Yükseklerde sarp dağların içinden geçen çam ağaçlarıyla bezeli gizemli vadiler, ve yemyeşil bir bitki örtüsü.. Kekik ve zeytin kokularının kapladığı vadinin aşağısında ise eşsiz güzellikteki tertemiz koyları ve denizi.. Mesudiye köyü, bu muazzam coğrafyada, dağlardan kıyıya kadar uzanan eğimli bir şerit üzerinde yer alır . Kaplumbağa görünümündeki Adatepe, eşsiz berraklığı ve güzellikleri ile Ov
abükü ve Hayıtbükü koylarını birbirinden ayırır. Ovabükü kumsalında birbirinden güzel renk renk çakıl taşlarını görürsünüz. Gece olunca gökyüzünü dolduran yıldızların ışığı sahili aydınlatır ve kimileyin yakamozu, kıyıya vuran dalga sesleri eşliğinde sizi içine alıp sarmaladığını hissedersiniz.
25 km batıya doğru ilerlediğinizde yarımadanın ucunda Knidos Antikşehri, iki yanı turkuaz rengi bir koyun ortasında bütün ihtişamı ile karşılar sizi. Knidos’ta denizin içine dalmak ve balıkla, yengeçle, ahtapotla, güneşin vurduğu masmavi bir derinlikte buluşmak tarifi imkansız bir özgürlük. Sonra akşamın kızıllığında gün batımını izlemek bir başka doyumsuz haz. İşte böylesine etkilemişti
Sabahları kuzey rüzgarlarını dinlediğim ve bir kuşun ötüşüyle, ya da çalıların arasından ilerleyen kertenkelenin hışırtısı ile tabiatın uyanışına tanık olduğum o dupduru sabahları unutamam. Datça'da o yıl bana uzun süre yetecek kadar dopdolu 2 gün yaşadım. Yıllar içinde eş, dost ve yakınlarla buraya gelip gitmelerim sürdü. Her uğradığımda düşüncelerimde biriktirdiğim, sevdiğim ve hayalini kurduğum o bahçeye sonunda kavuştum.
Çıkmaz bir sokak üzerinde bulunan Kabuk Ev, bir tarafında avakado ve badem, diğer tarafında zeytin ve incir bahçelerinin bulunduğu, kısmen ehlileştirilmemiş yabanıl bir doğanın ortasındadır.
Bizimle kabuk ev'de doyumsuz anlar biriktirmenizi ve paylaşmanız dileğiyle ,..