Kadim Cizre Tarihi & Botan Aşiretleri

Kadim Cizre Tarihi & Botan Aşiretleri Tarihçi : İbnu'l Esir EL Cezeri

Önümüzde ki günlerde maymun çiçeği hastalığı ülke ve toplumun gündeme oturacak gelişmelere hazırlıklı olun ve bu saçmalı...
23/05/2022

Önümüzde ki günlerde maymun çiçeği hastalığı ülke ve toplumun gündeme oturacak gelişmelere hazırlıklı olun ve bu saçmalığa inanmayın.

*mçatı

30/04/2022

Son zamanlar türkiyenin bir çok yerinde köpeklerde görülen saldırganlığın arkasında bir tür frekansın neden olduğunu düşünüyorum.

18/04/2022

''Şah İsmail, Irak, Azerbaycan, Musul, Diyarbakır, vilayetlerini istila edince gözünü Cizre'ye çevirdi.

Cizre'nin Kürt Hükümdarı Mir Şeref üzerine büyük bir ordu gönderdi.

Mir Şeref, Muhammed Ustaclu komutasındaki Safevi ordusunu küçük ordusuyla defalarca yenilgiye uğrattı.

Şah İsmail, bu duruma sinirlenerek Hamedan'da yetiştirdiği özel süvarilerini Yekan Bey Tekelu'nun komutasında büyük bir orduyla Cizre üzerine gönderdi.

Mir Şeref bunları da yenilgiye uğratıp binlercesini öldürdü.

''Allah’ın izniyle nice küçük topluluklar büyük toplulukları yenmişlerdir.'' (Kuran-ı Kerim)

Şerefxanê Bedlîsî, 1597 - Şerefname

29/12/2021
14/08/2021

İbretlik Uçan tavuk hikayesi

30/07/2021

Rasûlullah (s.a.s.)'a soruldu: "Kişinin soyunu, sülâlesini (kavmini, ulusunu) sevmesi asabiyet (kavmiyetçilik, ırkçılık) sayılır mı?"
Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: "Hayır.
Lâkin kişinin kavmine zulümde yardımcı olması asabiyettir/kavmiyetçiliktir."
(Ahmed bin Hanbel, 4/107, 160; İbn Mâce, Fiten 7, hadis no: 3949)

30/07/2021

Büyük ihtimalle anlamayacaksınız.(!)
Başınıza gelmeden zaten anlamayacaksınız.!!!
Anladığınız zamanda iş işten geçmiş olacak.!!!
Ne zaman sorgulayacaksınız ?
Aklınızı ne kadara kiraya veriyorsunuz ?

26/07/2021

Nefesinizi tutun.!!!
Allah dilemedikçe birşey olmaz diyen ve son sözü ise firavunlar bile bu düzenden daha merhametli olurdu diyor.

İsrail siyonizm karşıtı olan Haredi Hahamı olan Amnon Yitzhak Birleşmiş Milletler 2021 - 2030 vizyon kataloğunu deşifre etti.

Özellikle küresel sermayenin dünya üzerindeki planları üzerine; Qovid-19, 5G, LGBT lobisi, yapay et gibi konuları tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi ve dünyaya seslendi Siyonizm'in 2021 - 2030 hedefini açıkladı.

26/07/2021

Bir toplum düşün ki korkudan asılsız ve hurafe bilgilerler
kur'an'da kıl arayıp kaynatan topluma seslenmek istiyorum. 👇🏻
Hastalandığımda bana şifa veren O'dur.
(Şuara 80)

Türkiye ve  'de delta varyantı yalanı ile tekrar bir kısıtlama getirecekleri an meselesi.Hz peygamberimiz s.a.v bulaşıcı...
25/07/2021

Türkiye ve 'de delta varyantı yalanı ile tekrar bir kısıtlama getirecekleri an meselesi.

Hz peygamberimiz s.a.v bulaşıcı hastalık yoktur hadisini göz önünde bulundurursak şeytani bir işin ortalıkta palazlandığını görmeyen kördür diyebiliriz

Bir örnek verecek olursak:
18 Milyon Nüfuslu Suriye'nin
Covid 19 Tablosu:

Toplam Test Sayısı: 0
Vaka Sayısı: 0
Vefat Sayısı: 0
Entübe Sayısı: 0
2 Doz Oranı: % 0
En Önemlisi
Covid-19 diye Bir Şeyin Varlığından
Haberdar Olanların Oranı: % 3

Neden @şı olmuyorum.???

1)Ruhsatı yok
2)Faz 3 bitmemiş
3)@şı firmaları sorumluluk almıyor
4)Devlet sorumluluk almıyor
5)Covid-19'un ölüm oranı %1-2
6)Ölüm dâhil yan etkileri çok
7)@şı tablosu tutulmuyor
8)Koruduğuna dair delil yok
9)İşe yaradığına dair hiç bir delil yok
10)Kalp krizi tetiklediğine dair söylentiler var
11)Denek değilim
12)Mehmet Ceyhan'ın oğlu olmadı

Akletmezmisiniz ???

Cizre girişlerde ve habur sınır kapısında zorla aşı yapıldığı söylentileri doğru mudur ? Cizre devlet hastahanesi aşı ol...
16/07/2021

Cizre girişlerde ve habur sınır kapısında zorla aşı yapıldığı söylentileri doğru mudur ?

Cizre devlet hastahanesi aşı olunmadan muayene yapılmadığı söyleniliyor.

Bu uygulama ülkenin neresinde var ?

Sağlık Bakanlığına; Aşı olmak zorunlu mu ?
Sorusuna verilen cevap ;
Aşı uygulaması zorunlu değildir.

