Uğur Böcekleri Doğa Sporları

Uğur Böcekleri Doğa Sporları - Etkinlikler için kapalı grup linki;

https://www.facebook.com/groups/ugur.boculeri/ Halbuki bize göre yabani, vahşi yer yoktur. Ve o da bizim parçamız.

Siyu kabilesi şefi diyor ki…

“ Nerede kesilip indirilmemiş orman varsa, nerede hayvanlar kuytu köşelerinde dinleniyorsa, nerede dünya dört ayaklılardan yoksun değilse, BEYAZ ADAM oraya ehlileştirilmemiş, yabani arazi diyorlar. Doğa tehlikeli değildir, misafirperverdir; korkutucu değil, arkadaşçadır. Bizim felsefemiz korkudan ve ön yargıdan uzak, sağlıklı bir düşünce sistemidir. Bu noktada Beyaz a

dam ve Kızılderili inançları arasında önemli bir fark buluyorum. Kızılderili inancı, etrafını çevreleyen her şeyle insanın ahengini gözetir; beyazlar ise çevreye tahakkümü esas almıştır. Kızılderililer aradıkları her şeyi, paylaşma ve sevgide buldu; ama beyazlar aradıklarını korkarak savaşmada buldular. Bizim için dünya güzellik doluydu. Diğeri için öteki dünyaya gidene kadar, tahammül edilmesi gereken, günah ve çirkinlik dolu bir yerdi.”

Bir başka Reis ünlü Seattle mektubunda, Kızılderililerin doğa ve insan ilişkilerini şöyle dile getiriyor.

“ Biz bu dünyanın bir parçasıyız. Güzel kokan çiçekler bizim kız kardeşlerimizdir; geyik, at, büyük kartal, bunlarsa bizim erkek kardeşlerimiz. Kayalık tepeler, çayırlardaki ıslaklık, tayın vücut ısısı ve adam, hepsi aynı aileye ait. Dünya ,beyaz adamın kardeşi değil, düşmanıdır ve onu fethetti mi ilerlemeye devam eder. Babalarının mezarlarını geride bırakır ve aldırmazlar. Annesi dünyayı ve kardeşi göğe, satın alınan, yağma edilen, koyunlar ya da parlak boncuklar gibi değişilen birer malmış gibi davranır. İştahı dünyayı yiyip bitirecek ve geride sadece bir çöl bırakacaktır. Beyaz adamın şehirlerinde sakin yer yoktur. Baharda yaprakların açılışını ya da böceklerin kanat vuruşlarını duyacak yer yoktur. Ama belki de benim vahşi olmamdan ve anlamadığımdandır. İnsan eğer bir kuşun yalnız ağlayışını ve su birikintisi etrafında tartışan kurbağaların seslerini duymazsa hayatın anlamı nedir? Bunu biliyoruz biz, dünya insana ait değildir, insan dünyanındır. Bunu biliyoruz. Bütün her şey bir aileyi bağlayan kan gibi birbirine bağlı. “

Bir Kuzey Amerika Kızılderilisi olan Tatanga Mani, yaşam öyküsünde, Beyaz Adam’ın yanında gördüğü eğitimin izlenimlerini şöyle anlatıyor.

“Uygar insanlar, insan yapımı basılı sayfalara çok fazla bağlılar. Ben Yüce Ruhun kitabına, yani onun yarattığı her şeye bakıyorum. Eğer doğayı tanımaya çalışırsanız, o kitabın büyük bir kısmını okuyabilirsiniz. Biliyorsunuz eğer kitaplarınızın hepsini alıp güneşin altına serer, onları bir süre için kar, yağmur ve böceklere bırakırsanız, geriye hiç bir şek kalmayacaktır. Oysa Yüce Ruh size ve bize doğa okulunda ormanları, ırmakları, dağları ve bizi de içine alan hayvanları araştırma olanağı verir. Kızılderili anlayışında ahlak, yalnızca insanın başka insanlara, topluma ve tanrıya karşı olan davranışları ile ilgili değildir. Ahlak, insanın hayvanlara, bitkilere ve doğanın diğer görüntülerine karşı olan davranışlarını da içerir. “

Ve son olarak bir Cree kızılderilisinin sözleri…

Ey beyaz adam.. Yalnızca son ağaç kesildikten,

son ırmak zehirlendikten,

son balık yakalandıktan sonra ...

ancak, ondan sonra paranın ne olduğunu, ve ne olmadığını anlayacaksın…

01/01/2025
Brezilyalı paraşütçü Luigi Cani Amazon’da hayatının en önemli sıçrayışlarından birini gerçekleştirdi..Bu vesileyle, düny...
23/12/2024

Brezilyalı paraşütçü Luigi Cani Amazon’da
hayatının en önemli sıçrayışlarından birini gerçekleştirdi..

