BT Mali Müşavirlik

BT Mali Müşavirlik Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from BT Mali Müşavirlik, Ankara.

23/02/2020

Kira geliri istisna tutarı

2020 yılında elde edilecek konut kira gelirlerinin 6.600 lirası gelir vergisinden müstesna. 2019 yılı gelirleri için bu tutar 5.400 lira idi.

İstisnadan yararlanabilenler için bu tutarı geçmeyen konut kira gelirlerinin beyan edilmesi gerekmiyor. Kira gelirinin bu tutarı geçmesi halinde ise bu kısım gelir vergisinden istisna.

İstisna tutarının üzerinde gelir elde edilmesine rağmen beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi durumunda, istisnadan yararlanma hakkı ortadan kalkıyor.

Taşınmaz alım satım kazançlarında istisna

Gelir Vergisi Kanunu’na göre, satın alma tarihinden itibaren beş yıl içinde yapılan taşınmaz satışından elde edilen kazançlar gelir vergisine tabi.

2020 yılında taşınmaz mal satışından elde edilen kazançların 18.000 liralık kısmı gelir vergisinden istisna. Bu tutar 2019 yılında elde edilen kazançlar için 14.800 lira idi.

Bazı gelirler için beyan sınırları

2020 yılında elde edilen, vergi kesintisine tabi tutulmamış veya istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında beyan sınırı 2.600 lira.

Yurt içinde elde edilen alacak faizleri veya yurt dışında elde edilen faizler bu kapsamda.

Gelirin beyan sınırını geçmesi halinde, geçen kısmın değil gelirin tamamının 2021 yılında verilecek beyannameye dahil edilmesi gerekiyor.

2019 yılında elde edilmiş olan, vergi kesintisine tabi tutulmamış menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin beyan sınırı 2.200 lira idi.

Veraset ve intikal vergisi istisna tutarları

Bağışlar ve miras kalan değerler nedeniyle hesaplanan veraset ve intikal vergisi matrahından indirilecek istisna tutarları 2020 yılı için aşağıdaki gibi.

Eş ve çocuklardan her birine isabet eden miras hisselerinde 306.603 TL
Çocuk bulunmaması halinde, eşe isabet eden miras hissesinde 613.582 TL
Bağışlarda 7.060 TL
Yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyelerde 7.060 TL
Engellilik indirimi tutarları

Çalışma gücünü belli ölçüde kaybeden ücretlilerle serbest meslek erbabı engellilik indiriminden yararlanabiliyor ve gelirlerinin bir kısmı bu çerçevede gelir vergisine tabi tutulmuyor. Ayrıca, bakmakla yükümlü olunan özürlü kişi varsa, ücretli ve serbest meslek erbabı, bu kişiler için de indirimden yararlanılabiliyor.

2020 yılında dikkate alınacak engellilik indirimi tutarları aşağıdaki gibi oldu:

Çalışma gücünün % 80’inin kaybedenler için 1.400 lira.
Çalışma gücünün % 60’ını kaybedeler için 790 lira.
Çalışma gücünün % 80’inin kaybedenler için 350 lira.
Vergiden müstesna harcırah tutarları

Çalışanlara verilen gündeliklerin aynı aylık seviyesindeki Devlet memurlarına verilen gündelikler kadar olan veya Devletçe verilen gündeliklerin en yüksek haddini aşmayan kısmı gelir vergisinden istisna.

Devlet memurlarına verilen yurt içi gündelik tutarları Bütçe Kanunu’yla, yurt dışı gündelik tutarları ise Cumhurbaşkanı Kararıyla belirleniyor ve bu tutarlar özel sektörde çalışanlar için de vergiden müstesna harcırah tutarını belirliyor.

2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun eki H-Cetveliyle belirlenen tutarlar çerçevesinde, personele yurt içi seyahatler nedeniyle ödenen harcırah gündeliğinin 66,85 liralık kısmı gelir vergisinden istisna.

Yurt dışına yapılacak seyahatlerde personele ödenecek gündeliğin vergiden istisna edilecek kısmı son olarak 16.02.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla belirlendi. 07.02.2019 tarih ve 714 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla bu tutarların 2019 yılında da uygulanması öngörüldü. Tutar gidilen ülkeye göre değişiyor. KKTC’ye yapılacak yolculuklar için ise tutar halen 161,15 lira.

Sosyal güvenlik primine esas kazançların alt ve üst sınırları

Sosyal güvenlik mevzuatı uyarınca, sosyal güvenlik primine esas tutulan günlük kazancın alt sınırı, asgari ücretin otuzda biri, üst sınırı ise günlük kazanç alt sınırının 7,5 katıdır. 2020 yılında uygulanacak olan, sosyal güvenlik primi, işsizlik sigortası primi ve sosyal güvenlik destek primine esas kazançların alt sınırı aylık 2.943,00 lira, üst sınırı ise 22.072,50 liradır.

Vakıflara vergi muafiyeti tanınması

Bakanlar Kurulunca vakıflara “vergiden muaf vakıf” statüsü verilebiliyor. Bu statünün verildiği vakıflar, statünün verdiği ayrıcalıklı konum yanında, başta bunlara yapılan bağışların bağış yapanlarca belirli ölçüde matrahtan indirimi olmak üzere çeşitli vergi ayrıcalıklarına da kavuşuyor.