Bir diğer konu aşıların saklanması konusu;
Sokak sokak gezen sağlık çalışanların karton kutularda taşınan aşıları insanlara vurmak akla hayale ve bilime bilimselliğe uygunmudur ?

girişlerde ve gümrük kapılarında şöförlere valilik kararı denilerek olmadan işlem yapılmayacağı söylentilerin doğruluğu nedir ? -19

Domeniko tarikatı Papa 7. Pius tarafından 1802'de Musul'a 1809 yılında ise Mezopotamya ve kürtlerin yaşadığı kürdistan b...
01/07/2021

Domeniko tarikatı Papa 7. Pius tarafından 1802'de Musul'a 1809 yılında ise Mezopotamya ve kürtlerin yaşadığı kürdistan bölgesine Papalık görevlisi olarak atanan M. Guiseppe Campanile iyi derecede arapça bilen Napoli keşişi ve diğer keşişler misyonerlik faliyetlerinde başarıya ulaşamayarak ülkesine dönmüştür. Akabinde Domeniko tarikatı mürid yokluğundan dolayı kapanmıştır. Ülkesine dönen M. Guiseppe Campanile Napoli üniversitesinde Arap dili Profesörü oldu. 1829'da bölgede yaşanan bazı gelişmeleri kitabında yazmıştır. 1835'te ölmüştür.
Cizre ile ilgili kitabında yazdığını aktarıyorum.

Tarih 1785 | Botanın başkenti -Ada- anlamına gelen Cezire'dir.
Bu şehrin etrafı Dicle Nehri ile çevrilidir.
Bir kaç yahudi aile ve az sayıda hristiyan aile olmak üzere toplam nüfus 1000 kadar insan yaşıyor.
Diyarbekir ve Musul arasında stratejik konumda olan Cezire Ticaret ve geçim kaynağı olan kervanların ve Dicle nehri üzerinde sallarla Musul'a yapılan ticaret yapılmaktadır.
Ticaretin ana unsuru odun, bal, tereyağı ve çeşitli yiyecek ve giyeceklerdir.
Tüccar ve Seyyahlar Cezire kalesi dış surunda Bırca Belek yanında ve Banê Xanê (Han tepesi) de bulunan 2 konaklama yeri olan Xan (Han)larda Cezire Mir'ine bir kısım vergi vererek güvenle kalmaktadırlar.

Osmanlı padişahı 4. Mustafa dönemine denk gelen 1785 Kaynaklarda O dönem Osmanlı Cezire valisi (Mir)'in adı Kocur'dur. (Gerçek adına ulaşamadım)
Önemli vazifelerde İstanbul modasına göre giyinir, vazife dışında kavuk yerine sarık pantolon yerinede şalvar giyerdi.

Cezire Botan bölgesinde ve kendisine bağlı aşiretler şunlardır.
girgê Bu aşiret liderlerini Cizre mir'i seçer.

Osmanlı Cizre valisi Kocur beyin çok sevdiği kardeşi ağır bir hastalık geçirmektedir. O tarihte Domeniko tarikat havarisi misyoner Napolili peder Vincent Ruvo Cizre Botanın bir bölgesinde olduğunu öğrenir ve hemen bir ekip göndererek sarayına davet eder.
Saraya gelen Peder Vincent Ruvo hastayı görünce tedavi etmek istemedi,
Kocur beg tedavi etmesini ısrarla istemektedir. Peder korkudan olsa gerek kabul etti ve elma kompostosu (hoşav) yapılmasını istedi.
Bir hizmetçiye hastaya içirilmesini söyledi ağzına ilk kaşık hoşav verilen zaten ölüm döşeğinde olan hasta tam o esnada öldü.

Ölen kardeşini gören kocur beg pederi 22 hançer darbesi ile öldürdü ve cesedi nehre atıldı.

hesana

510 sene önce Cizre Botan ve Köylerinde Yaşanan Katliam ve Talanlar:Akkoyunların egemenliği altında olan Cizre  1497-150...
27/06/2021

510 sene önce Cizre Botan ve Köylerinde Yaşanan Katliam ve Talanlar:

Akkoyunların egemenliği altında olan Cizre 1497-1508 tarihler arasında Akkoyunlu beylerin Ebül Muzaffer Murad
ve Elvend Mirza arasında taht kavgalarının sonucunda Cizre Botan Mirekleri (azizan aşireti) tarafında bağımsız olarak 1508 – 1627 tarihler arasında yaklaşık 119 sene Botan Mirleri (azizan aşireti) tarafından yönetilmeye başlandı.

Çaldıran Savaşı öncesi yaşananlar.
Safevi Şahı İsmail, Dulkadiroğlu Alâüddevle Bey'in üzerine yürürken Diyarbekir Valisi Emir Bey şehri Şah'a teslim etti
Şah İsmail, Dulkadiroğlu Alâüddevle Bey'in üzerine yürürken Diyarbekir Valisi Emir Bey şehri Şah'a teslim etti. Bunun üzerine Şah Diyabekir valiliğine Ustaclu Muhammed Han'ı getirdi.
Ustaclu Muhammed Han, Ulaş Bey'in kardeşi Mirza Bey'in oğlu ve Şah İsmail'in kız kardeşlerinden birisinin kocasıydı.
Nejat Göyünç, TDV İslâm Ansiklopedisi, cilt:09; sayfa:466
Floor & Herzig 2012, s. 55.
Floor 2008, s. 290.

Han Muhammed ustaclu Mardin Yaylasını onurlandırdı.
Kardeşi Kara Bey Cizire’yi yağmalamak için gönderdi.
Kara Bey buyruğu yerine getirdi ve imansız Kürdlerin çoğunu öldürdü ve çok miktarda ganimetle Mardin’de Han’ın ordusuna katıldı. (H. Rumlu, age, sayfa 129)

Bu konuda Siirt Keldani Başpiskoposu Adday Şêr 1867-1915’in Fransızca yayınladığı ve daha önce çevirisini yaptığım bir tarihsel belgeyi aktarmak istiyorum.

Keldani Kilisesinin Kitaplığında bulunan bu tarihsel belgenin tarihi çok eski. Bu belge Çaldıran Savaşı’nın arifesine dayanıyor. “Cizre’nin ve Köylerinin Talanı” adlı belge bir Keldani Papazı tarafından kaleme alınmış, 1510 ve 1513 yılları arasında Cizre’de yaşanan olayları konu alıyor.

511 yıl önce gelişmeleri doğrudan yaşayan Sliba de Mansurya şöyle anlatıyor: “1510 yılında büyük bir felaket ve afet ile karşı karşıya kaldık. Kendisini Tanrı olarak gören Şah İsmail tüm doğuyu ele geçirdi.”