Bu vesileyle, dünyanın en küçük paraşüt atlamasında dünya rekorunun sahibi, 100 milyondan fazla tohumu - yerel biyom’a özgü 27 ağaç türünden- Amazon bölgesinin göbeğindeki uzak ormansız bir alana götürdü.

Luigi ormansız alana 6500 feet yaklaştığında saatte 300 km hızla daldı, serbest düşüşte tohum kutusuna ulaştı ve kesin ve eşit dağılımı sağlamak için tohumları doğru yükseklikte saldı.

Proje için toplanan tohumların filizlenme oranı %95’in üzerinde ve filizlenmesi için insan müdahalesine gerek yok, bu yüzden birkaç yıl içinde bu görülmemiş eylemin meyvelerini görülecek/

Suyun Kaynama Noktasını Yeniden Düşünün: 10°C, 100°C veya 230°C!Suyun yalnızca 100°C’de kaynadığını mı düşünüyordunuz? P...
17/12/2024

Suyun Kaynama Noktasını Yeniden Düşünün: 10°C, 100°C veya 230°C!

Suyun yalnızca 100°C’de kaynadığını mı düşünüyordunuz? Peki ya suyun 10°C’de veya 230°C’de de kaynayabileceğini söylesek? Hadi bu ilginç bilimsel olgunun derinliklerine inelim!

Kaynama Noktasını Ne Belirler?

Bir sıvının kaynama noktası, buhar basıncının dış atmosfer basıncına eşitlendiği sıcaklıktır. Deniz seviyesinde atmosfer basıncı 101,3 kPa’dır (1 atm) ve bu şartlarda su 100°C’de kaynar. Ancak bu sabit bir durum değildir; dış basınçtaki değişimler, kaynama sıcaklığını önemli ölçüde etkiler:
1. Düşük Basınç = Daha Düşük Kaynama Noktası (yüksek rakımlı bölgeler veya vakum ortamları gibi).
2. Yüksek Basınç = Daha Yüksek Kaynama Noktası (yeraltı veya basınçlı kaplarda olduğu gibi).

Yüksek Rakım ve Kaynama Noktası

Yeryüzünden 27 km yukarıda, atmosfer basıncı büyük ölçüde azalır ve yaklaşık 0,5 kPa’ya kadar düşer. Bu durumda suyun, çevresindeki atmosfer basıncını eşitlemek için çok daha az ısı enerjisine ihtiyacı olur ve su 10°C veya daha düşük sıcaklıklarda kaynar. Bu, şu gibi durumları açıklar:
• Yüksek rakımlı bölgelerde yemek pişirmenin zor olması: Su, daha düşük sıcaklıkta kaynar ve yiyeceklerin tam pişmesini engeller.
• Havacılık ve uzay ortamlarında sıvıların, basıncın aşırı düşmesi nedeniyle oda sıcaklıklarında bile kaynaması.

Gerçek Dünya Uygulamaları:
Bu prensip, vakum distilasyonu gibi endüstriyel süreçlerde kullanılır. Örneğin, petrol ürünleri gibi yüksek kaynama noktalı maddeler, düşük basınç uygulayarak daha düşük sıcaklıklarda ayrıştırılabilir.

Yüksek Basınç ve Kaynama Noktası

Yeryüzünün 300 metre altına indiğinizde, üzerinizdeki kaya ve toprak ağırlığı nedeniyle hidrostatik basınç önemli ölçüde artar. Bu derinlikte, basınç 3 MPa (megapaskal) veya daha fazla olabilir ve suyun kaynaması için gereken sıcaklık yaklaşık 230°C’ye çıkar.

Jeotermal ve Endüstriyel Önemi:
• Jeotermal Sistemler: Yeraltında sıkışan su, yüksek basınç nedeniyle 100°C’nin çok üzerinde sıcaklıklarda sıvı olarak kalır. Yüzeye çıktığında basınç düşer ve su aniden buharlaşarak gayzerler veya sıcak su kaynakları oluşturur.
• Santraller: Özellikle basınçlı su reaktörleri gibi enerji santrallerinde suyun 200°C üzerinde sıvı halde tutulması, verimli ısı transferi için kritik önem taşır.