Vakıfların vergiden muaf vakıf sayılabilmesinde, diğer koşulların yanında, talepte bulunan vakıfların belirli bir gelir getirici malvarlığına ve yıllık gelire sahip olmaları aranıyor.

Asgari malvarlığı ve gelir tutarları yıllar itibariyle değişiyor. 2020 yılında vergi muafiyeti talebinde bulunacak vakıfların vergi muafiyeti talebinde bulundukları tarihte en az;

1.717.000 lira gelir getirici mal varlığına ve
155.000,00 lira yıllık gelire (kamu kaynaklı yardımlar ve bağışlar hariç)
sahip olmaları gerekiyor. Faaliyet süresi 6-12 ay olan vakıflar için bu tutarlar iki kat olarak aranıyor.

23/02/2020

Artık ücret gelirleri için de vergi beyannamesi verilecek.

07.12.2019 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7194 Sayılı Kanun ile 2020 yılından itibaren uygulanmak üzere Gelir Vergisi Tarifesi değiştirilmiş ve 600.000 TL’dan daha fazla ücret geliri(*) elde edenler için yıllık beyanname mecburiyeti getirilmiştir.

01.01.2020 tarihi itibariyle aşağıdaki tarife ile Gelir Vergisi hesaplaması yapılacaktır.

Ücret geliri sahipleri açısından dikkat edilmesi gereken başlıca konular:

2020 yılında elde edilen ücretlerin durumuna yeni mevzuata göre şöyledir:

-01.01.2020 tarihinden itibaren tek işverenden yıllık 600.000 TL’den fazla ücret geliri elde edenlerin, 2020 yılına ilişkin yukarıdaki gelir vergisi tarifesine göre 25 Mart 2021 tarihine kadar gelir vergisi beyannamesi vermesi gerekmektedir.

-01.01.2020-31.12.2020 tarihleri arasında yıllık 600.000 TL’den az olmakla birlikte birden fazla işverenden elde edilen ücret gelirlerinin söz konusu olması halinde, birinciden sonraki (birinci işverenin hangisi olacağı çalışan tarafından serbestçe belirlenir) işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için yıllık beyan haddi 49.000 TL) aşması halinde tevkif suretiyle vergilendirilen ücretlerin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda bulunan kişilerin, 2020 yılına ilişkin Gelir Vergisi tarifesine göre 25 Mart 2021 tarihine kadar beyannamelerini bizzat kendilerinin vermesi gerekmektedir. 2020 yılı içinde iş değiştirecek kişiler de bu kapsamdadır. (2019 yılı için yıllık beyan haddi ise 40.000 TL olup, buna göre bakılıp Mart ayında beyan verilip verilmeyeceği belli olacaktır.)

-Ücret gelirleri sebebiyle gelir vergisi beyannamesi verilmesi halinde, diğer bazı gelirlerin de (Örneğin: işyeri kira geliri, eurobond faizi, temettü geliri gibi) yıllık beyannameye eklenmesi gerekmektedir.

-Esasen işyeri kira geliri 2020 yılı için 49.000 TL’yi aşmadığı takdirde beyana tabi değildir. Ancak burada, ücret gelirinin 600.000 TL’yı aşması dolayısıyla beyan söz konusu olduğundan kira gelirinin de beyana eklenmesi gerekir. Kira geliri beyanında “%15 götürü gider” veya “gerçek gider usulü (kredi faiz ve diğer giderlerin indirilmesi)” dikkate alınır. Ayrıca yıllık beyannamede hesaplanan gelir vergisinden kiracının yaptığı stopajlar mahsup edilir.

Örnek 1:

-Tek işyerinden alınmış ücret: 650.000 TL

-İşyeri kirası (brüt) :30.000 TL

Ücret geliri 600.000 TL’yi geçtiğinden işyeri kira tutarı da (kira tutarı yıllık beyan haddi tutarı olan 49.0000 TL’yi geçmemesine rağmen) yıllık beyannamede ücret geliri ile birlikte beyan edilecektir.

Örnek 2:

-Tek işyerinden alınmış ücret: 480.000 TL

-İşyeri kirası (brüt) : 20.000 TL

-Eurobond faizi : 24.000 TL

Ücret geliri 600.000 TL’yi geçmediğinden beyana tabi değildir. İşyeri kira tutarı ile Eurobond faizinin toplamı da yıllık beyan haddi tutarı olan 49.0000 TL’yi geçmediğinden beyan edilmeyecektir.

--Yıllık beyannamede hem ücret geliri hem de diğer gelirlerler var ise vergi tarifesi uygulamasında gelirlerin birbirine oranına göre yukarıdaki 2 ayrı tarife(**) aynı anda uygulanacaktır. (Gelir Vergisi Sirküleri/75).

-Gelir vergisi beyannamesi, ikametgahın bulunduğu yerdeki Vergi Dairesi’ne verilir. (GİB Hazır Beyan sistemi ile internet ortamında, Serbest Muhasebeciler vasıtasıyla veya kağıt ortamında Vergi Dairesi’ne verilmek suretiyle).