Şah İsmail bölgeye hileci, sert ve katı kalpli Muhamed Bey adlı birini gönderiyor ve kendisine boyun eğmeyen tüm Krallerı (Mirleri) öldürme ve direnen tüm şehirleri yıkma emrini veriyor.
Yazar “Bizim Cizre Kralımız” dediği Mir Şeref (yazar Saraf olarak yazmış) hakkında şöyle yazıyor:

Bizim Cizre Kralı eşsiz Şeref , yürekli ve cesur bir adam olduğundan onu aşağılıyor ve kendisine hediyelerle birlikte kimseyi karşılamaya göndermedi. Şah’ın adamları gelerek zengin Beith Zabdai bölgesine saldırdılar. Dicle Nehri’ni geçerek Kardo Dağının yakınlarında savaşa tutuştular. Mir Şeref yenilgi aldı. Muhamed Bey’in adamları tüm ülkeyi talan ettiler, hayvanları götürdüler, halktan bir çoğunu katlettiler, papazları, diyakosları, çocukları, çalışanları, sanatçıları, genç ve yaşlıları katliamdan geçirdiler. Köyleri ateşe verdiler, Kilise ve manastırları yıktılar ve bir çok genç erkekleri ve genç kadınları köle olarak alıp götürdüler. Kral Şeref mecburi olarak onunla barış yaptı ve yeğenini ona eş olarak verdi. Bu despotun gitmesinden sonra bölge çekirgelerin saldırısına uğradı ve hasılatın yarısını tahrip ettiler.”

Papaz Sliba de Mansurya’nın anlatımlarına göre bu arada Cizre’de bir veba hastalığı peyda oluyor, inek ve öküzlerin bir çoğu kırılıyor. Bu arada Cizre’liler yine ekin işleriyle uğraşıyorlar ve kışı rahat geçiriyorlar. İlkbahar’da Cizre’liler yine tarım işleriyle uğraşıyorlar ve büyük bir hasılat beklerken bölge yine çekirgelerin saldırısına uğruyor.

Papaz Sliba de Mansurya’nın anlatımlarına göre 1512 yılında “Kürd Kralı Şeref” despot Muhammed Bey’e karşı isyan etti.
Mir Şeref dağlık bölgelerde su kenarında k*m kadar çok olan bir ordu topladı ve tuzak kurmak için Athel bölgesine gönderdi.
(Addai Şêr, Athel’a ilişkin düştüğü dipnota, elinde bulunan bir belgeye göre Athel Siirt’e iki günlük yol uzaklıkta buluyor, diyor)

Bölgeyi ele geçirdi, talan yaptı ve büyük bir katliam yaptı.
(Katliama ilişkin olarak Addai Şêr düştüğü dipnotta elindeki bir belgeye göre ölenlerin sayısı 40 kişidir, diyor)

Ölenlerin içinde Keldani Papazı Jean da vardı.
Bu gelişmelerin ardından Cizre Kralı Şeref akşam saatlerinde şehri kuşatıyor ve telalcılarını şehri yüksek yerlerine göndererek halka şöyle çağrı yapıyor:
Acele evlerinizden çıkın ve geceyi geçirmek için surlara doğru gelin.

Erkekler, kadınlar ve çocuklar dahil herkes evlerinden çıkarak yanlarına hiç bir yiyecek almaksızın surlara doğru gittiler.
İnsafsız Kral adamlarına şehri yakma emrini verdi. Ertesi sabah cuma günü telalcılar Kral’ın talimatı üzerine halka çağrı yaparak şehri terketmelerini istediler, yoksa katliama uğrayacaklarını söylediler.

Halk yanına hiç bir yiyecek almaksızın şehri terk etti ve 3 gün ovada kaldı. Kürdler evleri yaktılar ve buldukları her şeyi götürdüler. Kötü Kral şehri yaktıktan sonra korkunç kalesine SAKH’a çekildi (Addai Şêr düştüğü nota Sakh kalesi Cizre’den 2 saat uzaklıkta olduğunu yazıyor)

Papaz Sliba de Mansurya’nın anlatımlarına göre Mir Şeref’in gidişinden sonra Kızılbaşlar geldiler ve şehre hiç bir direnişle karşılaşmadan girdiler. Komutanlarının ismi Awlastı. Awlas halka haber göndererek geri getirdi ve şehri yeniden inşa etmeye çalıştı.Bu arada başlarını keçe ile örten cesur bir halk Şah İsmail’e saldırıyor ve yenilgiye uğratıyor. Bu haberi alan Kürdler arı gibi dağlardan toplanarak Kızılbaşlara saldırdılar. Kürdler Awlas’la Cizire üzerinde yapılan köprünün yanında Awlas’ı yenilgiye uğratılar. Awlas, Muhammed Bey’den yardım istiyor.

Muhammed Bey bir orduyu kardeşinin komutasında bölgeye gönderiyor.( Addai Şêr, düştüğü dipnotta ismi verilmeyen Muhammed’in kardeşi için Kara Bey diyor)

Papaz Sliba de Mansurya anlatımlarına devamla;“Muhammed Bey’in kardeşine bağlı güçler girdiler, talan ve katliama başladılar. Şehrin Müslüman ve Hıristiyan ileri gelenlerini yakalayıp işkenceye tabi tutular, kadın ve genç kızlara tecavuz ettiler.

Tüm bunlar 1513 yılının Nisan ayının son cuma günü meydana geldi. Ertesi günü zehirli yılan adamlarını alarma geçirdi, kılıçlarını çekerek katliama başladılar. Onlar yaşlılara bile acımadılar.

Hamile adınların karınlarını kılıçla deşiyor ve küçük çocukları duvarlara vurup parçalıyordu. Şehrin sokkakları cesetlerle doluydu. Bu kötü insanlar kudurmuşcasına eşekleri, hayvanları ve köpekleri dahi öldürüyorlardı.

Onlar birbirlerinin eşlerine dahi tecavüz ediyorlardı.

Son gelen ordu (Kara Bey’e bağlı olan güçler), Awlas’ın askerlerinin eşlerini el koydular, eğer bir kadın ‘bırakın beni ben Türküm deseydi, sen yalan söylüyorsun’ diyorlardı.

