Gezi Dostları - Arzu Özkuş

Gezi Dostları - Arzu Özkuş Gezi dostları-Arzu Özkuş Blog adresi
https://plus.google.com/107097129166602118128/posts
(1)

Gezdiğim gördüğüm yerleri,mekanları,sergileri,sanatsal etkinlikleri ,sağlık,doğa, tarım ve bitkilerle ilgili bilgileri paylaşmak amacıyla kurduğum bir blogdur.

AB-I HAYAT NİL NEHRİ VE MISIR  1922 senesinde İngilizlerin egemenliğinden kurtulup bağımsızlığını ilan eden Mısır; Enver...
28/03/2024

AB-I HAYAT NİL NEHRİ VE MISIR
1922 senesinde İngilizlerin egemenliğinden kurtulup bağımsızlığını ilan eden Mısır; Enver Sedat’dan Hüsnü Mübarek’e, Müslüman Kardeşler’in lideri Mursi’den günümüz Cumhurbaşkanı Sisi‘ye uzanan darbeler ve suikastlerle anılan çalkantılı bir siyasi tarihe sahiptir.
Bir milyon m2 yüzölçümlü topraklarının çoğu çöl olan ülke yaklaşık 100 milyon nüfusa sahiptir. Nil nehri ülkeye hayat veren tek su kaynağıdır. Nil nehrinin iki yanı yemyeşilken bir karış ötesindeki tek bir otun bile bitmediği upuzun çöl tepeleri ölümle yaşamı gözler önüne seren, gören gözler hisseden kalpler için ibret alınacak bir görseldir. Kapımızdaki iklim krizinin bir sonraki aşamada oluşabilecek ürkünç tablosunu gözler önüne serilmektedir. Nil nehrinin yerleşim yerlerinin içlerine girdiği yan kollarda oluşmuş çöp adacıklarına gözlerimle şahit olduktan sonra Mısır halkının bundan bir ders çıkardığını maalesef söyleyemeyeceğim…
Üstelik tarihi Antik Mısıra kadar dayanan kadim bir medeniyetten , bu topraklardan geçen onca kavimden günümüze uzanan bir geleneğe, bir kültüre, bir medeniyete tanık olmayı beklerken bende oluşan hayal kırıklığından söz etmeden geçemeyeceğim. Özellikle Kahire’nin pisliği, şehirlerin ve insanların pejmürdeliği, fakirliği, dilenmenin yaygın bir hal alması beni hem üzdü hem düşündürdü, neden sorusuna hala cevap arıyorum.
Kahire’nin içinde yaygın olarak yer alan, adına ‘’Ölüler Şehri’’ denen ölümden sonra tekrardan dirileceklerine inanan soylu, zengin, nüfuzlu, seçkin insanların evi andıran mezarlarının bulunduğu bu tarihi mezarlıklarda dar gelirli insanlar derme çatma gecekonduvari yapılarda, mezar bekçiliği karşılığında karın tokluğuna, ölülerle kucak kucağa bir yaşam mücadelesi veriyorlar.
Mısır’da azınlık nüfusu oluşturan hristiyanlara Koptiler veya Kıptiler denmektedir. Toplam nüfusun büyük bir çoğunluğunu oluşturan Etnik Mısırlıların yanısıra etnik azınlıklar olarak Abazalar, Türkler, Yunanlar, Bedevi Arap kabileleri, Siwa vahasının Berberî konuşan Siwiler ve Nil boyunca kümelenmiş Nubian toplulukları da bulunmaktadır. Müslümanlarda evli olmayan kadınlar renkli kıyafetler giyerken evlilik sonrasında siyahlara bürünmektedirler.
Ülkemizde adından öyle ya da böyle sıkça bahsedilen Mısır’ın eski Genelkurmaybaşkanı, bugünün Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi çölde pandemi sonrası ‘’kendi ürününü kendin yetiştir’’ sloganıyla kendilerine yeten ve hatta ihracatı hedefleyen gıpta edilecek bir toprak reformu projesi yürütmektedirler. İşsiz gençleri tarla yakınlarına kurdukları KöyKent’lerde istihdam ederek tahıl yetiştirmektedirler. Nil kıyılarında yetiştirdikleri dünyanın en uzun lifli pamuğuyla tekstil sektöründe ses getirmekte, muz, guava, mango, hurma plantasyonlarından elde ettikleri gelirlerle ülke ekonomisine turizmin yanısıra katkıda bulunmaktadırlar.
Mısır’ın turistik bir ülke olmasından kaynaklı, turistlerin ilgi gösterdiği, aynı İstanbul’daki Kapalıçarşı benzeri bir çarşı olan Kahire’nin Khan el Khallili Çarşısı otantik hediyeliklerin satıldığı ışıl ışıl dükkanlarıyla, minik kahvehaneleri ve esnaf lokantalarıyla hayli gösterişli. Bu çarşıda mutlaka görülmesi gereken bir yer de 1700’lü yıllardan bu yana kuşaktan kuşağa işletilegelmiş, Memluklulardan kalma El Fishawi Kahvesi. Müdavimleri zamanın entellektüelleri arasında yer alan Kahire Üniversitesinde dersler vermiş Mehmet Akif Ersoy’un, Nobel ödüllü Mısır’lı yazar Necib Mahfuz’un, Kral Faruk’un müdavimi olduğu kahvenin duvarları bu şahsiyetlerin fotoğrafları ve yine eski zamanı yansıtan retro büyük aynalarla kaplı. Necip Mahfuz’un yazılarını yazdığı kendine ait bir odasının da bulunduğu kahvede zamanın siyasi kararlarının da alındığı söylentiler arasında. O zaman ne yapıyoruz, çarşının sokaklarında kaybolup yorulduktan sonra bir yorgunluk kahvesi, ya da nane çayını El Fishawi’de içiyoruz. Ve eğer karnımız acıktıysa yine aynı çarşının içinde yer alan otantik Mısır mutfağıyla ünlü Necip Mahfuz’un da müşterileri arasında bulunduğu Naguib Mahfouz Coffee Shop (Operated by Oberoi Hotels) Lokantasında midelerimizi şenlendiriyoruz.
Ya siz parfümüm anavatanının Fransa değil de Mısır olduğunu biliyor musunuz? Ben bilmiyordum, Mısırın Nil deltasında yetişen çiçeklerden, ağaçlardan elde edilen esansların nektar olarak Fransa’ya ihraç edilip parfüme dönüştürüldüğünü burada öğrendim. Hepimizin kullandığı markaların burada farklı bir ismi var tabii. Hugo Boss’un Tut-Ankh Amon, Channel’in Five Secrets, Amor Amor’un Nefertity, Pacoroban’ın Ramsis 2 olarak adlandırıldığı gibi. Egypt Parfume dükkanları sizleri bekliyor.
‘’Sana dün bir tepeden baktım ey aziz Kahire’’ demek istiyorsak, Kahire’yi kuşbakışı gören Citadel el Salah bölgesinde bulunan Kahire Kalesinin içindeki Mısır’ın ünlü Alabastar mermerinden yapılmış, içi çok güzel işlemelerle bezeli, Kavalalı Mehmet Halil Paşa tarafından 1830 yılında yaptırılmış devasa Muhammed Ali Camii de mutlaka görülmeli.
Mısır için muhteşem Piramitler ve Tapınakları başka bir başlıkta anlatmak isterken; Firavunların göz kamaştıran hazinelerinin ve mumyalarının sergilendiği Kahire Müzesi, müthiş Papirüslerin bulunduğu Papirüs Enstitüleri, Nil nehri üzerinde seyreden turistik gezen oteller olarak tanımlayabileceğimiz Cruise’ları ve Felluka diye adlandırılan yelkenlileri, ağaçların üzerine tünemiş Antik Mısır’ın kutsal sayılan bembeyaz İbis kuşları, erkeklerin giydiği Gallabia denen uzun elbiseleri, trafik lambası olmadığı için sürekli kornayla kendine yol açan ve geçiş üstünlüğü kazanan araçları Mısır denince ilk aklıma gelecek olanlardan diyebilirim.
Arzu Özkaner ÖZKUŞ