Daha Geniş Çıkarımlar: Mühendislik ve Uzay Fiziği
1. Basınç-Sıcaklık İlişkisi: Bu fenomen, basınçlı kaplar, uçaklar ve uzay sistemleri tasarımında kritik bir rol oynar. Örneğin, uzayın vakumunda sıvılar düşük sıcaklıklarda bile kaynar ve bu durum, uzay araçlarının soğutma sistemlerini etkiler.
2. Atmosfer Fiziği: Kaynama noktası değişimleri, atmosferik bilim insanlarının, troposfer-stratosfer sınırı gibi aşırı çevrelerde basınç ve sıcaklık etkileşimlerini modellemesine yardımcı olur.
3. Enerji Sistemleri: Basınç altında kaynama noktasını yükseltme prensibi, buhar türbinleri ve kimyasal süreçlerde verimliliği artırmada hayati öneme sahiptir.

Görsel Betimleme:
1. Basınç ve Kaynama Noktası Grafiği: x ekseni: Basınç, y ekseni: Kaynama sıcaklığı.
2. Dünya’nın Kesit Diyagramı:
• Rakım arttıkça düşen basınç ve kaynama noktası.
• Derinlik arttıkça artan basınç ve kaynama sıcaklığı.

Özet

Suyun kaynama noktası 100°C’de sabit değil, dış basınç tarafından şekillenen dinamik bir özelliktir. Örneğin, 27 km yükseklikte su 10°C’de kaynayabilirken, 300 metre derinlikte yüksek basınç nedeniyle su 230°C’de kaynar. Bu prensipler, atmosfer fiziği, jeotermal bilimler ve endüstriyel mühendislikte hayati bir yere sahiptir ve basınç, sıcaklık ve faz değişimleri arasındaki karmaşık ilişkiyi yansıtır.

Sorular Üzerine Düşünün…
1. Deneysel Meydan Okuma:
Suyun 10°C’de kaynadığı bir ortamda (27 km yüksekte), aynı yükseklikte bir basınçlı kap içinde kaynama noktası nasıl değişir? Bunu test etmek için bir vakum odası kullanarak nasıl bir deney tasarlardınız?
2. Bilimsel Sorgulama:
Yüksek basınca sahip jeotermal sistemlerde su, 100°C’nin üzerinde sıvı halde kalır. Bu sistemde basıncı kademeli olarak azaltırsak buhar oluşumu ve enerji üretimi nasıl etkilenir? Bu prensip, jeotermal enerji santrallerini optimize etmek için kullanılabilir mi?
3. İleri Keşif:
Basınç ve kaynama noktası arasındaki ilişki göz önüne alındığında, suyun kaynama davranışı Mars veya Venüs gibi farklı atmosferlere sahip gezegenlerde nasıl değişir?
Bu gezegen koşullarını simüle etmek için hangi deneysel düzenekleri önerirdiniz?

Nasuh Mahruki TAHLİYE OLDU ‼️‼️‼️
05/12/2024

Nasuh Mahruki
TAHLİYE OLDU ‼️‼️‼️

05/12/2024

Bir işi hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek
üstlenen kimseye "GÖNÜLLÜ" denir.

Karşılıksız yardımseverliğe gönül veren tüm gönüllülerimizin Dünya Gönüllüler Günü Kutlu Olsun!

1. Defne yaprakları yakıldığında, hem evinizde hem de çalışma alanınızda zahmetsizce rahatlatıcı bir ortam oluşturan hoş...
02/12/2024