Cizre’yi yaktılar. Katliamdan sağ kurtulan Müslüman, Süryani ve Yahudileri alıp esir olarak götürdüler. Yol boyunca yorulanlar ve yürümeyecekleri de katlettiler. Tüm esirleri uzak memleketlerde sattılar”

Evet, 510 yıl önce yaşamış olan Çaldıran Savaşı’ndan 2 yada 3 yıl öncesi Cizre Kürdleri ile Safeviler arasında meydana gelen savaşlara ve yaratılan tahribatlara dair bir Keldani canlı anlatımları bunlar.

Bazı okuyucular, bu anlatımları eksik yada abartılı bulabilir.
Ama, yaşanan savaşlar ve katliamların da reel olduğu görüşündeler. Bu anlatımlar Kürdlerin Osmanlı devleti ile birlikte hareket etme serüvenini anlamaya yardımcı olabilir.

Osmanlı imparatorluğu Yavuz Sultan Selim Döneminde Mir İdris'i Bitlisi öncülüğünde kürtlerle ittifak çalışmaları olmuştur.
Bu İttifak osmanlı Devleti için orta doğuya açılmış altından kapı olmuştur.

Aşağıda 2. Beyazıt Dönemi ile Yavuz Sultan Selim dönemi haritalarına bakabilirsiniz.

Siirt Keldani Başpiskoposu Adday Şêr: Kimdir ?
https://tr.wikipedia.org/wiki/Adday_Şer

Ustaclu Muhammed Han: Kimdir ?
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ustaclu_Muhammed_Han

Mir İdris-i Bitlisî : Kimdir ?
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0dris-i_Bitlis%C3%AE

Yavuz Sultan Selim: Kimdir ?
https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Selim

Şah İsmail: Kimdir ?
https://tr.wikipedia.org/wiki/I._%C4%B0smail

25/06/2021

Hz Muhammed (s.a.v) insandan insana bulaşan hastalık yoktur.
Hadisi Mütevatirdir, İnkârı Küfürdür

1- İbn Ömer Radiyallahu Anhuma Hadisi

Abdullah b. Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى وَلَا طِيَرَةَ وَإِنَّمَا الشُّؤْمُ فِي ثَلَاثَةٍ الْمَرْأَةِ وَالْفَرَسِ وَالدَّارِ

“Hastalık bulaşması ve tıyera (kötümserlik) yoktur. Uğursuzluk/bereketsizlik ancak üç şeydedir: Atta, kadında ve evde.”[1]

İbn Ömer radiyallahu anhuma’dan: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى وَلَا طِيَرَةَ وَلَا هَامَةَ فَقَامَ إِلَيْهِ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ الْبَعِيرُ يَكُونُ بِهِ الْجَرَبُ فَتَجْرَبُ الْإِبِلُ قَالَ ذَلِكَ الْقَدَرُ مَنْ أَجْرَبَ الْأَوَّلَ؟

“Hastalık bulaşması yoktur. Uğursuzluğa yormak yoktur. Baykuşun intikam için ötmesi yoktur.” Bir adam kalktı ve dedi ki:

“Ey Allah’ın rasulü! Uyuzlu olan deve diğer develeri uyuz ediyor.” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Bu kader ile olmaktadır. İlkini uyuz eden kim?[2]

2- Cabir Radiyallahu Anh Hadisi
Cabir radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى وَلَا صَفَرَ وَلَا هَامَةَ

“Hastalık bulaşması, safer (karın yılanı) ve baykuş (intikam için ötmesi) yoktur.” [3]

Cabir radiyallahu anh’den diğer lafzı şu şekildedir:

لَا عَدْوَى وَلَا طِيَرَةَ وَلَا غُولَ

“Hastalık bulaşması yoktur, uğursuzluğa yormak yoktur ve gûl (kılık değiştiren çöl cini) yoktur.”[4]

3- Ebu Hureyre Radiyallahu Anh Hadisi
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لاَ عَدْوَى وَلاَ طِيَرَةَ وَلاَ هَامَةَ وَلاَ صَفَرَ وَفِرَّ مِنَ المَجْذُومِ كَمَا تَفِرُّ مِنَ الأَسَدِ

“Hastalığın bulaşması, kötümserlik, baykuş (baykuşun intikam için ötmesi) ve Safer (karın yılanı) yoktur. Cüzzam hastasından, tıpkı aslandan kaçar gibi kaç”[5]

Ebû Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا يُعْدِي شَيْءٌ شَيْئًا لَا يُعْدِي شَيْءٌ شَيْئًا ثَلَاثًا قَالَ فَقَامَ أَعْرَابِيٌّ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللهِ إِنَّ النُّقْبَةَ تَكُونُ بِمِشْفَرِ الْبَعِيرِ أَوْ بِعَجْبِهِ فَتَشْتَمِلُ الْإِبِلَ جَرَبًا قَالَ فَسَكَتَ سَاعَةً ثُمَّ قَالَ مَا أَعْدَى الْأَوَّلَ لَا عَدْوَى وَلَا صَفَرَ وَلَا هَامَةَ خَلَقَ اللهُ كُلَّ نَفْسٍ فَكَتَبَ حَيَاتَهَا وَمَوْتَهَا وَمُصِيبَاتِهَا وَرِزْقَهَا

“Hiçbir şey diğer bir şeye hastalık bulaştırıcı değildir, hiçbir şey diğer bir şeye hastalık bulaştırıcı değildir” Bunu üç defa söyledi. Bir bedevi kalkıp dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! Devenin dudağında veya kuyruğunda uyuz izi bulunur da, sonra devenin her tarafını uyuz kaplar.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir müddet sükût etti, sonra şöyle buyurdu:

“Peki, ilkini kim bulaştırdı? Hastalık bulaşması yoktur, baykuş (baykuşun intikam için ötmesi) yoktur ve safer (karın yılanı) yoktur. Allah her can için hayatını, musibetini ve rızkını yazmıştır.”[6]

Taberânî’nin Mu'cemu'l-Evsat’ta rivayet lafzı şöyledir: Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