Beyanname verilmesindeki avantajlar:

-Öncelikle belirtecek olursak; tek işverenden yıllık 600.000 TL’den fazla ücret geliri elde ettiği için beyanname veren çalışanlar için ek bir vergi çıkmaz, çünkü yıl içinde de aynı tarifeye göre stopaj yoluyla vergi ödenmiştir. Ama buna rağmen yıllık beyanname verilmesi gerekmektedir. O zaman bu beyanın sebebi neydi? Bu soruya cevap olarak; “belli bir gelire sahip olanlar için yıllık beyanname verilmesi alışkanlığının başlaması ve de aşağıda açıklayacağımız bazı sağlık, eğitim gibi harcamaların vergi matrahından indirilme hakkının verilmesi” hususlarını söyleyebiliriz. Dolayısıyla ücretlilerin eğitim ve sağlık harcaması faturalarını saklamaları gerekir.

-Beyanname verilmediği takdirde ise 2 kat usulsüzlük cezası kesilir ve Vergi İdaresi’nce o yıla ilişkin başka gelirlerin de (kira, temettü, yurt dışı faiz geliri v.b. gibi) olup olmadığı konusunda vergi incelemesi yapılır. Re’sen vergi tarhiyatı riski söz konusu olur. Bu nedenle yıllık beyannamede ilave vergi çıkmasa da beyanname verilmesi önemlidir.

- Yıllık beyanname verilmesi ile hatta tam tersine vergi iadesi hakkı doğabilecektir. Zira yıllık beyannamedeki matrahtan aşağıdaki indirimler yapılabilir:

1.Hayat/Şahıs sigorta primleri:

Beyan edilen gelirin %15’ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortalarına ödenen primlerin %50’si ile ölüm, kaza, hastalık, sağlık, engellilik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primlerinin tamamı yıllık beyanname ile bildirilecek gelirlerden indirilir.

2.Eğitim ve sağlık harcamaları:

Aşağıda belirtilen şekilde yapılan eğitim ve sağlık harcamaları beyan edilen gelirin % 10’unu aşmaması şartıyla yıllık beyanname ile bildirilecek gelirlerden indirilir.

Eğitim ve sağlık harcamaları Türkiye’de yapılmalıdır.Gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmelidir.(Vakıf özel üniversite bedelleri kapsam dışıdır.)

Söz konusu harcamalar mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olmalıdır. “Çocuk ve küçük çocuk” tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları ifade etmektedir.

Eğitim harcamaları kapsamına okul bedelleri, kitap-kırtasiye giderleri, okul servis bedelleri v.b.gibi giderler girmektedir.

Sağlık harcamaları kapsamına ilaç, tedavi, tahlil, muayene giderleri gibi giderler girmektedir. Estetik amaçlı yapılanlar ile vakıflar gibi vergiden muaf kurumlardan alınan hizmetler kapsam dışıdır.

3.Sponsorluk harcamaları:

Gelir Vergisi Kanunu’nun 89 uncu maddesine göre yapılan sponsorluk harcamalarının amatör spor dalları için % 100’ü, profesyonel spor dalları için % 50’si yıllık beyanname ile bildirilecek gelirlerden indirim konusu yapılabilecektir.

4.Çeşitli bağış ve yardımlar ile tamamı indirilebilecek bağış ve yardımlar:

Gelir Vergisi Kanunu’nun 89 uncu maddesinde sayılan bağış ve yardımlar yılllık beyannamedeki matrahtan indirilebilir ve ödenecek vergi bu indirimler sonrası kalan tutardan hesaplanır.

Dipnotlar:

(*) Aralık ayı bordrosundaki yıllık kümülatif gelir vergisi matrahındaki tutarın 600.000 TL’yı geçip geçmediğine bakılması gerekir.

(**) Ücret dışı gelirlere ilişkin tarife:

28/09/2019

Bu ülkede, hâlâ vergi oranını yükselterek vergi gelirlerinin artmayacağını, bilakis azalacağını sahte rakı, kaçak akaryakıt, kaçak sigara, sahte evraklarla gümrükten lüks araç sokmak gibi her gün yaşanan olaylara rağmen anlamadı isek, herhalde kaderimize razı olmamız gerekiyor

20/09/2019

Cumhurbaşkanlığı’na Sunulan EYT Raporu
20 Eylül 2019
Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) merakla söz ettikleri Cumhurbaşkanı Danışmanı Vedat Bilgin'e sunulan EYT raporuna sozcu.com.tr ulaştı. Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun tarafından hazırlanan rapor Ankara Tandoğan'daki EYT mitinginden bir hafta önce EYT Derneği Başkanı Gönül Boran Özüpak tarafından Cumhurbaşkanlığı'na sunuldu.
Raporu hazırlayan Erdursun, özellikle sosyal medyada konuyla ilgili asılsız iddiaların bulunduğunu belirterek asıl çalışmanın bu olduğunu belirtti. Erdursun, EYT çalışmasının Cumhurbaşkanlığı’nca olumlu karşılandığını sözlerine ekledi. Öte yandan raporla ilgili Cumhurbaşkanlığı’nın bir çalışma başlatabileceği kaydedildi.

