21/06/2022
Geri Zulümler Cinayetler
Telâfi Edilmelidir Mehmet Şevket Eygi
21/06/2013 1923te kurulan çoğulcu İslam
Cumhuriyeti bir sene yaşamış, 1924te
son Halife Abdülmecid bin Abdülaziz
Han yurt dışına kovulmuş, temel insan
haklarına aykırı bir yığın zulüm,
haksızlık, baskı, işkence, soykırım yapılmıştır. İslam medreselerinin kapatılması bir
insan hakları ihlalidir. Tasavvuf tekkelerinin kapatılması bir
insan hakları ihlalidir. Şeyh Saidin idamı bir zulümdür. Seyyid Rızanın oğluyla birlikte idamı
bir zulümdür. İstiklal Mahkemelerinin bütün cezaları,
idamları zulümdür. Türkiyenin sosyal ve kültürel
yapısına uymayan tercüme kanunların
halka zorla dayatılması hep zulümdür. Gerçek adını ve kimliğini gizleyerek
Tekin Alp takma adıyla sahte bir
milliyetçilik ve Türkçülük uyduran,
kitaplarından birine Kahr Olsun
Şeriat! başlıklı bir bölüm koyan Moiz
Kohenin Dönme müritleri, Türkiyenin millî kimlik ve kültürünün
belini kırmışlardır. Türkiyede yapılan bunca zulme
sözde medenî Batı dünyası seyirci
kalmıştır. Bütün bu zulümler, Lozanın gizli
protokollerine göre yapılmıştır. İslama ve dindar Müslümanlara karşı
savaş ilan edilmiştir. On binden fazla tarihî cami, mescid,
medrese, dergah, taş mektep, imaret
ve diğer vakıf binaları ya tahrip
edilmiş, yahut satılmış, yahut kiraya
verilmiş, kuruluş gayesinin dışında
işlere tahsis edilmiştir. Bütün tarihî İslam kabristanları ya
tamamen düzlenmiş, ya Eyüp ve
Karacaahmette olduğu gibi tahrip
edilmiştir. Sadece Üsküdar
Bülbülderesi Dönmeler=Selanikîler
kabristanı titizlikle muhafaza edilmiştir. Ezan-ı Muhammedî okumak bile
yasaklanmış, okuyanlara cani ve katil
muamelesi yapılmıştır. Türkiye Müslümanlarını millî
kültürlerinden ve kimliklerinden
koparıp yabancılaştırmak için alfabe
ve lisan değiştirilmiştir. 1945e kadar faşist tek parti
diktatörlüğü halka kan kusturmuştur. Bu anlattıklarımın ilmî araştırmalara
tâbi tutulmasını, tarihçiler tarafından
incelenmesini, konuyla ilgili millî
arşivlerimizin tamamen açılmasını, yurt
dışındaki arşivlerin taranmasını talep
ediyorum. Bu maksatla bağımsız, haysiyetli ilmî
araştırma enstitüleri kurulmalıdır. Mazisindeki pislikleri temizlemeyen bir
toplumun geleceği temiz ve parlak
olmaz. Tarihini doğru olarak bilmeyen bir
toplumun geleceği yoktur. Son yüz yıllık yakın tarihimizde zulme
uğrayanların hatıraları temize
çıkartılmalı, itibarları iade edilmelidir. Mezarları bilinmeyen mazlumların
kabirleri bulunmalı ve imar edilmelidir. Haksız yere kapatılmış olan İslam
Medreseleri tekrar açılmalıdır. Haksız yere kapatılmış olan tasavvuf
tekke ve dergahları tekrar açılmalıdır. İmamet-i Kübra-i İslamiye kurumu
tekrar hayata geçirilmelidir. Ayasofya haksız olarak camilikten
çıkartılmış, müze haline getirilmiştir.