لَا يُعْدِي شَيْءٌ شَيْئًا فَقَالَ أَعْرَابِيٌّ يَا رَسُولَ اللَّهِ الْإِبِلُ تَكُونُ فِي الرِّمَالِ مِثْلَ الظِّبَاءِ فَيَقَعُ فِيهَا الْبَعِيرُ وبِشَفَتِهِ أَوْ بِعَجْبِ ذَنَبِهِ مِثْلُ النُّقْبَةِ مِنَ الْجَرَبِ فَمَا يَبْقَى فِيهَا بَعِيرٌ إِلَّا جَرِبَ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَاهَةٌ وَقَدَرٌ
“Hiçbir şey diğer bir şeye hastalık bulaştırıcı değildir.” Bir bedevi dedi ki:

“Ey Allah’ın rasulü! Kumda ceylan gibi koşan devenin dudağına veya kuyruğuna uyuz izi isabet ediyor, sonra uyuz olmadık deve kalmıyor.” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Bu zayıflık ve kader sebebiyledir.”[7]

4- Enes Radiyallahu Anh Hadisi
Enes radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى وَلَا طِيَرَةَ وَيُعْجِبُنِي الفَأْلُ الصَّالِحُ الكَلِمَةُ الحَسَنَةُ

“Hastalığın bulaşması ve kötümserlik yoktur. Uygun yorum (güzel söz) hoşuma gider.”[8]

5- Sa’d b. Ebi Vakkas Radiyallahu Anh Hadisi
Sa’d b. Ebi Vakkas radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:

لَا عَدْوَى وَلَا طِيَرَةَ وَلَا هَامَ فَإِنْ تَكُ الطِّيَرَةُ فِي شَيْءٍ فَفِي الْمَرْأَةِ وَالْفَرَسِ والدار

“Hastalık bulaşması, kötümserlik ve baykuş uğursuzluğu yoktur. Eğer bir şeyde uğursuzluk varsa kadında, atta ve evde olur.”[9]

Ahmedin rivayetinde şu ziyade vardır:

وإذا سمعتم بالطاعون بأرض فلا تهبطوا وإذا كان بأرض وأنتم بها فلا تفروا منه

“Bir yerde tâun olduğunu işitirseniz oraya gitmeyin. Sizin bulunduğunuz yerde olursa oradan kaçmak için çıkmayın.”

6- İbn Abbas Radiyallahu Anhuma Hadisi
İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى فَقَالَ أَعْرَابِيٌّ يَا رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَإِنَّا نَأْخُذُ الشَّاةَ الْجَرِبَةَ فَنَطْرَحُهَا فِي الْغَنَمِ فَتَجْرَبُ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَا أَعْرَابِيُّ مَنْ أَجْرَبَ الأَوَّلَ!

“Hastalık bulaşması yoktur.” Bir bedevî dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! Biz uyuz koyun alıyoruz, sürüye katıyoruz, onlar da uyuz oluyorlar?” Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Ey bedevi! Peki, ilkini uyuz eden kimdir?”[10]

7- İbn Mes’ud Radiyallahu Anh Hadisi
İbn Mes’ud radiyallahu anh’den: “sallallahu aleyhi ve sellem aramızda kalktı ve şöyle buyurdu:

لَا يُعْدِي شَيْءٌ شَيْئًا فَقَالَ أَعْرَابِيٌّ يَا رَسُولَ اللَّهِ البَعِيرُ أَجْرَبُ الْحَشَفَةِ نُدْبِنُهُ فَتَجْرَبُ الْإِبِلُ كُلُّهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَمَنْ أَجْرَبَ الأَوَّلَ؟ لَا عَدْوَى وَلَا صَفَرَ خَلَقَ اللَّهُ كُلَّ نَفْسٍ وَكَتَبَ حَيَاتَهَا وَرِزْقَهَا وَمَصَائِبَهَا

“Hiçbir şey bir şeye hastalık bulaştırmaz.” Bir bedevi dedi ki:

“Ey Allah’ın rasulü! Uyuzlu bir deveyi sürüye katıyoruz, bütün develeri uyuz ediyor.” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“İlkini uyuz eden kim? Hastalık bulaşması yoktur, safer yoktur. Allah her nefsin hayatını, musibetini ve rızkını önceden yazmıştır.“[11]

8- Ebu Said el-Hudrî Radiyallahu Anh Hadisi
Ebu Said el-Hudrî radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى وَلَا طِيَرَةَ وَإِنْ كَانَ فِي شَيْءٍ فَفِي الْمَرْأَةِ وَالْفَرَسِ وَالدَّارِ

“Hastalık bulaşması yoktur, uğursuzluk yoktur, eğer bir şeyde uğursuzluk olsaydı kadında, atta ve evde olurdu.”[12]

9- Ali b. Ebi Talib Radiyallahu Anh Hadisi
Ali b. Ebi Talib radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى وَلَا طِيَرَةَ وَلَا هَامَ وَلَا جِدَّ وَالْعَيْنُ حَقٌّ

“Hastalık bulaşması yoktur, uğursuzluk yoktur, baykuş (intikam için ötmesi) yoktur. Cidd (şans) yoktur, nazar haktır.”[13]

Yine Ali b. Ebi Talib radiyallahu anh’den şu şekilde rivayet edildi: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا يُعْدِي سَقِيمٌ صَحِيحًا

“Hasta olan sağlıklı olana hastalık bulaştırmaz.”[14]

10- Saib b. Yezid Radiyallahu Anh Hadisi
Saib b. Yezid radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى وَلَا صَفَرَ وَلَا هَامَ

“Hastalık bulaşması yoktur, Safer (karın yılanı) yoktur, baykuş (baykuşun intikam için ötmesi) yoktur.”[15]

11- Ebu Umame Radiyallahu Anh Hadisi
Ebu Umame radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى وَلَا صَفَرَ وَلَا هَامَ

“Hastalık bulaşması yoktur, Safer (karın yılanı) yoktur, baykuş (baykuşun intikam için ötmesi) yoktur “[16]

12- Abdullah b. Amr el-As Radiyallahu Anhuma Hadisi
Abdullah b. Amr b. el- s radiyallahu anhuma’dan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لا عدوى ولا طيرة ولا هامة ولا حسد والعين حق