Rapora göre;

2018 yılı sonu itibariyle Türkiye’de Emeklilikte Yaşa Takılanların sayısı 5.954.225 kişi olarak belirlendi. Bu rakam her ay 50 bin kişinin emekli olduğu düşünülürse 1 Eylül 2019 itibariyle 5.404.924 kişidir ve bu kişilerin emeklilik maliyeti de ortalama 1600 TL emekli maaşı üzerinden hesaplandığında 8.647.878 TL olacaktır. Yıllık EYT Maliyeti ise 8.647.878.400 X 12= 103.774.540.800TL'dir. Ancak rapora göre bugün yasa çıkarsa 5 Milyon 404 Bin kişinin hemen emekli olması mümkün değildir. Emeklilikte Yaşa Takılanların Emekliliği en az 10 yıllık süreye yayılacağı belirtilerek çeşitli nedenlerle emeklilik hakkı elde edemeyenlerin sayısının çıkması durumunda emekli olacakların sayısı 750 bin ile 1 milyon kişi aralığına düşecektir. Bu durumda yasa çıkması durumunda EYT’nin hükümete maliyeti yıllık 14 Milyar 400 Milyon TL olarak hesaplandı.

İşte kamuoyunda merakla beklenen EYT konusunda çok konuşulacak o rapor:

“HALKIN ÇALIŞMA HAYATINDA BEKLENTİLER RAPORU

BU RAPOR; BİLGİLENDİRME AMAÇLI HAZIRLANMIŞTIR

HAZIRLAYAN:

MALİ MÜŞAVİR/SOSYAL GÜVENLİK UZMANI ÖZGÜR ERDURSUN

AMAÇ;

SOSYAL GÜVENLİK VE ÇALIŞMA HAYATINDA VATANDAŞLARI İLGİLENDİREN KONULARDA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SUNMAK VE HALKIN BEKLENTİLERİNİ DİLE GETİRMEK…

KONULAR;

1- EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARIN SORUNU;

08/09/1999 tarihide 4447 sayılı yasa ile ülkemizde emeklilik sistemi değişmiştir. 08/09/1999 tarihine kadar kadınlar ve erkekler 18 yaş SGK işe başlama tarihlerine göre, kadınlar 20 yıl 5000 prim günü, erkekler 25 yıl 5000 prim gününe tabi olarak emekli olmaktaydı. 08/09/1999 tarihinde 4447 sayılı yasa ile bu sitem değişmiş kadınların ve erkeklerin sigortalılık sürelerine yaş şartı eklenmiştir. Bu değişiklikle kadınların kademeli olarak 58, erkeklerin ise emeklilikleri 60 yaşına kadar uzatılmıştır. Aslında Fazilet Partisi düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesine gitti ve Anayasa Mahkemesi kadınlarda emeklilik yaşının 58, erkeklerde 60 yaş olmasını kabul etmedi. 23/02/2001 tarihli kararında yürütmeyi durdurdu. Yapılan düzenleme ile kademeli sistem getirildi. 1 Haziran 2002 tarihinde 08/09/1999 öncesi işe başlayanlarda kademeli emeklilik sistemi devreye girmiş oldu.
İlk SGK işe başlama tarihi sigortalının işverenle yaptığı sözleşme dışında, emeklilik açısından DEVLET'le de yapmış olduğu sözleşmedir. İlk işe başlama tarihine göre emekli olacağını bilen milyonlarca çalışanın emekli olacağı tarihin değişmesi büyük mağduriyetler doğurmuştur.
Emekli olacağı yaştan 5 yıl 8 yıl 13, 15 yıl daha geç emekli olmak başlı başına mağdur olmaktır. 08/09/1999 tarihinde yapılan değişikliklerin geçmişe dönük olarak uygulaması vatandaşların vicdanında yara açmıştır. Yasayı çıkartan dönemin koalisyon hükümeti barajın altında kalmıştır.

Bu konuda çözüm önerimi bilgilerinize sunuyorum.

Ülkemizde işsizlik verileri son dönemlerin en yüksek seviyesinde, 4 milyon 202 bin kişi işsiz. İşsizlik oranı 3,4 puanlık artış ile %13,0 oldu
Ülkemizde 4 Milyon 202 bin işsiz varken, emekli olup çalışanların yada iş arayanların toplam sayısı ise yaklaşık olarak 4 milyon 500 bin,
İşsizlik bu kadar artmışken düşük emekli maaşları ile geçinemeyenler çalışmak zorunda ve her geçen günde çalışmaya devam edecektir. Ortalama emekli maaşı 1600TL

EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARIN SAYISI-MALİYETİ-İŞSİZLİĞİN ÇÖZÜMÜNE KATKISI

Ülkemizde 2000 yılında,
SSK'lı çalışan sayısı; 5.254.125 kişi
İsteğe Bağlı SSK ödeyenler; 843.957 kişi
Tarım sigortası ödeyenler 184.675 kişi
Bağ-kur ödeyenler 2.220.014 kişi
Emekli Sandığı sayısı 2.163.698 kişi
Tarım Bağ-Kur 876.148 kişi
İsteğe Bağlı Bağ-Kur 216.532 kişi
TOPLAM 11.759.149 KİŞİ
2000 YILINDA EMEKLİ SAYISI 5.913.706 KİŞİ
2018 SONU İTİBARİYLE EMEKLİ SAYISI 11.867.931 KİŞİ
2000-2018 ARASI EMEKLİ OLANLARIN SAYISI; 5.954.225 KİŞİ
2000 YILINDA TOPLAM ÇALIŞAN 11.759.149 KİŞİNİN 5.954.225'İ EMEKLİ OLMUŞ.
2018 SONU İTİBARİYLE EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARIN SAYISI 5.954.225 KİŞİ
ÜLKEMİZDE HER AY 50 BİN KİŞİ EMEKLİ OLUYOR 201 AĞUSTOS SONU İTİBARİYLE EMEKLİ OLANLARIN SAYISI 400 BİN KİŞİDİR.
1 EYLÜL 2019 EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARIN SAYISI 5.404.924 KİŞİDİR.
Yasa çıkarsa 5 Milyon 404 Bin kişinin emekli olursa maliyeti
Ortalama Emekli Maaşı 1600TL* Toplam EYT sayısı 5.404.924= 8.647.878TL
Yıllık EYT Maliyeti 8.647.878.400*12= 103.774.540.800TL'dir.
Ancak bugün yasa çıkarsa 5 Milyon 404 Bin kişinin hemen emekli olması mümkün değildir.
*İlk İşe başlama tarihi stajyer ve çırak olanların her ne kadar işe başlama tarihleri 08/09/1999 öncesi olsa da emeklilikte bu kişiler emeklilik hakkı elde edemezler,
*Prim günü eksik olanlar emeklilik hakkı elde edemezler.
*Sigortalılık süresi erkeklerde 25 yıl istenir 1 Eylül 1994 sonrası sigortalı olan erkekler her ne kadar yaşını ve prim gün sayısını tamamlarsa da 25 yıllık sigortalılık süresini tamamlamadıkları için emekli olamazlar
*Emekli sandığına tabi çalışan kadın ve erkekler emekli olduklarında çalışırken aldıkları maaşın yarısını emekli olduklarında alacaklarından emeklilik hakkından yararlanacakların oranı %10-15'ler civarında olacaktır.
*Bağ-Kur'da kadınların 20 yıl 7200 prim günü, erkeklerin ise 25 yıl 9000 prim günü tamamlayanların sayısı tüm bağkur'lular da %25 civarındadır.
Bu durumda Emeklilikte Yaşa Takılanların Emekliliği en az 10 yıllık süreye yayılacaktır.
Yasa Çıkarsa Emekli Olacakların Sayısı 750 Bin ile 1 Milyon kişi aralığındadır.
Gerçek Aylık Maliyeti 750.000*1600=1 Milyar 200 Milyon'dur.
Gerçek Yıllık Maliyet 1.200.000.000*12=14 Milyar 400 Milyon civarındadır.

EYT KONUSU BİRKAÇ SORUNU DA BERABERİNDE ÇÖZEBİLİR!

*Emeklilikte Yaşa Takılanların emeklilik haklarına kavuşması
*İntibak yada seyyanen zam ile en düşük emekli maaşının Asgari Ücret düzeyine yükseltilmesi,
*Emekli olduktan sonra çalışmak isteyenlerin emekli maaşlarının kesilmesi(Belli bir oranda olabilir)
*Denetimlerin sıklaştırılması,
Bu durumda emekli olanların çalışma hayatından çıkması amaçlanmalıdır. Emekli olanlar çalışma hayatından çıktıklarında işsizlere iş imkanı doğacaktır.
Emekliler dolaylı vergilerle maaşlarının bir kısmını devlete geri ödemektedirler.”

2-) KADINLARIN DOĞUM BORÇLANMASI SORUNU;

Ülkemizde kadınların iş hayatında en önemli beklentilerinden biri, kadınların SGK öncesi doğum borçlanmaları yapabilmeleridir.
Kadınların bu beklentisi kapsamlı bir yasal düzenleme ile kökten çözülebilir, hatta kadınların ilk doğum yaptığı tarih emeklilikte sigorta başlangıcı olabilir, olmalıdır.
Ülkemizde kadınların doğum borçlanması yaparak eksik prim günlerini 3 çocuğa kadar borçlanma imkanı getirilmiş fakat tüm kadınları kapsamadığı için mağduriyetler oluşturmuştur.
Kadınların doğum borçlanmasından yararlanabilmeleri için yasal mevzuat önce kadınların SSK,Bağ-Kur yada Emekli Sandığına tabi olarak ilk sigorta başlangıcı olmasını, doğumların SGK sonrası gerçekleştirmesini şart koşmaktadır. Örneğin; 1985 -1990 tarihlerinde çocuk dünyaya getiren kadının ilk SGK başlangıcı bu tarihlerden sonra ise bu durumda olan kadınlar doğum borçlanması hakkından yararlanamıyor. İlk SGK başlangıcından sonra doğum yapan kadınlar doğumdan sonra çalışmamış yada isteğe bağlı prim ödememiş ise 3 çocuğa kadar, bir çocuk için 2 yıl 720 gün, 3 çocuk için 6 yıl 2160 güne kadar SGK’ya doğum borçlanması yaparak eksik prim günlerini tamamlayabiliyor.
Tamda bu noktada haksızlık ve beklentiler söz konusu oluyor.
Adı doğum borçlanması fakat tüm doğum yapan kadınlar yararlanamıyor.
Kadınlar SGK öncesi doğumları içinde doğum borçlanmasını yapıp parasını ödeyip eksik sigorta günlerini tamamlanmak istiyor.

