyona iyi geldiği söylenenler arasında. Kandil Çayı: Bademcik ve boğaz hastalıklarına,
Papatya, nane: Nezle ve sinizüte Isırgan otu: Çayı, tohumu havanda dövülüp bal ile karışımlarda kullanılarak tüketiliyor. Karabaldır otu: Prostat ve basura iyi geldiği söyleniyor.
Üç çeşidi bulunan kekik otu şeker hastalığına ve her derde deva olduğuna inanılıyor. Milli park sınırları içinde her türlü ot ve bitki toplamak yasaklandığı için meraklılar sadece fotoğraf çekmekle yetiniyorlar. Kayalar
Kaz Dağı'ndaki karların erimesiyle debisi iyice artan sular , dereler ve şelaleler oluşturuyor. Kanyonun kalbi sayılan ve 70 derecelik açıya sahip dik yamaçları, granit kayaları aşındırıp zımparalanmış kaya şekilleri yaz sonunda suların azalmasıyla ortaya çıkıyor. Bu görüntü ise pastoral fotoğraf meraklılarına görsel bir ziyafet çekiyor. NASIL GİDİLİR? Altınoluk'a İstanbul'dan Bursa-Balıkesir-Havran üzerinden gidebileceğiniz gibi, Tekirdağ-Çanakkale yolunu da tercih edebilirsiniz. Bu yol manzarası güzel trafiği az ve 450 kilometre. İstanbul-Kınalı arası otoyolu kullananlar Tekirdağ'dan Keşan'a sonra da Gelibolu'ya gelecekler. Buradan Lapseki'ye veya Eceabat'tan Çanakkale'ye karşıya geçmek için Feribotlar saat başı kalkıyor. Truva'dan, Edremit Körfezi'ne inerken Altınoluk sizi karşılıyor. Aynı yolu otobüsle almak isteyenler Pamukkale, Uludağ, Kamil Koç, Akçay veya Metro Turizm'in seferleriyle gelebilirler. Altınoluk'tan Edremit'e Assos'a sefer yapan minibüsler var. Yazın ayrıca Ayvalık, Bergama, Truva, Assos, Babakale gibi tarihi noktalara düzenlenen turlara da katılma imkanınız bulunuyor. Kazdağı'na çıkmak için Orman İdaresi'nin yaptığı toprak yolları jeep türü araçlarla aşmak gerekiyor. Şahinderesi Kanyonu'nun girişine gitmek için sırtınızı denize çevirip Altınoluk merkeze girişte belediye karşısındaki sokaktan girerseniz Kocaçay yoluna Değirmen mevkiine geleceksiniz. 1 kilometre sonra kanyon girişindeki zeytin ağacı gölgesindeki otoparka aracınızı bırakabilirsiniz. Yeni yol çalışmaları sayesinde İstanbul'dan çıkanlar daha geniş ve rahat bir güzergahda yol alıyorlar. Kınalı çıkışından itibaren yeniden düzenlenen Keşan kavşağına, sonrasında büyük bölümü bitirilmiş tek yönlü yolu kullananlar, Gelibolu yönünde aynı konforla ulaşıyorlar. Çanakkale geçişi sonrası Küçükkuyu, Altınoluk, Edremit güzergahı yeni şerit ilaveleri ile neredeyse uçak pisti haline getirilmiş görünüyor. Bursa yönünden gelenler ise büyük bölümü bitirilen Mudanya yol ayırımına kadar otoyolu kullanabiliyorlar. Bursa'nın İstanbul çıkışı son düzenlemeyle alt geçit kullanımıyla kent çıkışına bağlanıyor. Altınoluk - Havran Kavşağı güzergahı Kadıköy Mevkii
NE YENİR? Bölgenin en önemli özelliği İtalyanlar'ın zeytinyağı haritasında yeşil hatla belirtildiği gibi dünyanın en kaliteli yağ üretildiği yer olması. Haliyle has zeytinyağıyla yapılan yemeklerde hayli lezzetli. Mare Monte Oteli restoranında asma yapraklarına sarılıp ızgara yapılan sardalyalar, fener balığı buğulama, börülce suyuna pişirilen tarhana çorba, zeytinyağlı yaprak sarma, ahtapot salata, humus, pança mezeleri damakta tat bırakan lezzetler. Altınoluk'da kalanlar sahile yanaşan balıkçı teknelerinden sabahları