1. Defne yaprakları yakıldığında, hem evinizde hem de çalışma alanınızda zahmetsizce rahatlatıcı bir ortam oluşturan hoş ve sakinleştirici bir aroma yayarlar. Bu büyüleyici kokunun stres azaltma, kaygı giderme ve rahatlamayı teşvik etme ile bağlantılı olduğu görülmüştür. Defne yapraklarının yanması sonucu oluşan kokuyu içinize çekmek ruh halinizi iyileştirebilir ve sakinleştirici bir ortam yaratabilir, bu da onu kişisel bakım rejiminize harika bir şekilde dahil etmenizi sağlar.
2. Solunum Sağlığının İyileştirilmesi:
kavanozdaki yapraklar
Defne yaprakları yakıldığında, ortaya çıkan duman, her ikisi de potansiyel solunum faydalarıyla bilinen okaliptüs ve linalool gibi avantajlı bileşikler taşır. Bu bileşikleri solumak, tıkanıklığı etkili bir şekilde giderebilir, hava yollarını açabilir ve öksürük, soğuk algınlığı ve bronşit gibi solunum sorunlarına karşı rahatlama sağlayabilir. Bu, defne yapraklarının yakılmasını, solunum rahatsızlıklarının daha yaygın olma eğiliminde olduğu kış aylarında özellikle faydalı hale getirir.
3. Doğal Böcek Kovucu:
yanan yapraklar
Defne yaprakları, doğal böcek kovucu özellikleriyle, rahatsız edici böcekleri uzaklaştırmada değerli bir müttefik olduğunu kanıtlıyor. Bu yapraklar yakıldığında, sivrisinekleri, sinekleri ve diğer sinir bozucu böcekleri etkili bir şekilde uzaklaştıran öjenol ve mirsen gibi uçucu yağlar açığa çıkarır. Defne yapraklarını doğal bir alternatif olarak benimsemek, kimyasal yüklü kovuculara güvenmenizi önleyerek, çevrenizi çevre dostu bir şekilde böceklerden uzak tutmanızı sağlar.
4. Gelişmiş Odaklanma ve Zihinsel Netlik:
Defne yaprağı yakmanın zihinsel berraklığı artırdığı ve odaklanmayı keskinleştirdiği düşünülmektedir. Büyüleyici aroması zihni etkili bir şekilde temizleyebilir, konsantrasyonu iyileştirebilir ve bilişsel işlevi artırabilir. Zihinsel yorgunlukla karşı karşıya kaldığınızda veya dikkat dağıtıcı şeylerle mücadele ettiğinizde, defne yaprağı yakma uygulamasını dahil etmek üretkenliği ve yüksek zihinsel uyanıklığı teşvik eden bir ortam yaratabilir.
5. Manevi ve Ritüel Uygulamalar:
mum ve yapraklar
Birçok gelenekte defne yaprağı yakmak derin kültürel ve ruhsal öneme sahiptir. Havayı arındırdığına, negatif enerjiyi temizlediğine ve ruhsal refahı desteklediğine inanılır. Defne yaprağı yakma eylemini meditasyona, ritüellere veya törenlere dahil etmek kutsal bir alan oluşturabilir, iç gözlemi teşvik edebilir ve çevrenize bol miktarda pozitif enerji davet edebilir.
6. Doğal Hava Tazeleyici:
yanan yapraklar
Defne yapraklarının yanmasının hoş aroması, onları mükemmel bir doğal hava temizleyicisi yapar ve evinizdeki hoş olmayan kokuları etkili bir şekilde ortadan kaldırır. İster yemek kokuları, bayat hava veya alanınızı hoş bir kokuyla doldurma isteği olsun, defne yapraklarını yakmak kokuları nötralize ederek ve geride ferahlatıcı ve canlandırıcı bir koku bırakarak yardımınıza gelebilir.
Önlemler:
Defne yaprağı yakmak sayısız fayda sağlasa da, güvenliği sağlamak en önemli öncelik olmalıdır. Defne yapraklarını her zaman iyi havalandırılan bir alanda, yanıcı maddelerden uzakta yakın. Yanan yaprakları asla gözetimsiz bırakmayın. Solunum rahatsızlığınız veya hassasiyetiniz varsa, defne yaprağı yakmayı uygulamadan önce bir sağlık uzmanına danışmanız önerilir.
Defne yaprağı yakma uygulaması basit ama güçlüdür ve genel refahı artırır. Rahatlamayı ve zihinsel berraklığı teşvik etmekten solunum faydaları sağlamaya ve doğal bir böcek kovucu olarak hareket etmeye kadar, avantajları çoktur. Bu kadim geleneği günlük rutininize dahil etmek, bu doğal çarenin olağanüstü etkilerini deneyimlemenizi sağlar. Ancak, güvenliğe öncelik vermeyi ve gerekirse profesyonel tavsiye almayı unutmayın. Defne yapraklarının aromatik ve terapötik özelliklerini benimseyin ve evinizin rahatlığında bir faydalar dünyasının kilidini açın..

Ormanda su döngüsünün bozulması neyi ifade eder?Çevresel sorunlar çıkıncaya kadar, ormana daima ve yalnızca odun ham mad...
28/11/2024

Ormanda su döngüsünün bozulması neyi ifade eder?

Çevresel sorunlar çıkıncaya kadar, ormana daima ve yalnızca odun ham maddesi kaynağı gözüyle bakılmış ve bu ham maddenin 6000 kadar kullanma yeri olması, orman için bir değer ölçüsü olarak kabul görmüştür. Oysa, çevre sorunları çıktıktan sonra ormanın, odun hammaddesinin 2000 katı kadar ekolojik değer ürettiği anlaşılmıştır.