“Hastalık bulaşması yoktur. Uğursuzluk yoktur. Baykuş (baykuşun intikam için ötmesi) yoktur. Hased yoktur. Nazar değmesi ise haktır.“[17]

13- Umeyr b. Sad Radiyallahu Anh Hadisi
Umeyr b. Sa’d radiyallahu anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim:

لَا عَدْوَى وَلَا طِيَرَةَ وَلَا هَامَةَ

“Hastalık bulaşması yoktur. Uğursuzluk yoktur ve baykuş (baykuşun intikam için ötmesi) yoktur.”[18]

14- Ebu Atiyye el-Eşcaî Rahimehullah Hadisi
Ebu Atiyye el-Eşcaî rahimehullah dedi ki: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَا عَدْوَى وَلَا هَامَ وَلَا صَفَرَ وَلَا يَحُلَّ الْمُمْرِضُ عَلَى الْمُصِحِّ وَلْيَحْلُلِ الْمُصِحُّ حَيْثُ شَاءَ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا ذَاكَ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّهُ أَذًى

“Hastalık bulaşması yoktur, baykuş (intikam için ötmesi) yoktur, Safer yoktur. Hastalıklı olanı sağlıklı olanın yanına sokmayın. Sağlam hayvanlar ise is­tediği yerde dolaşıp otlayabilir.” Dediler ki:

“Bu neden böyle oluyor ey Allah’ın rasulü!” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Çünkü bu eza verir.”[19]

Beyhakî’nin rivayetinde Ebu Atiyye bunu Ebu Hureyre radiyallahu anh yoluyla Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet etmiştir. Nitekim Suveyd el-Hadesani ve Mus’ab ez-Zubeyrî’nin Muvatta rivayetlerinde de Ebu Hureyre radiyallahu anh tarikiyle gelmiştir.

15- Abdurrahman el-Muzenî Radiyallahu Anh Hadisi
Abdurrahman b. Ebi Umeyra el-Muzenî radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den beş şeyi ezberledim:

لا صفر ولا هامة ولا عدوى ولا يتم شهرين ستين يوما ومن خفر ذمة الله تعالى لم يرح ريح الجنة

“Safer yoktur, baykuş (intikam için ötmesi) yoktur, hastalık bulaşması yoktur. İki ay altmış günü tamamlamaz. Kim Allah’ın zimmetini ihlâl ederse cennetin kokusunu alamaz.”[20]

16- Ebu Bekr Radiyallahu Anh’den Mevkuf
Abdurrahman b. el-Kasım rahimehullah, babası (el-Kasım b. Muhammed) rahimehullah’tan rivayet ediyor:

قدِمَ عَلَى أَبِي بَكْرٍ وَفْدٌ مِنْ ثَقِيفٍ فَأُتِيَ بِطَعَامٍ فَدَنَا الْقَوْمُ وَتَنَحَّى رَجُلٌ بِهِ هَذَا الدَّاءُ يَعْنِي الْجُذَامَ فَقَالَ لَهُ أَبُو بَكْرٍ ادْنُهُ فَدَنَا فَقَالَ كُلْ فَأَكَلَ وَجَعَلَ أَبُو بَكْرٍ يَضَعُ يَدَهُ مَوْضِعَ يَدِهِ

Ebu Bekr radiyallahu anh’e Sakif’ten elçiler geldi. Onlara yemek getirildi. Topluluk sofraya yanaştı, cüzzamlı bir adam ise uzak durdu. Ebu Bekr radiyallahu anh ona:

“Onu yaklaştırın” dedi, o da yanaştı. Ona: “Ye” dedi, o da yedi. Ebu Bekr radiyallahu anh onun elini koyduğu yere elini koymaya başladı.”[21]

17- Ömer Radiyallahu Anh’den Mevkuf
Abdullah b. Cafer radiyallahu anhuma dedi ki:

رَأَيتُ عُمَر بنَ الخَطّاب يُؤتَى بِالإِناء فيه الماءُ فَيُعطيه مُعَيقيبًا وكانَ رَجُلاً قَد أَسرَعَ فيه ذَلِكَ الوَجَعُ فَيَشرَبُ مِنهُ ثُمَّ يناوله عُمَرُ مِن يَدِه فَيَضَعُ فَمَهُ مَوضِعَ فَمِه حَتى يَشرَبَ مِنهُ فَعَرَفتُ أَنَّما يَصنَعُ عُمَرُ ذَلِكَ فِرارًا مِن أَن يَدخُلَهُ شَيءٌ مِنَ العَدَوَى

“Ben Ömer b. el-Hattab radiyallahu anh’a içinde su bulunan bir kap getirdiklerini ve onu Muaykıb radiyallahu anh’e verdiğini gördüm. Cüzzam hastalığı onda hızlı bir şekilde ilerliyordu. O sudan içti sonra Ömer radiyallahu anh onun elinden aldı, ağzını onun ağzını koyduğu yere koydu ve içti. Anladım ki Ömer radiyallahu anh bunu advâ (cahiliyyedeki hastalığın bulaşması) düşüncesinden uzaklaşmak için yapmıştı.”[22]

18- Selman Radiyallahu Anh’den Mevkuf
Abdullah b. Burayde rahimehullah dedi ki:

كَانَ سَلْمَانُ يَعْمَلُ بِيَدَيْهِ ثُمَّ يَشْتَرِي طَعَامًا ثُمَّ يَبْعَثُ إِلَى الْمُجَذَّمِينَ فَيَأْكُلُونَ مَعَهُ

“Selman radiyallahu anh el işi yapar, sonra yemek satın alır, sonra cüzzamlılara gönderir ve onlarla beraber yerdi.”[23]

19- Aişe Radiyallahu Anha Hadisi
Nafi b. el-Kasım rahimehullah, ninesi Futayme rahimehallah’dan rivayet ediyor:

دَخَلْتُ عَلَى عَائِشَةَ فَسَأَلْتُهَا أَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ فِي الْمَجْذُومِينَ فِرُّوا مِنْهُمْ كَفِرَارِكُمْ مِنَ الْأَسَدِ؟ فَقَالَتْ أُمُّ الْمُؤْمِنِينَ كَلَّا وَلَكِنَّهُ قَالَ لَا عَدْوَى فَمَنْ أَعْدَى الْأَوَّلَ؟ وَقَدْ كَانَ مَوْلًى لِي يَأْكُلُ فِي صِحَافِي وَيَشْرَبُ فِي أَقْدَاحِي وَيَنَامُ عَلَى فِرَاشِي أَصَابَهُ ذَلِكَ الدَّاءُ فَلَوْ أَقَامَ مَعِي عَايَشْتُهُ مَا عَاشَ وَلَكِنَّهُ سَأَلَنِي أَنْ أُجَهِّزَهُ إِلَى الْغَزْوِ فَجَهَّزْتُهُ وَغَزَا

“Aişe radiyallahu anha’nın yanına girdim ve dedim ki: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem cüzzamlılardan aslandan kaçar gibi kaçmayı söylemiyor muydu?” Mü’minlerin annesi dedi ki:

“Hayır, lakin “Hastalığın bulaşması yoktur, peki ilkine kim bulaştırdı?” buyuruyordu. Nitekim benim bir azatlı kölem benim tabağımdan yer, bardağımdan içer, yatağımda yatardı. Onda da bu hastalık vardı. Şayet yanımda kalsaydı kalırdı. Lakin benden savaşmak için techizat istedi, ben de verdim, o da savaştı.”[24]

20- İbn Ömer Radiyallahu Anhuma’dan Mevkuf
Sufyan rahimehullah, Amr (b. Dinar) rahimehullah’tan şöyle rivayet etti:

كَانَ هَا هُنَا رَجُلٌ اسْمُهُ نَوَّاسٌ وَكَانَتْ عِنْدَهُ إِبِلٌ هِيمٌ فَذَهَبَ ابْنُ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا فَاشْتَرَى تِلْكَ الإِبِلَ مِنْ شَرِيكٍ لَهُ فَجَاءَ إِلَيْهِ شَرِيكُهُ فَقَالَ بِعْنَا تِلْكَ الإِبِلَ فَقَالَ مِمَّنْ بِعْتَهَا؟ قَالَ مِنْ شَيْخٍ كَذَا وَكَذَا فَقَالَ وَيْحَكَ ذَاكَ وَاللَّهِ ابْنُ عُمَرَ فَجَاءَهُ فَقَالَ إِنَّ شَرِيكِي بَاعَكَ إِبِلًا هِيمًا وَلَمْ يَعْرِفْكَ قَالَ فَاسْتَقْهَا قَالَ فَلَمَّا ذَهَبَ يَسْتَاقُهَا فَقَالَ دَعْهَا رَضِينَا بِقَضَاءِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لاَ عَدْوَى سَمِعَ سُفْيَانُ عَمْرًا

“Burada Nevvas adında biri vardı. Onun uyuz bir devesi vardı. İbn Ömer radiyallahu anhuma gitti ve o deveyi adamın ortağından satın aldı. Adam gelince ortağı: “O deveyi sattım” dedi. Adam: “Kime sattın?” deyince ortağı; “Şöyle şöyle bir şeyhe sattım” dedi. Adam dedi ki:

“Sana yazıklar olsun! Vallahi o İbn Ömer radiyallahu anhuma’dır.” Bunun üzerine adam İbn Ömer radiyallahu anhuma’ya gitti ve dedi ki:

“Ortağım sana uyuzlu deve satmış ve seni tanıyamamış.” İbn Ömer radiyallahu anhuma: “Onu getir” dedi. Adam getirmeye gidince İbn Ömer radiyallahu anhuma dedi ki:

“Bırak onu, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Hastalığın bulaşması yoktur” hükmüne razı olduk.”[25]

Ebu Ma’şer, İbn Ömer radiyallahu anhuma’yı gören birinden rivayet ediyor:

أَنَّهُ رَأَى ابْنَ عُمَرَ يَأْكُلُ مَعَ مَجْذُومٍ فَجَعَلَ يَضَعُ يَدَهُ مَوْضِعَ يَدِ الْمَجْذُومِ

“İbn Ömer radiyallahu anhuma cüzzamlı ile beraber yemek yer, elini cüzzamlının elini koyduğu yere koyardı.”[26]

Ma’mer b. Raşid rahimehullah dedi ki: “Bana ulaştığına göre cüzzamlı bir adam İbn Ömer radiyallahu anhuma’ya gelip dilendi. İbn Ömer radiyallahu anhuma kalktı ve ona bir dirhem verdi, elini onun eline koydu. Bir adam İbn Ömer radiyallahu anhuma’ya: “Onu ben vereyim” dediği zaman İbn Ömer radiyallahu anhuma bunu kabul etmedi ve adama dirhemi bizzat verdi.”[27]

21- Umeyr b. Sa’d Radiyallahu anh’den Mevkuf
Ebu Talha el-Havlanî rahimehullah dedi ki: “Filistinlilerden bir toplulukla Umeyr b. Sa’d radiyallahu anh’e gittik. Onun tek başına dok*ma yaptığı söyleniyordu. Onun evinde büyük bir oda olan dükkânında oturduk. Hizmetçisine dedi ki:

“Ey delikanlı! Atları getir.” Evde taştan bir su oluğu vardı. Hizmetçi atı getirince:

“Filan at nerede?” dedi. O da dedi ki: “O uyuz olmuş ve kan damlatıyor.” (Veya salyası akıyor dedi.) Umeyr radiyallahu anh:

“O atı da getir” deyince cemaatten biri dedi ki: “Bütün atları uyuz edecek!” Umeyr radiyallahu anh dedi ki:

“Onu da getir. Zira ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle derken işittim:

لَا عَدْوَى وَلَا طِيَرَةَ وَلَا هَامَةَ أَلَمْ تَرَ إِلَى الْبَعِيرِ مِنَ الْإِبِلِ كَيْفَ يَكُونُ بِالصَّحْرَاءِ ثُمَّ يُصْبِحُ فِي كَرْكَرَتِهِ أَوْ فِي مَرَاقِّهِ نُكْتَةٌ لَمْ تَكُنْ قَبْلَ ذَلِكَ فَمَنْ أَعْدَى الْأَوَّلَ؟