barbunya, çinekop, istavrit, izmarit, sardalya gibi balık çeşitlerini ekonomik fiyatlarla alabilirler. Altınoluk'ta Cumartesi günleri pazar kuruluyor. Yörüklerin yöresel kıyafetlerle satış yaptıkları tezgahlarda zeytin, şifalı otlar, sebze ve meyvelerden alabilirsiniz. Bölgeden ayrılırken beraberinizde götürebileceklerinizin başında zeytin, yağ ve şifalı otlar geliyor. Altınoluk'da mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri de dondurmacı Vardar. Kral dondurmacı her gün el değmeden tam 101 çeşit
dondurma yapıyor. Dondurma yapımında saf inek sütü ve doğal meyvalar kullanılırken çeşitler arasında tarçın, fındık, kestane, cappucino, ceviz, kahve, çilek, kayısı, kavun, ananas, avakado, limon, ahududu, karadut, franboğaz, sütlü, çikolatalı gibi bilinen tüm türler, sıcak kornet külahlar içinde üzerlerine arzuya göre sıcak çikolata sosu, fındık-fıstık sosu bulanıp sunuluyor. Fakat bu dondurmalar arasında, tadı en uzun süre damakta kalan Yunanistan'dan ithal damla sakızıyla yapılan sakızlı dondurma için Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelenler oluyor. Kış aylarında Ankara Kızılay'da Vardar Pastanesi olarak hizmet veren yılların dondurmacısı Neco ve Samet kardeşler, ertesi güne kalmayan dondurmaları için boğaz ağrısı çekenlerin bile geldiğini belirtiyor. Dondurmacı Vardar 2008 yazında dondurma çeşitlerini artırmaya devam ediyor. Dondurma imalatını büyük titizlikle devam ettiren Samet Kaya ve Necmettin kardeşler “Kroketli dondurma” türünün çok sevildiğini belirtiyorlar. Önce şeker, sonra fındık, şeker, fıstık hepsi olmak üzere karışım yakılıyor ve dondurma olacak sütün içine konuyor, sürekli karıştırılarak donduruluyor. Ağustos ayı sürprizi olarak sunulan bir başka çeşit dondurma ise serinletici, rahatlatıcı özellik taşıyor. Soda, mango, kivi karışımı ile hazırlanan dondurma, yazın iddialı çeşitlerinden sayılıyor. Daha önce denenmiş olan kivili dondurmanın yapılış formülü değiştirilerek daha beğenilen hale getirilmesiyle, özel olarak sadece kivili dondurma isteyenlerin sayıları da bir bu yaz hayli artmış. Altınoluk ile adeta simgeleşen Vardar dondurmaları, günün her saatinde yeniyor ama akşam yemeği sonrası dalgakıran ve sahil boyunca hazım yürüyüşe çıkmadan önce Altınoluklular, kornet külahta, bardakta kaşıkla, helva arasında yemek üzere, dondurma alabilmek için sıraya giriyorlar. Çeşitler arasında seçim yapmakta güçlük çeken dondurma talipleri sakız, tarçın çikolata ve tropikal meyveli çeşitler başta olmak üzere tüm çeşitlerden külaha kokteyl türü dondurma hazırlatıyorlar. Dondurma severler dondurmalarının üzerine özel çikolata ve öğütülmüş fındık, şamfıstık tozuna bulamayı da ihmal etmiyorlar. Dondurmaların lezzeti, kıvamı ile beğenilirken, kullanılan doğal meyvelerle kazanılmış aroması uzun süre damakta tat bırakıyor. Vardar Dondurma, rejim yapanlar için özel olarak ürettiği tok tutan ve acıkma hissi uyandırmayan galetaların da ısrarla istendiğini belirtiyor. Kazdağı'nda Piknik
Kazdağı'na düzenlenen turlarda yapılan soğuk ve sıcak kumanyalı piknik yemekleri büyük iştahla yenirken tura katılanlar en çok alabalık tava ve otlu peynirle yapılan gözlemelere rağbet ediyor. Soğuk pınar sularını doyasıya içiyorlar. alıntıdır...