Tekrar Müslümanlara verilmelidir. Ülkemizdeki Yahudi vatandaşlar
cumartesi günü, Hıristiyan vatandaşlar
pazar günü hafta tatili yapıyorlar da,
çoğunluktaki Müslümanlar niçin cuma
günü tatil yapamıyor? Bin yıllık İslamî-millî yazımızın
üzerindeki zalimane yasaklar
kaldırılmalıdır. Zalim rejimin baskısıyla kuşa
döndürülen Türkçe, 1920lerdeki
zenginliğine kavuşturulmalıdır. Müslüman çoğunluğa, İslam
mektepleri kurmak hakkı verilmelidir. İslam kadın ve kızlarının başörtüsüne
karışılmamalı, mini etek giymek nasıl
serbest ise tesettür de öyle serbest
olmalı; dindar kadın memureler,
öğretmenler, doktorlar, avukatlar
başörtüleriyle hizmet verebilmelidir. Halkı Türk Kürt, Sünnî Alevî, dinci laik
gibi kamplara ayırıp birbirine düşürme
fitnesine son verilmelidir. ABDnin, ABnin, İsrailin, Haçlıların,
Evangelistlerin, Kriptoların istekleri ve
baskıları doğrultusunda; dinde reform,
dinde yenilik, dinde değişim, cihadsız
fıkıhsız Şeriatsız yeni bir İslam türetme,
işlerine gelmeyen hadîsleri ayıklama gibi fesat hareketleri durdurulmalıdır. Sorumlular, ilgililer bu dediklerimi
yapmazlarsa devreye dikey çözüm
girecek ve Türkiyenin başına bir yığın
felaket gelecektir. Uyarıyorum. * (İkinci yazı) Seyyid Tâhâ Hazretleri BÜYÜK velilerden, Resul-i Kibriya
Efendimizin vekil, varis ve
halifelerinden Hakkarili Seyyid Taha
hazretleri, Hakkari Valiliği ve Hakkari
Üniversitesi tarafından anılmış, seminer
yapılmış, kabr-i şerifi ziyaret edilmiş. Bu haberi okuyunca sevindim, mutlu
oldum. Türkiye Müslümanları Seyyid Tahaların
yolundan, izinden, peşinden giderek
kurtuluşa, izzete, iki cihan
mutluluğuna ve gerçek hürriyete
kavuşabilir. Seyyid hazretleri Şeriattan kıl kadar
ayrılmamış bir büyüğümüzdür. Onu anma toplantısının Atatürk
salonunda yapılması garibime gitti. Seyyid Taha, Halid-i Bağdadî
Efendimizin halifesi idi. İrşad ve tenvir (nurlandırma)
hizmetleriyle meşgul olduğu Nehri
beldesi bir ilim, irfan, ahlak, fazilet ve
kudsiyet merkezi olmuştu. Gelen
ziyaretçiler oraya abdestsiz
girmezlerdi. O büyük zat siyasetle meşgul olmaz,
devlet büyükleriyle görüşmezdi. Cumhuriyet devrinde, bilhassa doğu
ve güneydoğu Anadoluda
medreselere ve tekkelere büyük zarar
verildi, Kürt halkı, Kriptolar tarafından
İslamdan uzaklaştırılmaya çalışıldı.
Memlekete artık oldukça hürriyet gelmiştir. Eski İslam medreseleri ve
tekkeleri açılmalıdır. Seyyid Taha hazretleri Ehl-i Sünnete
büyük hizmet etmiştir. Onun yolundan
gidenler de, Ehl-i Sünnetten kıl kadar
ayrılmamalıdır. Kuranımız, Allah yolunda çarpışarak
can vermiş muhlis gerçek şehidlerin
ölü olmadıklarını bildiriyor.
Peygamberan-ı izam hazeretının
(aleyhimüsselam) derece ve rütbeleri
şehidlerden üstün olmakla onlar da berzah aleminde bir tür dirilikle diridir. Resulullah Efendimize Ümmetinin salat
u selamları bildirilmektedir. Gerçek veliler, nice yaşayan ölülerden,
yürüyen cenazelerden daha diridir. Peygamberimizin, diğer
Peygamberanın, Ashabın, Selef-i
Sâlihînin, rabbanî ulemanın, salihlerin,
evliyanın, şühedanın, Allah katında
derecesi yüksek seçkinlerin, Sâdat-ı
kiramın ruhaniyetleri üzerimize sâyeban olsun. Hazretin menkabelerinden: Bir gece Seyyid Taha hazretlerinin
ambarına bir hırsız girmiş, bir çuval
buğdayı yüklenip götürmek istemiş,
kaldıramamış, birazını dökmüş, yine
kaldıramamış Bu esnada Seyyid
hazretleri ambara girmiş, çuvalı hırsızın sırtına yüklemiş ve ona: -Bir daha
zahireye ihtiyacın olursa doğrudan
doğruya bana gel. Kendin almaya
kalkışma, hizmetkarlar seni yakalarsa
üzerler, incitirler demiş. 21.4.2013