“Hastalık bulaşması yoktur, uğursuzluk yoktur, baykuş (intikam için ötmesi) yoktur. Deve sürüsünden bir devenin sahrada nasıl yayıldığını sonra ağılında kendisinden önce uyuz deve olmadığı halde nasıl uyuz olduğunu görmez misiniz? İlk deveye uyuz bulaştıran kim?”[28]

22- Cabir Radiyallahu Anh’den Mevkuf
Cabir b. Abdillah radiyallahu anhuma dedi ki: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim:

كُلُّ عَبْدٍ طَائِرُهُ فِي عُنُقِهِ قَالَ جَابِرٌ وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا عَدْوَى؟ فَمَنْ أَعْدَى الْأَوَّلَ؟ قَالَ جَابِرٌ قَدْ كُنَّا نَكْرَهُ أَنْ يَدْخُلَ الْمَرِيضُ عَلَى الصَّحِيحِ وَلَيْسَ بِهِ إِلَّا قَوْلُ النَّاسِ

“Her kulun ameli kendi boynundadır.” Yne Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Hastalık bulaşması yoktur. İlk hastaya kim bulaştırdı?” Cabir radiyallahu anh dedi ki:

“Bizler hasta hayvanı sağlıklı hayvanın yanına sokmaktan (hastalık bulaşır korkusuyla değil) sırf insanların (hastalığı bulaştırdı gibi) sözleri sebebiyle hoşlanmıyorduk”[29]

KAYNAK:

[1] (Sahih. Buharî (2858, 5093, 5094, 5753, 5772) Muslim (2225)

[2] Hasen ligayrihi. İbn Ebî Şeybe Kitabu’l-Edeb (163) İbn Ebî Şeybe Musannef (5/310) Ahmed (2/25) İbn Mâce (86, 3540)

[3] Sahih. Muslim (2220)

[4] Sahih. Muslim (2222)

[5] Sahih. Buhârî (5707)

[6] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. Ahmed (2/327) İbn Hibban (13/488) Tahavî Şerhu Meâni'l- sâr (4/308) Ebû Ya'lâ (10/500) el-Elbani es-Sahiha (1152)

[7] Sahih. Taberânî Mu'cemu'l-Evsat (6766)

[8] Sahih. Buhârî (5756, 5776) Muslim (2224)

[9] Sahih. İbn Hibbân (13/497) Ahmed (1/180) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (3/162) Ebû Ya'lâ (2/126) Bezzar (3/290) el-Elbani es-Sahiha (789)

[10] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. Ebû Ya'lâ (4/221) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (11/335, 12/61) Ahmed (1/269) İbn Mâce (3539) Bezzar (11/69) Taberânî (11/238) İbn Vehb el-Cami (633) el-Elbani es-Sahiha (782)

[11] Sahih. Ahmed (1/440) Tirmizî (2143) Ebû Ya'lâ (9/112) İbn Asakir Tarih (64/136) İbn Ebî Şeybe Musned (339) Ebû Ya'lâ (9/112) İbn Tahman Meşyeha (85) el-Elbani Es-Sahiha (1152)

[12] Sahih ligayrihi. Tahavî Şerhu Meâni'l- sâr (4/314) Ebu Nuaym Tarihu İsbehan (s.117, 293) Taberî Tehzibu’l-Asar (1276)

[13] Sahih. Taberî Tehzibu’l-Asar (1248) İbn Vehb el-Cami (639) Ebu Zur’a Fevaidu’l-Muille (114)

[14] Hasen. Tahavî Şerhu Meâni'l- sâr (4/307) Taberî Tehzibu’l-Asar (1247) Ebû Ya'lâ (1/340)

[15] Sahih. Muslim (2220) Ahmed (3/449) Taberanî (7/149) Fesevi Marife (1/171) Taberî Tehzibu’l-Asar (1268) el-Elbani es-Sahiha (785)

[16] Sahih. Tahavî Şerhu Meâni'l- sâr (4/309) Taberânî (8/184) Taberânî Musnedu’ş-Şamiyyin (1551) Taberî Tehzibu’l-Asar (1273)

[17] Sahih ligayrihi. Ahmed (2/222)

[18] Hasen ligayrihi. Buhârî Tarihu’l-Kebir (6/531) Ebû Ya'lâ (3/152) Taberânî (17/54) İbn Kani Mu’cem (740) İbn Asakir Tarih (46/479)

[19] Sahih ligayrihi. Malik Muvatta (2/946) İbn Vehb el-Cami (628) Beyhakî (14240)

[20] Hasen ligayrihi. İbn Ebî sım el- had ve'l-Mesânî (1130)

[21] Sahih mevkuf. İbn Ebî Şeybe (5/141) Ravileri Buhârî ve Muslim ricalidir.

[22] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. İbn Sa’d Tabakat (4/117) Taberî Tehzibu’l-Asar (1321) el-A’lâî Erbainu’l-Muganniye (999)

[23] Sahih mevkuf. İbn Sad (4/89) İbn Ebî Şeybe (5/141) Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (1/200) Ukayli ed-Duafa (4/242) İbn Ebi'd-Dunyâ Islahu’l-Mal (321) İbn Asakir Tarih (21/440)

[24] Taberî Tehzibu’l-Asar (1328) Nafi b. el-Kasım’ın ve ninesi Futayme’nin hal tercemesini bulamadım.

[25] Sahih. Buhârî (2099)

[26] İbn Ebî Şeybe (5/141)

[27] Ma’mer b. Raşid, el-Cami (101)

[28] Hasen ligayrihi. Ebû Ya'lâ (3/152) Buhârî Tarihu’l-Kebir (6/531) Taberânî (17/54) İbn Kani Mu’cem (740) İbn Asakir Tarih (46/479)

[29] Muslim'in şartına göre sahih. İbn Vehb el-Cami (629) Ahmed (14691, 14765, 14878) Abd b. Humeyd (1053) Taberî Tefsir (14/519) Taberî Tehzibu’l-Asar (1283)

Address

Cizre
73200

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Kadim Cizre Tarihi & Botan Aşiretleri posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Videos

Share


Other Tourist Information Centers in Cizre

Show All