Ormanlar, fotosentezle oksijen üretimi ve karbondioksit tüketimi yapma, erozyonla toprak kaybını önleme, sel ve taşkınları önleme ,hava kirliliğini azaltma, iklimi etkileme, canlıları barındırma, gürültü kirliliğini önleme gibi parasal olarak hesaplanamayacak derecede yüksek ekolojik değerler üretmektedir.

Orman ekosistem hizmetleri arasında karbonun absorbe edilmesinden sonra belki de en önemli fonksiyonu hiç kuşkusuz su döngüsüdür. Zira orman zemini dışardaki diğer arazilere göre çok fazla su depolar. Bunda herkes hem fikir. Ancak oduna daha fazla odaklanıyoruz ve gerçekte ormanların su döngüsü üzerine yaptığı olumlu etkiyi hep göz ardı ediyoruz.

Yağış düzensizliği ve aşırı buharlaşma ormanlarımızda kuraklık sorunu meydana getirmektedir. Basit bir ifadeyle kuraklık, belirli bir zamansal ve mekansal ölçekte su eksikliğidir. Kuraklık, önemli sosyal ve ekonomik sonuçları olan ciddi bir doğal afettir. Tarihsel ve paleoiklimsel kanıtlar, kuraklığın fiziksel çevreyi her zaman etkilediğini ve etkilemeye devam edeceğini göstermektedir. Bunun sonucu olarak son yıllarda binlerce hektar büyüklüğünde orman yangınları yaşadık. Dolayısıyla iklim değişikliği, tüm dünyadaki orman yangınlarının tetikleyicisidir.

İklim değişikliği, hırpalanmış ormanları vuruyor. Bunu dünya çapında orman yangınlarında görüyoruz. İnsanların yoğun olarak müdahale ettiği her yerde, genç ormanlarımızın olduğu, aynı zamanda güneşte kuruyan çalılıklarla arada büyük traşlama kesimlerin olduğu yerlerde, her yerde büyük yangınlar çıkıyor.
Bu yıpranmış ormanlar, son yüzyıllardaki yoğun ağaç kesimi ve ormansızlaşma nedeniyle o kadar düşük biyokütleye sahip olduğundan, artık su döngüleri açısından düzgün bir şekilde işlev göremiyorlar.

Giderek daha fazla ağaç kesildikçe, buharlaşma seviyeleri bozulur, havadaki nem kurur ve su döngüsünün dengesi bozulur .Bu bağlamda ormanlar ancak daha fazla kendi haline bırakılmasıyla daha iyi korunabilir. Çünkü biyokütlenin fazla olduğu orman alanları suyu çok daha iyi depolayabilir. Bunu geniş orman alanlarının hala sağlam olduğu yerlerde görüyoruz. İşte bu sistem burada devreye giriyor. Bu daha çok büyük ormanları kendi haline bırakmak, çok fazla biyokütle içeren, çok fazla ölü odun bulunan, suyu depolayan ve yağmur bulutları oluşturan yaşlı tabakalı ve karışık ormanlara da ihtiyaç duyulacaktır.

Şimdiye kadar geleneksel ormancılıkta her yıl ormanların belirli bir artım yaptığını ve bunun hemen hemen tamamına yakın bir kısmının hasat edildiğini ve hasat edilen geniş alanlara yeniden genç fidanların büyümesi sağlanıyordu. Aslında ormanların işleyişi doğada bu şekilde değil. Doğaya yakın veya doğaya uygun ormancılıkta bir çok ormancılık faaliyetinde doğa taklit edilir. Ormanda yeteri kadar servet birikimi olur. Eğer ormanlarımızı doğal ve ekolojik olarak yetiştirebilirsek , o zaman sonuç birim alan başına belki biraz daha az olur, ancak bu alanların daha sağlıklı kalmasıyla uzun vadede , toplamda geleneksel ormancılığın gelecekte yapabileceğinden daha fazla olacaktır. Daha önce de belirtildiği gibi ormanlar sıcaklık düzenleyicileridir.