Bu konuda çözüm önerimi bilgilerinize sunuyorum.
Kadınların ilk doğum yaptığında sanki çalışmış gibi sigorta priminin 1 günlük başlangıç olarak otomatik yapılması ve kadınların doğumunun SGK işe başlama sayılması ile kadınların doğum borçlanması sorunu çözülecek çözülmekle de kalmayacak, tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi kadınlara çalışma hayatında Cumhuriyet tarihinin en önemli haklarından birinin verilmesi sağlanılacak.
Bu uygulama Avrupa ülkelerinde vardır. Hatta Avrupa’da yaşayan Türk kadınları bu haktan ikili sosyal güvenlik anlaşmalarından dolayı yararlanmaktadır. Almanya’da yaşayan Türk bir kadın Almanya’da doğum yaptığında 2014/27 sayılı genelge ile doğumunu ülkemizde işe başlama tarihi saydırmaktadır. Fakat Türkiye’de doğum yapan kadının maalesef böyle bir hakkı yoktur.

3-) ESNAFIN-ŞİRKET ORTAKLARININ BEKLENTİSİ;

Ülkemizde sık sık değişin sosyal güvenlik sistemi mağduriyetler doğurmaya devam etmektedir. Kendi adına işyeri olan yada şirket ortağı olan kişilerin 04.10.2000 tarihinden önce iş yeri açmış yada şirket ortağı olmuş fakat Bağ-Kur primlerini ödememiş yada ödeyememiş olması emekli olmalarının önünü kapatmaktadır.
04/10/2000 öncesi kendi adına iş yeri açan yada şirket ortağı olan kişiler Bağ-Kur primlerini ödeyememiş ise bu günlerinin parasını ödeyerek dahi bu sürelerini sigortalılık olarak kabul ettirmeleri, yasal düzenlemeler ile ellerinden alınmıştır. Anayasamıza da Sosyal Güvenlik bir Anayasal haktır denilmektedir ancak bu durumda yüz binlerce esnaf ve şirket ortağı mağdur durumdadır.
Ülkemizde 08.09.1999 tarihinde 4447 sayılı yasa ile emeklilikte kademe getirilmiştir. İlk sigortalılık tarihi emeklilik açısından son derece önemlidir. Örneğin Nisan 1988 tarihinde iş yeri açmış yada şirket ortağı olmuş bir vatandaş 50 yaşında emekli olacakken, kendi hakkı olan sigortalılık hakkı kendisine parasını ödeyerek dahi verilmediğinden 04/10/2000 olarak başlangıç olarak sayıldığında 50 yaşında değil de 60 yaşında emekli olması gerekmektedir. Kanunlarımızda bir kişi şirket ortağı olduğunda yada işyeri açtığında bunu Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmelidir aksi durumda resen sigortalılık başlar demesine rağmen bu konuda mağdur olan kişilere bu hakları verilmemektedir.
Bu konuda çözüm önerimi bilgilerinize sunuyorum.
Kendi adına 04/10/2000 tarihinden önce iş yeri açan yada şirket ortağı olan kişiler borçlanma hakkı verilerek bu süreler sigortalılık olarak kabul edilebilir, bu durumda kurum parasını alarak vatandaşların sorunlarını çözebilir.
30/04/2015 tarihinden önce kendi adına iş yeri açan yada şirket ortağı olup Bağ-Kur prim borcunu ödemeyenlerin günleri silindi fakat isteyen vatandaşlar emeklilikte eksik günleri olduğunda isterlerse bu günleri ihya(canlandırma) yapabiliyor aynı uygulama 30/05/2018 tarihinde tekrarlandı, hak tüm Bağ-Kurlulara verilmelidir.

