Bu Benim Tatilim

Bu Benim Tatilim Yurtiçi - Yurtdışı Kültür Gezileri, Doğa Gezileri, Günübirlik Geziler ve daha fazlası..

Yurt içi-Yurt dışı kültür turları, Doğa gezileri ve Günübirlik geziler hakkında paylaşımlar, bloglar ve bilmek istedikleriniz..

Yerebatan Sarnıcı ( Bazalika Sarınıcı)532 yılında İmparator Justinianus tarafından inşa ettirilen Yerebatan Sarnıcı Stoa...
27/12/2016

Yerebatan Sarnıcı ( Bazalika Sarınıcı)

532 yılında İmparator Justinianus tarafından inşa ettirilen Yerebatan Sarnıcı Stoa Bazilikası'nın altında yer aldığı için Bazilika Sarnıcı olarak da bilinir. Sarnıç, uzunluğu 140 m. genişliği 70 m. dikdörtgen biçimde bir alanı kapsayan dev bir yapıdır. 52 basamaklı taş bir merdivenle inilen bu sarnıcın içerisinde her biri 9 m. yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Birbirine 4.80 metre aralıklarla dikilen bu sütunlar, her sırada 28 tane 12 sıra meydana getirirler. Suyun içerisinde yükselen bu sütunlar uçsuz bucaksız bir ormanı hatırlatmakta ve ziyaretçiyi sarnıca girer girmez etkilemektedir. Sarnıcın tavan ağırlığı haç biçiminde tonozlar yuvarlak, kemerler vasıtasıyla sütunlara aktarılmıştır, çoğunluğu daha eski yapılardan toplandığı anlaşılan ve çeşitli mermer cinslerinden granitten yontulmuş sütunların büyük bir kısmı tek parçadan, bir kısmı da üst üste iki parçadan oluşmaktadır. Bu sütunların başlıkları yer yer farklı özellikler taşır. Bunlardan 98 adedi Corinth üslubu yansıtırken bir bölümünde Dor üslübunu yansıtmaktadır. Sarnıcın tuğladan örülmüş, 4.80 m. kalınlığındaki duvarları ve tuğla döşeli zemini Horasan harcından kalın bir tabakayla sıvanarak su geçmez hale getirilmiştir. Toplam 9.800 m2 bir alanı bulunan bu sarnıç yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir.

İnşasında 7.000 kölenin çalıştığı sarnıcın suyu imparator Valens tarafından (368) yılında yaptırılan 971 m. uzunluğundaki Valens (Bozdoğan) kemeri ile imparator Justinianus'un yaptırdığı 115.45 m. uzunluğundaki Mağlova Kemeri yardımıyla şehre 19 km. Mesafede Belgrad ormanlarındaki Eğrikapı su taksim merkezinden getirilmiştir. Sarnıçtaki sütunların, köşeli veya yivli biçimde olan birkaç tanesi hariç büyük çoğunluğu silindir biçimindedir. Bu sütunlar içerisinde üzeri oyma ve kabartma halinde Tavus Gözü, Sarkık Dal, Gözyaşı şekillerinin tekrarıyla süslenmiş olanı özellikle dikkati çeker. Bu sütun Bizans devrinde "Farum Tauri" denilen bugünkü Beyazıt meydanında kalıntıları bulunan IV. yy. zamanına ait büyük Theodesiusun (379-395) zafer takında ki sütunların benzeridir.

Bir söylentiye göre, üzerindeki şekillerin gözyaşına benzemesin nedeni Büyük Bazilika’nın inşasında ölen yüzlerce köleyi anlatır..Sarnıcın orta yerini geçtikten sonra, güneybatı duvarından içeriye doğru, yaklaşık 40 m. uzunluğunda 30 m. genişliğinde düzensiz bir çıkıntı halinde görülen kısım ağırlığı taşıyabilmesi için geçmiş, yüzyıllarda yapılan onarımlar sırasında örülen duvarlardır. En uzun yerinde 9 sütun, en dar yerinde ise 2 sütun olmak üzere toplam 40 sütun bu duvarların arkasında kaldığı için görülmemektedir. Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa başı Roma Çağı heykel sanatının şaheser örneklerindendir. Sarnıcı ziyarete gelenlerin hayretler içerisinde seyrettikleri IV. yy. ait bu başların hangi yapıdan alınarak buraya getirildiği konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte Genc Roma Çağı'na ait antik bir yapıdan sökülerek buraya getirildiği sanılmaktadır.

Medusa'yla ilgili mitolojiye dayandırılan birçok söylenti bu yapıyı daha da gizemli kılar. Bir söylentiye göre Medusa Yunan Mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgonadan biridir. Bu üc kız kardeşten yalnızca Yılan Başlı Medusa olumludur. Ve kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. 0 dönemde büyük yapıları ve özel yerleri kötülüklerden korumak amacıyla Gorgona kafalarının resim ve heykellerinin konulduğu, Medusa'nın da bu düşünceyle buraya konulduğu sanılmaktadır.