Ülkemizde doğal karışık yaşlı ve dikey kapalı ormanların yaz aylarında bir çam ormanından veya çam plantasyonundan ortalama sekiz derece daha fazla soğuduğuna dair birçok araştırma var .Bir kızılçam veya karaçam ormanında sıcaklık 40 derece iken, yaşlı karışık dikey kapalı ormanda 32 derecedir.Çok fazla odun çıkartıldığı anda tabii ki güneş içeri daha fazla girip ormanı ısıtacak ve kuraklığa yol açacaktır. Sonuçta daha az yağmur yağmaya başlar. Oysa değişik yaşlı ormanlar, düşey kapalılıkların kendilerine sağladığı avantajdan ötürü, evaporasyonu azaltma yönünden de ayni yaşlı ormanlara oranla daha etkindir. Ayni yaşlı ormanların bu yöndeki etkileri gençleşme dönemlerinde minimal düzeye inmektedir. Aynı yaşlı tek tabakalı ormanlarda yağışın çok büyük bir bölümü intersepsiyon yoluyla tutularak daha toprağa ulaşamadan atmosfere geri dönmektedir. Bu durum da infiltrasyon koşullarının müspet yönde etkilenmesi açısından değişik yaşlı ve dikey kapalı ormanların ayni yaşlı ormanlara göre daha avantajlı olabileceğini göstermektedir.

Orman, ancak doğal haliyle ve iyi doğal ekolojik koşullar altında olması veya kullanıldığında sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi durumunda kendisinden beklenen koruma veya muhafaza işlevlerini yerine getirebilir. Bu şartlarda sağlık ve canlılık çok önemlidir. Ormanların, su döngüsü yoluyla ekosistemi etkileyen klimatik olumsuz şartlara karşı koyacak şekilde yeterli güç ve kuvvetle büyümelerini sağlayan şey, ormanların canlılığıdır. Bioçeşitliliği de koruyacak olan şey iyi yapılandırılmış bir mimariye ve zengin bitki örtüsüne olanak tanıyan da aynı güçtür. Sağlık, canlılık ve uygun bir koruma, yönetim ve gelişme durumu güvence altına alındığında orman, özellikle temel çevresel ve koruyucu işlevlere müdahale eder.

Kuraklıklar önlenemese de, akıllı planlama ve yönetim eylemi bunların etkilerini azaltabilir, toparlanmayı hızlandırabilir ve ormanları gelecekteki kuraklıklara karşı daha dayanıklı hale getirebilir. Bilgileri paylaşarak ve diğer bilim insanları ve paydaşlarla işbirliği yaparak kuraklığa karşı yapısal tepkiler geliştirilmelidir. En iyi yönetim uygulamaları tekrar tekrar gözden geçirilmeli ve ''kuraklık'' planlama süreçlerine dahil edilmelidir. Kuraklığın arazide nasıl değiştiğini daha iyi anlamak için uzun vadeli kuraklık izleme programları oluşturulmalıdır.

Bitkilerinizdeki zararlıları hasar türüne göre tanımlayın... 1. Deforme olmuş ve körelmiş yapraklar: Bitler.2. Solmuş ya...
28/11/2024

Bitkilerinizdeki zararlıları hasar türüne göre tanımlayın...

1. Deforme olmuş ve körelmiş yapraklar:
Bitler.

2. Solmuş yapraklar:
Tisanopterler ve akarlar.

3. Çiğnemiş/iskelet yapraklar:
Böcekler, tırtıllar, testere sinekleri.

4. Anormal büyüme:
Gallarite eşekarıları, bit bitler ve akarlar.

Beş. Mayınlı yapraklar (beyaz çizgiler):
Böcekler, sinekler, güve larvaları.

Altı. Katlanmış yapraklar:
Tırtıllar, ağaç cırcır böcekleri, örümcekler.

Yedi. Limuzinli yapraklar ve ısırıklar:
Salyangozlar ve sümüklü böcekler

Sekiz. Sarılmış yapraklar: böcek ve tırtıllar.

İpucu:
Bitkilerinizi denetleyin ve haşere kontrolü için organik çözümler kullanın.

Nasuh Mahruki şu an Silivri’de tek başına bir hücrede. İçeriden dışarıdaki sevdiklerini motive etmeye çabalıyor, umut aş...
26/11/2024

Nasuh Mahruki şu an Silivri’de tek başına bir hücrede. İçeriden dışarıdaki sevdiklerini motive etmeye çabalıyor, umut aşılıyor.
İçeride okumak istediği ilk kitap listesini bile hazırladı:
Önder / Osman Pamukoğlu,
Yaratılış / Guido Tonelli,
Kutsal Evrim / Sfenkstan Mileda,
Strateji / Osman Pamukoğlu,
İnsanın İnanılmaz Yolculuğu / Alice Roberts,
The Incredible Human Journey / Alice Roberts,
Evolution / Alice Roberts…

Kimsenin şüphesi olmasın; Mahruki yine yansa da yine bedel ödese de yine en iyi bildiği zirveye çıkacak.
Barış Pehlivan' ın Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yazısı 👇

NASUH MAHRUKİ

Nasuh Mahruki muhaliftir.
Toplumsal karşılığı yüksek olan, saygın bir kişidir.Tutuklandı..