4-)İŞSİZLİK SORUNU VE YÜKSEK SİGORTA MALİYETİ

Ülkemizde düşük asgari ücret işsizlik sorununu ortaya çıkarmaktadır. Asgari ücreti artırarak sorun giderilebilir.
AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde Kurumlar Vergisi %33 iken doğru bir hamle ile %20’ye düşürdü, bu yıl %22’ye çıkardı.
Hemen hemen herkesin dile getirdiği çalışanların yüksek vergi ödediği konu toplum tarafından yanlış bilinmektedir. Çalışanlar işverene yüksek vergi maliyeti yoktur, yüksek SGK maliyeti vardır.
Ülkemizde yaklaşık 6 Milyon çalışan asgari ücretle çalışıyormuş gibi gözüküyor aslında asgari ücretle çalışmıyor, yüksek sigorta maliyetleri nedeniyle SGK’ya asgari ücretten bildiriliyor.
Eksik bildirimlerin sonucu olarak;
*İşveren yasal olmayan bu bildirimler nedeniyle risk altında,
*İşçi düşük bildirimler nedeniyle emekli olduğunda düşük emekli maaşı alacak
*Düşük bildirimler sonucunda SGK’nın kasasına az para giriyor ve Devlet zarar ediyor.
Bir asgari ücretli 1.859 TL maaş alırken, eski fiş parası ile birlikte 2.020 TL alıyor fakat işveren;
2019 yılında SGK,Vergi ve Ücret Maliyeti; 3.006,11TL'dir.
Prim borcu olan, primlerini düzenli ödemeyen ve herhangi bir indirimden yararlanmaması halinde aylık: 3.134,04TL'dir.
Bugün işverenler yanında çalıştıracak işçi bulmakta zorlanırken, iş arayan işsizlerde çalışacak iş bulamıyor, çünkü asgari ücret çok düşük. Sigorta prim oranları %37,5, bu oran %25’lere çekilerek aradaki fark asgari ücrete ilave edilerek Asgari Ücret arttırılabilir. Herkesin yararlanamadığı teşvikler sonlandırılarak eşit adaletli bir sistem kurularak maliyetin azaltılması sağlanarak,
*İşveren yasal olmayan bu bildirimler nedeniyle riski ortadan kaldırılır.
*İşçi düşük bildirimler nedeniyle emekli olduğunda düşük emekli maaşı almaz, gelecek planlarını daha doğru yapabilir.
*Düşük bildirimler sonucunda SGK’nın kasasına az para giriyor ve Devlet zarar ediyor. Bu zarar ortadan kaldırılabilir.

5-)DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞLARI, GELECEK YILLARDA YAŞANACAK SORUNLAR;

Bir sosyal güvenlik uzmanı olarak net bir şekilde görüyorum ve dile getiriyorum gelecekte ülkemizde en önemli sorun, DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞLARI olacak.
Ülkemizde emekli maaşı hesabı 3 döneme ayrılmaktadır.
*08.09.1999 tarihine kadar ki dönem ortalama aylık bağlama oranı %40,
*09.09.1999-30.09.2008 arasındaki dönem ortalama aylık bağlama oranı %40,
*01.10.2008 sonrası dönem ortalama aylık bağlama oranı %20
Bu dönemler ve oranlar emekli maaşının belirlenmesini sağlamaktadır.
2000 yılından önce çalışması olan bir vatandaş emekli olduğunda 2.300 TL emekli maaşı alıyor,
2008 yılın kadar çalışması olan bir vatandaş 1450 TL emekli maaşı alıyor,
2008 yılından sonra çalışmaya devam eden bir vatandaş 1000 TL emekli maaşı alıyor.
Aylık bağlama oranın en düşük olduğu dönem olan 2008 sonrası asgari ücret ve asgari ücrete yakın bir ücretle çalışıyorlarsa (Net 4.000 TL’ye kadar) her ay çalıştıklarında işverenleri SGK’ya işçi adına prim yatırdıkça emekli olduğunda alacakları emekli maaşı aylık 3TL düşmektedir.
3- 2018 Kasım ayında yapılan düzenleme ile en düşük emekli maaşı 1.000TL'ye tamamlanmaktadır. Bu sistemle Ülkemizde EMEKLİLİK diye bir kavram, olgu kalmayacak. Küçük bir devlet desteği olacak, vatandaşlar geçimlerini sağlamak için ölene kadar çalışmak zorunda kalacaklar (iş bulabilirlerse),
Ülkemizde yüz binlerce vatandaş emeklilik için prim gün sayısını tamamladıklarında emekli olduklarında alacakları emekli maaşları düşmesin diye sigortasız çalışmayı tercih ediyor. Kayıt dışı sigortalılık ekonomimiz devlet sistemimiz için son derece sakıncalıdır.
Bu konuda çözüm önerimi bilgilerinize sunuyorum.
Çalıştıkça ileride emekli olunduğunda düşen bir emeklilik sisteminden biran evvel çalıştıkça prim ödendikçe emekli olunduğunda yüksek emekli maaşı alınacak bir sisteme geçiş yapılmalıdır. Aksi halde emeklilik ümidi olmayanlar özellikle gençler kayıt dışı çalışmayı tercih edeceklerdir. Emeklilik sitemi olmayacak Devletin kasasına para girmediğinde yada az para girdiğinde ileride emekli olanlara dahi maaş ödemesinde sıkıntılar yaşanabilecektir. Bu sorunun çözümü 3.maddede söz ettiğimiz konu ile bağlantılı olarak Devletin kasasına giren para kaynak olarak görülmeden başka yerlere aktarılmadan değerlendirilmelidir.