25/03/2024

Han-El Halili Çarşısı/ Kahire/ Mısır

Lütfen çocukluğumun, gençliğimin geçtiği bu doğa harikası koydaki kıyı talanına dur dermisiniz? İzmir Karaburun - Mordoğ...
16/07/2023

Lütfen çocukluğumun, gençliğimin geçtiği bu doğa harikası koydaki kıyı talanına dur dermisiniz?
İzmir Karaburun - Mordoğan Ayı Balığı Koyu'nda doğa ce canlı katliamı yapılıyor. ÖÇK ile koruma atında olan bölgede, Akdeniz Fokları Monachus monachus ların yaşam ve üreme alanı olan mağaraların bulunduğu kayalıklar üzerine FOR YUO 35 adını kullanan işletme tarafından çelik demir konstrüksiyonlarla iskele yapılmıştır. Yapılan işin, hiçbir yasal dayanağı bulunmamaktadır. Hiçbir mercii ye başvurularak izin ruhsat alınmadığını düşünüyoruz. Bir izne dayandırılarak yapılmış olsa bile verilen izin usulsüzdür – yasalara içtihatlara aykırıdır.
Akdeniz Fokları Monachus monachus ların yanındayız, Yaşam Alanımızı savunuyoruz. Sizde imzanızla bize destek olun.