1968; İstanbul doğumludur.
İki yüzyıllık İstanbullu bir aileye mensuptur.
Beşinci kuşaktan dedesi, İkinci Mahmut'un Kaptan-ı Derya'sı Nasuhzade Ali Paşa'dır.
Soyadı bu kişiden gelmektedir.

Şişli terakki Lisesi sonrası, Ankara Bilkent Üniversitesi İşletme fakültesini bitirmiştir.

Yazar ve fotoğrafçıdır.
Dağcılık dışında mağaracılık, aletli dalış, yamaç paraşütü, motor sporları, bisiklet ve yelken sporları ile uğraşmıştır.

1992 ile 1994 yıllarında, Sovyetler Birliği'nde bulunan, 7000 metreden yüksek beş dağ zirvesine tırmanarak, Dağcılık sporunun en önemli başarılarından birisi olan, "Kar Leoparı" unvanını almıştır.

Dünyanın en yüksek dağı olan Everest'in tepesine, 1995 yılında ulaşan ilk Türk dağcısı olmuştur.
Türk Bayrağını oraya dikmiştir.

1996 yılında, yedi kıtanın en yüksek yedi dağına tırmanma projesini tamamlayarak, bu konuda dünyada 45 dağcıdan birisi olmayı başarmıştır.
"Yedi tepeler Tırmanışı" sınavının, dünyadaki en genç dağcısıdır.

Oksijen desteksiz olarak, Cho Oyu, Lhotse ve K2 dağlarının zirvelerine erişmiştir.
2010'de ikinci defa Everest'e tırmanmıştır.

Bahçeşehir Üniversitesi'nde "Takım Çalışması ve Liderlik" dersleri vermiştir.
Çeşitli gazetelerde, dergilerde köşe yazarlığı yapmış, televizyon kanallarına belgesel programlar hazırlamıştır.

Dağ sporlarının, dağcıların dünyadaki en saygın, en tanınmış, en başarılı şahsiyetlerinden birisidir.
Türkiye'nin dünya markası ismidir.
Hayatı filmlere konu olacak insandır.

Nasuh Mahruki, 1996 yılında kurulan AKUT'un kurucu üyesidir.

Arama Kurtarma Derneği (AKUT); mağara, dağ gibi ulaşılması zor olabilecek yerlerde veya doğal afetlerde; özellikle depremlerde enkaz altında kalanların, kaybolanların aranması, kaza geçirenlerin kurtarılması için etkinlikler gösteren, Türkiye'nin arama kurtarma konusunda ilk sivil toplum örgütüdür.

Nasuh Mahruki muhalif duruşu nedeniyle, AKUT'un zarar görmemesi adına, 2016 yılında yönetim kurulu başkanlığından; yine aynı nedenle, 2019 yılında derneğin Onursal Başkanlık görevinden ayrılmıştır.

AKUT dünyada örnek gösterilen, ülkemizin yüz akı sivil toplum örgütlerinin önde gelenlerinden birisidir.
Kurulduğu günden bu yana, özellikle depremlerde binlerce kişinin hayatını kurtarmıştır.
Hemen her ülkedeki afetlere yetişmiştir.
Emsalsiz başarılara imza atmıştır.

Sayfalar dolusu yazsam da Nasuh Mahruki'yi özetleyemem.
Başarılarını; ülkeye, insanlığa hizmetlerini anlatamam.
Aldığı ödülleri sıralasak satırlara sığmaz.

Nasuh Mahruki işte böyle bir "Adamdır..."

Barış Pehlivan

BİLİYOR MUYDUNUZ?93 metrekarelik koyu renk bir çatı 20 yılda 10 ton karbon dioksit salınımına sebep oluyor. Eğer dünyada...
26/11/2024

BİLİYOR MUYDUNUZ?

93 metrekarelik koyu renk bir çatı 20 yılda 10 ton karbon dioksit salınımına sebep oluyor. Eğer dünyadaki bütün çatılar ve kaldırım gibi uygulanabilir yüzeyler beyaza boyansaydı 150 gigatonluk (150 milyar ton) bir karbondioksit salınımı elimine edilmiş olurdu ki bu, dünyadaki tüm araçların 50 yıl boyunca trafikten çekilmesine eşdeğer bir kazanç.