6-)İŞSİZLİK MAAŞI-SÜRESİ VE FONDA BİRİKEN PARA;

Ülkemiz tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi işsiz kalanlara işsizlik maaşı verilmesi konusunda rahmetli Bülent Ecevit döneminde Cumhuriyet Tarihinin en önemli işçi hakkı kazanımlarından biri olan İŞSİZLİK SİGORTASI uygulamasını yasal bir zemine oturtmuştur.
Ülkemizde kendi arzu ve isteği dışında işsiz kalan kişiler en az 6 ay, en fazla 10 ay süreyle işsizlik maaşından yararlanıyor. 08.09.1999 tarihinde Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
İşsizlik sigortası fonunda 100 Milyar eski parayla 100 Katrilyonun üzerinde para vardır. Her yıl fona işsiz kalan kişilere ödemeler sonrasında 5 Milyar, eski parayla 5 Katrilyon ekleniyor. Peki 1999 tarihinde çıkan işsizlik maaşında işçi için yeni bir düzenleme neden yapılmıyor, örneğin;
*İşsizlik maaşı işsiz kalan vatandaşa daha uzun süre verilebilir,
*İşsizlik maaşı arttırılabilir.
Ülkemizde işsizlik maaşıyla özellikle son dönemlerde işçi adına düzenlemeler yapılmazken bu fondan işverene teşvikler sunulmaktadır. 3. Maddede belirttiğim gibi yüksek SGK maliyetleri işsizlik sigortasında bir kısım işverene destek sunularak çözüm üretilmeye çalışılıyor fak bu sorun kısa vadede bir kısım işverenin yararına alsa da sonuç olarak işçinin işverenin esnafın sorununa çözüm değildir. İşsizlik sigortası fonu işçi için kullanılmalıdır.

7- EMEKLİLİK İÇİN PRİM GÜNÜ EKSİK OLANLARIN SORUNU;

Ülkemizde emekli olmak için belirli bir yaş,sigortalılık süresi ve prim günü istenmektedir. Ülkemizde çalıştığı halde sigortası olmayan vatandaşlar emeklilik yaşına geldiklerinde prim günü eksikliği nedeniyle emekli olamamaktadırlar. Emeklilik için yaşını tamamlayıp prim gün sayısı yetersiz olmuş vatandaşların Prim günü eksikliği nedeniyle borçlanarak gün satın alma beklentisi oluşmuştur.
Bu konuda çözüm önerilerimi bilgilerinize sunuyorum.
Tüm vatandaşlar için olmasa da kadınlarda 55, erkeklerde 58 yaşının üstünde vatandaşlara günlük brüt asgari ücretin %32’si olarak belirlenecek tutarlarda 5 yıl 1800 güne kadar borçlanma imkanı sunulması gerekmektedir.

8- STAJYER VE ÇIRAKLARIN SİGORTALALIKLARININ EMEKLİLİKTE İŞE BAŞLAMA TARİHİ SAYILMASI;

Ülkemizde emeklilik tarihi 30.04.2008 tarihine kadar ilk işe başlama tarihine göre belirleniyordu. Meslek liselerinde ve Çıraklık Eğitim merkezlerinde ilk işe başlama tarihinde öğrencilere sigorta numarası verilmektedir. Öğrencilerin sigortalılığı %1 iş kazası ve meslek hastalığı olarak ödendiğinden Emeklilikte işe başlama tarihi olarak maalesef ki kabul edilmiyor. SGK hizmet dökümünde ilk işe başlama tarihi çırak yada stajyer olarak gözükenler emeklilik tarihlerini hesaplarken aslında emekli olacakları tarihe göre yanlış hesaplamaktadırlar nedeni de üstte belirttiğim gibi emeklilikte işe başlama olarak kabul edilmemesinden yani tüm kollara tabi sigortalı çırak ve stajyer için prim ödenmediğinden 100 binlerce mağdur ortaya çıkmıştır. Ülkemizde işçiler iş bulamazken işverenlerde kalifiye meslek sahibi ara elaman dediğimiz personel bulamıyor. Meslek liseleri bu sorunun çözümünde önemli bir faktördür. Meslek liselerinin özendirilmesi gerekmektedir.

Bu konuda çözüm önerimi bilgilerinize sunuyorum.

Meslek Lisesinde yada Çıraklık Eğitim Merkezlerinde okuyan ve sigortalı olan kişilere bu sürelerin borçlanılması hakkı verilmelidir. Bu yöntemle Meslek Liseliler ve Çıraklar ilk işe başlama tarihlerini tescil ettirme imkanı ile mağduriyetlerinin çözümü gerçekleşecektir. Meslek liselerine giden kişiler emeklilikte avantaj elde ederek özendirileceklerdir. Meslek Liselerinin özendirilmesiyle üretimde daha verimli insan gücü elde edilecektir.

Meslek Liseleri özellikle bölgesel olarak özendirilerek büyük şehirlere göçün önüne de geçilebilecektir. Ege ve Akdeniz’de Turizm ve Tarım okulları, Doğu Anadolu Bölgesinde Tarım ve Hayvancılık okulları, Marmara Bölgesinde Sanayi, Makine, Otomotiv,Tekstil Liseleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Tarım Hayvancılık Okulları, İç Anadolu Bölgesinde Tarım Okulları, Karadeniz Bölgesinde Tarım ve Hayvancılık Meslek Liselerinin açılması ve bu okulların özendirilmesi sağlanmalıdır.” Fırat Atıcı



https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/son-dakika-iste-cumhurbaskanligina-sunulan-eyt-raporu-5340064/

Address

Ankara
06520

Opening Hours

Monday 09:00 - 17:00
Tuesday 09:00 - 17:00
Wednesday 09:00 - 17:00
Thursday 09:00 - 17:00
Friday 09:00 - 17:00
Saturday 09:00 - 17:00

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when BT Mali Müşavirlik posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to BT Mali Müşavirlik:

Share