Yine bir rivayete göre Medusa siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücudu ile övünen bir kızdır. Yunanlı Tanrı Zeus'un oğlu Perseus'u sevmektedir. Tanrıca Athene'de Perseus'u sevmekte ve Medusa'yı kıskanmaktadır. Athene Medusa'nın saçlarını korkunc yılanlar biçimine sokar. Artık Medusa kime baksa, baktığı kimse taş kesilir. Perseus Medusa'nın büyülendiğini düşünerek başını keser ve kesik başı eline alarak savaşlara katılır. Başı görenler taş kesilir ve Perseus savaşları kazanır.

Bu olaydan sonra Medusa'nın eski Bizans'ta kılıç kabzalarına ve sütun kaidelerine ters ve yan olarak işlendiği söylenmektedir. Diğer bir rivayete göre ise Medusa kendisini Perseus'un kılıcında görmüş ve taş kesilmiştir. Bunun için buradaki heykeli yapan heykeltraş ışığın yansıma pozisyonlarına göre Medusa'yı normal, ters ve yan olmak üzere üç ayrı pozisyonda yapmıştır. Normal pozisyonda çalışılmış olan Medusa başı Didim'den getirilmiştir.

Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un Osmanlılar tarafından 1453 yılında fethinden sonra, bir müddet daha kullanılmış ve padişahların oturduğu Topkapı Sarayı'nın bahçelerine buradan su verilmiştir. Durgun su yerine çeşme suyunu yani akan suyu tercih eden Osmanlılar'ın şehirde kendi su tesislerini kurduktan sonra kullanmadıkları anlaşılan sarnıç, 1544-1550 yıllarında Bizans kalıntılarını araştırmak üzere İstanbul'a gelen Hollandalı gezgin P. Gyllius tarafından yeniden keşfedilmiştir. Basilika Sarnıcı kurulduğundan günümüze kadar çeşitli onarımlardan geçmiştir. Osmanlı imparatorluğu döneminde iki defa restore edilen sarnıcın ilk onarımı 18. yy.'da III. Ahmet zamanında (M 1723) Mimar Kayserili Mehmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. 19. yy.'da ikinci büyük onarım Sultan II. Abdülhamit (1876-1909) zamanındadır. Cumhuriyet dönemindeki en büyük onarım 1985 yılında İstanbul Belediyesi tarafından başlatılmıştır. İçerisindeki 50.000 ton çamurun çıkartılması ve gezi platformunun yapılmasıyla birlikte 9 Eylül 1987 yılında tamamlanmış ve tekrar ziyarete açılmıştır.

Ephesos'un Antik KökeniTunç Çağı'nda Arzawa'nın başşehri Apasa da burada kuruldu. İÖ 11. yüzyılda bölge göçebe grupları ...
27/12/2016

Ephesos'un Antik Kökeni

Tunç Çağı'nda Arzawa'nın başşehri Apasa da burada kuruldu. İÖ 11. yüzyılda bölge göçebe grupları tarafından ele geçirildi. Ephesos'un kuruluş destanında bunlar anlatılıyor.
Günümüzde Küçük Menderes Irmağı'nın (Kaystros) taşıdığı alüvyonlarla oluşan ovanın yerinde, Pamucak'tan modern Selçuk'a ve kuzeybatıda Belevi yönüne uzanan derin bir körfez bulunuyordu. Ephesos'un güneybatısında ve olasılıkla kuzeydoğudaki yamaçlarda tekneler için korunaklı limanlar vardı. Tarihöncesi dönemden itibaren yerleşilen bölge sürekli değişen bir coğrafyaya sahipti. Bölgedeki en eski yerleşim kalıntıları Kalkolitik Çağ'a, İÖ 5. binyıla uzanır. Bu döneme ait bilinen iki yerleşmeden Çukuriçi Höyük Ephesos Hellenistik şehir surundaki Magnesia Kapısı'nın doğusunda, Arvalya Höyük ise Selçuk'tan Kuşadası'na uzanan modern asfaltın hemen yanında yer alır. En geç İlk Tunç Çağı'nda, İÖ 3. binyılda kurulan Ayasuluk yerleşmesi ise yüzyıllar boyu bölgenin en önemli yeri olarak kalır.