Yapılan araştırmalara göre yansıtıcı özelliği yüksek özel beyaz boyalarla boyanan çatılar şaşırtıcı oranda fark yaratıyor. Koyu renk bir yüzey ışığın %85'ini soğururken işlemden geçirilmiş bir çatı %10'unu soğuruyor. Işığın soğurulması doğrudan ısı anlamına geldiği için de yüzey sıcaklığında ciddi farklar ortaya çıkıyor.

Standart bir çatı ya da terasın yüzey sıcaklığı 100 dereceye kadar ulaşırken beyaza boyanmış bir çatının sıcaklığı ortam sıcaklığının sadece 5-14 derece üzerine çıkıyor.
Bu basit işlem sayesinde hem enerji tüketimi büyük oranda azaltılabiliyor hem de şehirlerin üzerinde oluşan ısı kolonlarının da önüne geçilmiş oluyor.. .

Deprem olacağı yıl ağaçların gögüsleri ve dalları kızarır.Çok fazla çiçek açar, bol meyve verir.Yıldızlar daha yakınmış ...
21/11/2024

Deprem olacağı yıl ağaçların gögüsleri ve dalları kızarır.

Çok fazla çiçek açar, bol meyve verir.
Yıldızlar daha yakınmış gibi görünür çünkü iyon yoğunluğu artar.

“Canlılar beyincik kısımlarıyla depremden önce çıkan küçük titreşimler ve elektromanyetik dalgaları duyarlar.

Baş küçüldükçe depreme olan duyarlılıkları da artar.
Dişilerin beyincikleri erkeklere göre daha büyük olduğu için, insanda da böyledir, depremi daha iyi hissederler.

İnsanda eklemlerde, diz ve dirseklerde ağrılar olur; göz ağırlaşır, göze bastırma hissi uyanır, şakaklar migren gibi ağrır. Kadınlarda göğüs, kalça, baldırlarda hassasiyet oluşur, gebelerde çocuk tekmelemeye başlar, insan, kedi köpeklerde erken doğum görülür.
Depremden yarım saat önce ‘Dokunma Bana Çiçeği’ kapanır.
Kavak ağaçlarının yaprakları yarım saat önceden sanki rüzgar esiyormuş gibi kıpraşmaya başlar.
Tüm doğa uyarır, haykırır.
Depremden 1 saat önce tavuklar çığrışır;
kuşlar deprem bölgesinden kaçar.
Kümes hayvanlarında sanki tilki, çakal, gelincik girmiş gibi çığrışma başlar, kümesten kaçmak isterler.
Kuşlar öbekler halinde bağrışarak deprem olacak bölgeden uzaklaşır.
Yapılan bir araştırmaya göre köpeklerde uluma başlar, felaket geliyor, dayanışma içinde olalım çağrısıdır bu.
Kediler ev dışına saklanır, yavrularını taşır.
Güvenli bir yere kaçışır.
Kırlangıçlar yönsüz şekilde yuvalarından çıkar ve kaçışır. Leylekler lakalak diye bağrışarak tüm canlıları yaklaşan felakete karşı uyarmaya çalışırlar.
Yılanlar depremden 2-3 gün önceden ortaya çıkar;
yengeçler karaya çıkar.
Köstebek, kirpi, fare gibi yeraltı hayvanları yer yüzüne çıkar.
Akrepler dolar.
Fareler, sincaplar elektrik direklerine çıkmak ister.
Deprem olacağı hafta denizlerin derinliklerinde yaşayan kırmızı balıklar yüzeye yaklaşırlar, bu nedenle de çok sayıda yakalanırlar.
En çok hissedenler balıklar, özellikle de yılan balıklarıdır. Denizde ortadan kaybolurlar ve saklanırlar.
Suların kimyası değişir.
Canlılarda deprem öncesi çiftleşme duyguları artar.

Jeofizik Mühendisi Profesörü
Ahmet Ercan

Address

Merkez/Muratpaşa/Konyaaltı Mevkii
Antalya
07000

Opening Hours

Monday 11:00 - 19:00
Tuesday 11:00 - 19:00
Wednesday 11:00 - 19:00
Thursday 11:00 - 19:00
Friday 11:00 - 19:00
Saturday 10:00 - 23:00
Sunday 07:00 - 19:00

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Uğur Böcekleri Doğa Sporları posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Uğur Böcekleri Doğa Sporları:

Share