Mordoğan Ayı Balığı Koyunda Doğa Çevre Katliamının önüne geçilmelidir.
Mevcut İskele derhal kullanıma kapatılmalıdır
Mevcut İskele doğal ortama zarar vermekten kaçınılarak sökülmelidir.
Kamu yararına, tüm yurttaşların kullanımına açık olan kıyı şeridi işletme tarafından tel örgü, dikenli çit ile çevrilip halkın kullanımına kapatılmıştır, bu engeller derhal kaldırılmalıdır
İşletme sahiplerine, bu yapının yapılmasına izin verenlere – göz yumanlara gerekli yasal yaptırımlar uygulanmalıdır.
Tesisin doğaya zarar vermemesi için sürekli kontrol altında tutulması gerekir. Daha önce verilmiş kullanım – işletme izinleri ilgili makamlarca tekrar değerlendirilmelidir.

Halâ 6 imzaya ihtiyaç var! MORDOĞAN AYI BALIĞI KOYU'NDA DOĞA KATLİAMI. AKDENİZ FOKLARININ YANINDAYIZ

Shell Grotto,1835 yılında tesadüfen gün yüzüne çıkmış olan ama yapılış tarihi daha da eski bir bilinmeze dayanan, denizk...
19/06/2023

Shell Grotto,1835 yılında tesadüfen gün yüzüne çıkmış olan ama yapılış tarihi daha da eski bir bilinmeze dayanan, denizkabuğu bezeli bir mağara.Londraya 2 saat mesafedeki bu mağara Margate kasabasında.Margate plajlarıyla da ünlü bir yer. Yolunuz İngiltere’ye düşerse Londra’dan trenle ulaşılabilen bu kasabaya gidip tapınak amaçlı kullanıldığı düşünülen bu gizli cenneti mutlaka görmeli, asırlanmış deniz kabuklarının büyüleyici enerjisini ruhunuzda hissetmeli; sabırla iğne oyası yapar gibi duvarlara nakşedilmiş bu güzelliğe gözlerinizle tanıklık etmelisiniz

SIRADIŞI BİR ÜLKE /ALTI YANAN ÜSTÜ DONAN İZLANDANereden başlasam nasıl anlatsam İzlanda’yı size… Muhteşem mi desem, hari...
28/03/2023

