11/09/2020
✨ Resulullah (s.a.v) Efendimiz'e fakirler bir elçi gönderirler. Elçi şöyle der : "- Zenginler bütün hayrı götürdüler. Onlar hacca gidiyorlar, bizim hacca gitmeye gücümüz yetmiyor. Onlar sadaka veriyorlar, bizim sadaka vermeye gücümüz yetmiyor. Bilhassa hastalandıkları zaman, fazla mallarını öbür aleme hazırlık için gönderiyorlar".
Bunu dinleyen Resulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyururlar : "- Fakirlere benim için söyle, içinizden sabırlı olup nefsine hakim olana üç mükafat vardır ki, bunlar zenginlerde bulunmaz. Birincisi şudur; Cennette yakuttan bir köşk vardır. Cennet ehli onu dünya ehlinin yıldızlara bakıp gördüğü gibi görür. Oraya, fakir Peygamber, fakir Şehid ve fakir Mü'min birer. Başkaları oraya giremezler. İkincisi şudur; Fakirler, cennete zenginlerden yarım gün önce gireceklerdir. Bu ise dünya hesabına göre 500 senelik bir zamandır. Orada, bu süre içinde istedikleri gibi yiyip, içip, yaşarlar. Halbuki Davud' un oğlu Süleyman, diğer Peygamberlerden kırk yıl sonra cennete girecektir. Bunun sebebi, Allâh-ü Teâlâ'nın ona ihsan ettiği mülktür. Üçüncüsü şudur; Bir fakir halis niyetle, "Allah Subhan' dır, Hamd Allah'a mahsustur. Allahtan başka ilah yoktur. Allah yücelerin yücesidir" duasını yaparsa, zengin de aynı tesbihi halis niyetle yapsa, üstelik on bin dirhem sadaka verse, yine de fakirlere yetişemez. Diğer iyi amelleri de buna göre hesap et..."
Elçi gidip bu durumu fakirlere anlattığı zaman, hep bir ağızdan şöyle dediler; "Razı olduk Ya Rab, Razı olduk Ya Rab, Razı olduk Ya Rab..."
BİZ senden Razıyız, sen de bizden Razı ol Ya Rab...