İlk kez İÖ 2. binyılda Ephesos'ta bölgeler arası bir egemenlik merkezi oluştu ve bu dönemde Ayasuluk'taki Son Tunç Çağı yerleşmesi büyük olasılıkla Luvi Krallığı Arzawa'nın başşehri Apasa'ydı. Arzawa, İÖ 16 ile 13. yüzyıllar arasında, batı Anadolu'nun büyük bir kısmına hâkimdi. Ülkenin toprakları Wilusa/Troia'dan bile daha büyüktü ve Kral Tarhuntadaru döneminde, İÖ. 14. yüzyılın ilk yarısında en parlak zamanını yaşamıştı. Tarhuntadaru, dönemin büyük gücü Hitit İmparatorluğu'na karşı başarılı bir sefer düzenlemiş, Orta Anadolu'nun batısında büyük bir coğrafyayı fethederek Büyük Kral statüsünü kazanmıştı. Mısır Firavunu III. Amenophis'e yazdığı mektuplarda içtenliği ile öne çıkan Tarhuntadaru'nun ölümünden sonra krallığın çöküş dönemi başlamış ve taht kavgaları ortaya çıkmıştı. Sonunda, Büyük Hitit Kralı II. Mursili, İÖ 1315/15'te batı kıyılarına yok edici bir sefer düzenledi, Arzawa'yı yendi ve Hitit İmparatorluğu'na bağımlı bir devlet konumuna getirdi.
Apasa ile ilgili arkeolojik veriler oldukça sınırlıdır. Ayasuluk'ta ortaçağa ait kalenin altındaki surların Tunç Çağı'na ait olduğu düşünülüyor. Ayrıca Ayasuluk'un bulunduğu yükseltinin yamacında, 1960 yılında, 'Takip Kapısı' önündeki yapı çalışmaları sırasında, İÖ 14. yüzyıla ait altı Miken kabı içeren bir mezar ortaya çıkarılmıştır. Ölünün yanmış kalıntıları kaplardan birinin içinde bulunuyordu, bu da bize mezar sahibinin Yunanlı değil, mezarına ithal Miken çanak çömleği konmuş zengin bir Luvili olduğunu gösteriyordu.

Ege ve Anadolu'da İÖ 12. yüzyılın başlarında, Miken Devleti ve Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüne yol açan gelişmeler yaşandı. Bu değişimler sırasında yazı yazma bilgisi kaybolmuştur ve bunu takip eden, tarih biliminin ' karanlık yüzyıllar' olarak adlandırdığı beş yüz yıl hakkında da çok az bilgi vardır. Bu dönenim tarihiyle ilgili sadece arkeolojik kalıntılar ve buluntular bilgi veriyor. Ephesos da proto geometrik ve orta geometrik döneme, yaklaşık İÖ 1050-750 yıllarına ait iki kapalı buluntu kompleksi ile bu şanslı yerler arasındadır.

İlk Tunç Çağı'ndan Demir Çağı'na geçişte, İÖ 11. yüzyılda, Ephesos'taki arkeolojik kalıntılar, halkın yapısındaki farklılığı kanıtlayan güçlü izler gösteriyor. Bu, daha sonraları kaydedilmiş ve bu nedenle efsanevi bölümleri gerçeklerle karışmış Yunan geleneklerinden öğrendiğimiz 'Ion Göçleri' dönemidir. O zamanlar Batı Anadolu'nun kıyı kesimleri, Yunanistan'dan Ege Denizi üzerinden gelen göçebe gruplarca ele geçirilmişti. Ephesos'un kuruluş destanında, şehri yerlileri olan Karia, Leleg ve Lydlerden alan Androklos adında Attikalı bir kralın oğlundan bahsedilir. Şehrin merkezi Tunç Çağı'nda Apasa'nın kurulduğu Ayasuluk Tepesi'nde kalıyordu.

Tüm Ege Bölgesi'nde İÖ 8. yüzyılın ortalarından sonra bir yükseliş dönemi görülüyor. Çok sayıda yeni yerleşim kurulmuştu. Nüfus o kadar hızlı artmıştı ki Yunanlılar dışarıda koloniler kurmuştu. Ephesos'ta Panayır Dağı'nın yamaçları da yerleşim yeri olmaya başlamıştı.

Bir yangın sonucu hasar gören yerleşim, İÖ 7. yüzyılın ortalarında tekrar ayağa kaldırıldı. İÖ 6. yüzyılın başlarında, daha büyük ve çok odalı yapıların inşa edilmiş ancak aynı yüzyılın ortalarında yerleşim terk edilmişti. Bu, arazinin bataklığa dönüşmesi kadar politik nedenlere de bağlanabilir. Tarihçi Herodot, Lydia Kralı Kroisos'un İÖ 560'ta tahta geçtikten sonra Ephesos'u fethettiğini, halkını burayı terk ederek Artemision'un çevresindeki ovada yeni bir şehre yerleşmeye zorladığını anlatır. Bu geç arkaik-klasik şehir bugün Kaystros'un taşıdığı metrelerce yükseklikteki alüvyonların altında yatıyor ve bu yüzden kazılması olanaksızdır.