SIRADIŞI BİR ÜLKE /
ALTI YANAN ÜSTÜ DONAN İZLANDA

Nereden başlasam nasıl anlatsam İzlanda’yı size… Muhteşem mi desem, harikulade mi desem, doğa harikası mı desem, zengin biraz da ürkünç bir coğrafya diye mi söze girsem bilemedim. Sıradışı, işte İzlanda’ya en yakışan sıfat bu bence.
İzlanda Kuzey Atlantik Okyanusunda, Grönland’ın güneydoğusu ile İskandinavya ve Britanya’nın kuzeybatısında yer alan 103000 km2’lik, denizden yüksekliği max. 2,5 km olan volkanik bir adadır.Avrupa Birliğine üye olmasa da Avrupa ülkesi sayılmaktadır.
Başşehri rengarenk aluminyum evleri ve çatılarıyla ünlü olan Reykjavik’tir.Adanın nüfusu sadece 350.000’dir. Para birimi İzlanda kronu, resmi dili İzlandacadır.
K.Amerika ve Avrupa’yı birbirinden ayıran Thingvellir Ulusal Parkının içinde kalan derin fay hattı İzlanda’nın tam ortasından geçmekte ve her sene 2- 2,5 cm açılarak oluşturduğu volkanik tabanla İzlanda’nın yüz ölçümünü arttırmaktadır. Reykjavik’e 40 km uzaklıktaki tarihi, kültürel ve jeolojik önemi olan bu alan İzlanda’nın olmazsa olmaz turistik yerlerinden biridir.MS. 930 yılında kurulan İzlanda Ulusal Parlementosu Althing’in 1000. Yıl dönümünde oluşturulan, Altın Çember (Golden Circle) denen bölgenin içinde yer alan ve UNESCO Dünya Mirası Listesindeki Thingvellir Ulusal Parkı çok ürkünç olsa da görülmeye değer bir yerdir. Golden Circle’ın kapsamındaki İzlanda’nın en ünlü şelalelerinden Gulfoss ve Geysir Gayzer alanları da yer almaktadır. Her 5-8 dakikalık periyodlarla 5 katlı apartman yüksekliğinde fışkıran 80-100 C’lik jeotermal yer altı sularının seyrine doyamazsınız, gayzerin patlamadan önceki basınçla kabardığı masmavi kubbeyi çekebilmek için defalarca basarsınız deklanşöre, video çekerek ölümsüzleştirmek istersiniz bu görsel şöleni.
Jeotermal suların kaynadığı doğal kaplıcalardan Myvatn ve Blue Lagoon başka bir doğa harikasıdır. Dışarısı buz gibiyken siz açık alandaki sıcacık sulara girersiniz, içeriğinde çeşitli mineraller bulunan, killerinden güzellik malzemeleri yapılan bu ılık sularda yüzersiniz.
%10’u buzullarla kaplı ve Kuzey Kutbuna bu kadar yakın olmasına rağmen İzlanda okyanustaki Gulf stream sıcak su akıntılarının etkisiyle nispeten ılıman bir iklime sahiptir.İzlanda’daki buzullar karalara doğru günde 60 cm ilerleyerek adadaki fiyortları oluşturmuştur ve oluşturmaya devam etmektedir. Avrupa’nın en büyük buzulu olan Vatnajökul buzulu yaklaşık 8000 km2 genişliğinde , 1 km kalınlığındadır. 975 ton basınç oluşturarak karaların şekil değiştirmesine neden olan bu buzul ve diğer buzullar volkanik patlamaların da etkisiyle zaman zaman erimekte, büyük sel felaketlerine ve küresel iklim değişikliklerine yol açmaktadır.
Altı yanan üstü donan İzlanda’da 1783’de patlayan , halen de aktif olan Laki Volkanından çıkan gazlar tüm Avrupa’nın hatta Hindistan’ın bile atmosferini kaplayarak pek çok insanın, hayvanın ve bitkinin ölmesine neden olmuştur.Ülkelerdeki iklim değişikliği nedeniyle oluşan kıtlıklar yüzünden ciddi ekonomik krizler yaşanmıştır.Hatta Fransız Devriminin bu ekonomik krizlerle alakalı olduğu da söylenir. 2010 yılında patlayan Eyjafjallajökull Volkanından dağılan küller Avrupa ve İngiltere’de pek çok havalimanında uçakların kalkmasını günlerce engellemiştir.
Tüm bu volkanik patlamalar sonucu yayılan lavlar, tüfler ve küller arazilerin üzerini kapladığından adada tarımsal alan çok kısıtlıdır.Patates ve buğday tarımı dışında yetiştiricilik yapılamamktadır. Orman alanı tüm ülkede % 1 civarında olmakla birlikte mera alanı çoktur. Aluminyum, turizm, balıkçılık ve dokumacılık ülkenin başlıca geçim kaynaklarıdır.
İzlanda’nın çok turistik olan bölgelerinden birisi de Raynisfjara beach’tir. Bu plaj tamamen altıgen şekilli Bazalt kayalıkların oluşturduğu dağlık alanlardan ve siyah çakıl taşlarından oluşmuştur.Bu bölge mutlaka görmeniz gereken yerler arasındadır.
İzlanda’nın doğa harikalarından biri de şeleleleridir.Game of Trons dizisine de ev sahipliği yapan Dettifoss ve tektonik kayalıkları bunların en başında gelenidir.Onun kardeşi Sellfoss, Godafoss, arkasından da geçilebilen Skogafoss ve Gullfoss görülesi şelalelerdir.
Viti Krater Gölü ve hala faaliyeti devam eden jeotermal bacalar da gidilmesi gereken yerler arasındadır. İzlanda’nın jeotermal ve hidroelektrik santralleri sayesinde İzlandalılar ısınmaya ve elektriğe para harcamamaktadırlar.12 ayın tamamında ısınma ve yarı yıl aydınlanma zorunluluğu olan bu ülkede bu hiç de küçümsenecek bir kazanç değildir bütçe için. Çeşmelerden akan sular biraz hidrojen sülfitten dolayı bozuk yumurta kokulu olsa da içilebilmektedir, hatta böbrek taşlarını düşürücü etkisi olduğu söylenmektedir.
İzlanda’ya gidince yapılabilecek ilginç etkinliklerden biri de Balinaları doğal ortamlarında ziyaret etmektir. Husavik’den yola çıkarak tekneyle yaklaşık 3 saat süren yolculuğumuzda balinaların su püskürtüşlerine, suda raks edişlerine, devasa kuyruklarını çok estetik bir şekilde yukarı kaldırarak suya dalışlarına gözlerimizle şahit olduk, onlara ha dokunduk ha dokunacağız kadar yakın durduk.
Gelelim İzlanda’nın atlarına ve de tombul koyunlarına.İzlanda atları çift kat deriye sahiptir, bu da atların soğuklardan korunmalarını sağlar; kendilerine özgü adım şekilleriyle de çok rahat koşarlar.İzlanda’da 1882 yılında at ithalatı yasaklanmıştır, bundan dolayı da atlar safkandır. Adada 8000’e yakın at mevcuttur.Atların bir kısmı Almanya’ya ihraç edilmektedir. Bir bu kadar da koyun populasyonu olduğu söylenebilir, İzlanda’ya özgü robalı kazaklar bu koyunların yünlerinden dokunmaktadır.
Evet sıra geldi İzlanda deyince ilk akla gelen Kuzey ışıklarına ve Vikinglere… Atmosferin 100-600 km’lik en ince olduğu kısmında genellikle gece görünürler. En çok yeşil ve pembe olarak görülen kuzey ışıklarının ( aurora) en sık göründüğü aylar kış aylarıdır.Yeşil ve pembe dışında seyrek de olsa kırmızı, mor, sarı, mavi renklerde de görülebilir.Adaya 9.yüzyılda ilk yerleşen topluluk olan Vikinglerin çim çatılı evlerine ve müzelerine bayılacaksınız.
Eh, epey karnımız acıktı.Hadi bir de İzlanda mutfağına bir göz atalım. İzlanda deniz ürünleri açısından çok zengindir.Balina ve köpek balığı etinden tutun da karides, istakoza kadar geniş bir yelpazeye sahiptir.Ancak yeme içme başta olmak üzere yaşamın çok pahallı olduğu söylenebilir. Patatesten üretilen Brennivin içkisi milli içkileri olarak kabul edilir. Balıkların kutuplardan gelmesi ve koyunların gübresiz doğal çayırlarda otluyor olması nedeniyle dünyanaın en ekolojik mutfağı İzlanda mutfağıdır denebilir.
Natoya üye olduğu halde ordusu olmayan, eğitim ve öğretime çok önem veren, cinsiyet ayrımı gözetmeyen, soyadı kavramı olmayan, 150 civarında Türk’ün yaşadığı 15 aktif volkanı, 10000 şelalesi, sevimli Puffin kuşu olan İzlanda kısacası anlatılmaz yaşanır.
Yazı: Arzu Özkaner Özkuş
Video: Mustafa Andıç/ Patagonya Travel
https://www.youtube.com/watch?v=fngbQTExRPs&ab_channel=PatagonyaTravel