Lydialı kralın fethinden sonra, kendi hükümdarları tarafından yönetilen Ephesos'un bağımsızlığı sona ermiştir. Ama Lydia egemenliği kısa süreli, zira Lydia Krallığı'nın kendisi İÖ 546'ta Persler tarafından Akamenid Kralı Kyros'un boyunduruğu altına girdi. Böylece Büyük İskender'e, İÖ 334'e kadar Ephesos da Pers egemenliğine dahil oldu. İÖ 6. yüzyılın sonlarına ve İÖ 5. yüzyıla ait Devlet Agorası ve Tetragonos Agorası'nın altındaki mezarlar dışında Pers dönemine ait çok az arkeolojik kanıt bulunmuştur. Tabii çanak çömlek en zengin buluntu grubunu oluşturuyordu. Bunlar arasında yerli taklitleri de yapılan, Atina'dan ithal edilen ince kenarlı kaplar çoğunluktadır.

Şehrin gelişmesindeki en önemli adımı, Büyük İskender'in generallerinden ve daha sonra halefi olan Lysimakhos atar ve Ephesosluları İÖ 3. yüzyılın başlarında Panayır Dağı ve Bülbül Dağı arasındaki vadiye yerleştirir.

OSMANLI’DA BİR SAĞLIK MERKEZİ - SULTAN II. BAYEZİD KÜLLİYESİMüze, Sultan II. Bayezid Külliyesi içindeki darüşşifa ve tıp...
27/12/2016

OSMANLI’DA BİR SAĞLIK MERKEZİ - SULTAN II. BAYEZİD KÜLLİYESİ

Müze, Sultan II. Bayezid Külliyesi içindeki darüşşifa ve tıp medresesi bölümlerinde yer alır. Külliye ise Fatih Sultan Mehmet’in oğlu ve 8. Osmanlı Padişahı Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Sultan II. Bayezid’in İkinci Sefer-i Hümayun’a (Boğdan Seferi) çıkmadan önce 23 Mayıs 1484 yılında temelini attığı yapılar topluluğu, 4 yıl kadar kısa bir süre içinde bitirilerek hizmete açılmıştır. Sefer dönüşü Kili ve Akkerman fetihlerinden elde edilen ganimetler, bu külliyenin imarı ve geliştirilmesi için kullanılmıştır. Külliyenin Mimar Hayrettin tarafından yapıldığına dair yaygın bir görüş vardır. Bazı kaynaklar ise mimar olarak Mimar Yakup Şah Bin Sultan Şah ismini belirtmektedir. Yüzyıllar boyunca bu külliyede tıp öğrencileri yetiştirilmiş, şifahanesinde hastalara şifa dağıtılmış ve imarethanesinde fakir fukara doyurulmuştur. Mumhanesinde mumlar dökülmüş ve tabhanelerinde ise misafirler ağırlanmıştır.

1652 yılında Edirne’yi ziyaret eden Evliya Çelebi, külliyeden, “Orada bir darüşşifa vardır ki dil ile tarif edilmez ve kalemler ile yazılmaz” diye bahseder. Ünlü seyyah, ayrıca külliye için şu ilginç tanımlamaları kullanmıştır: “Böyle dikkat ve özenle yapılmış şifa yurdunun anlatılan odalarında, çeşitli hastalıklara tutulmuş zengin ve fakir, ihtiyar ve genç doludur”... “Bazı odalarda ilkbaharda delilik mevsiminde Edirne’nin aşk denizi derinliğine düşmüş sevdalı aşıklar çoğalıp, hekimin emriyle bu tımarhaneye getirilerek altın ve gümüş yaldızlı zincirlerle kerevetlerine takılıp, her biri aslan yatağında yatar gibi kükreyip yatarlar. Kimisi havuz ve şadırvanlara bakıp kalender hülyası kabilinden sözler eder, nicesi dahi o kemerli kubbenin etrafında olan gülistan ve bağ ve bostan içindeki binlerce kuşların cıvıltılarını dinleyip, delilerin perdesiz ve ölçüsüz sesleriyle feryada başlarlar.”

http://www.bubenimtatilim.com/safranbolu/
25/12/2016

http://www.bubenimtatilim.com/safranbolu/

23 Kas 2016 Safranbolu (Gezi Rehberi) admin Gezi Rehberi, Yurtiçi Gezileri Blog Henüz yorum yok Batı Karadeniz Bölgesinde Karabük iline bağlı olan Safranbolu; birbirinden güzel ahşap evleri ve çevresindeki cami, han, hamam, çeşme, türbe, lonca çarşıları gibi tarihi eserleri, günümüze değin “kent ölç...

Address

Ankara

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Bu Benim Tatilim posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Category

Nearby travel agencies

  • Tezcan Turizm

    Tezcan Turizm

    Prof Drive Ahmet Taner Kişlali Mahallesi, Angora

Other Tour Agencies in Ankara

Show All