Payagonya Travel/ Mustafa Andıç # İzlanda # Buz ve Ateş Ülkesi ve Ateş Ülkesi İzlanda

MANAUS- AMAZONLAR- BREZİLYAHani ölmeden yapılması gereken 100 şey , gidilmesi gereken 100 yer gibi sıralamalar vardır ya...
28/03/2023

MANAUS- AMAZONLAR- BREZİLYA
Hani ölmeden yapılması gereken 100 şey , gidilmesi gereken 100 yer gibi sıralamalar vardır ya, işte bence Amazonlar bunlar içinde ilk 5'i hak eden bir bölge.Havasıyla,suyuyla,doğasıyla,insanıyla bir başkadır Amazon.Naif ancak ilkel olmayan bir yaşam var bu bölgede. Belki de insanın özüne dönmesidir çekici olan, doğaya teslimiyetidir.Dünyadaki bitki ve hayvan populasyonunun % 40'ını barındıran yağmur ormanları dünyanın % 7'sini oluşturur.Yağan yağmurların % 50' si bu bölgeye düşer. 6400 km'lik yüzlerce koluyla dünyanın en çok su taşıyan nehri olan Amazon nehri Atlas okyanusuna döküldüğü yerde 250 km genişliğinde bir haliç oluşturur ve yağışlı mevsimlerde derinliği 15 metreyi bulur.Brezilya- Manaus'dan geçen Negro nehri ile Amazon nehrinin buluştuğu noktada çok net bir renk farkı vardır ve bu iki nehrin suları asla birbirine karışmaz.Çünkü her iki nehrin pH'sı birbirinden farklıdır, biri alkali diğeri asit olduğundan dolayı karışma olayı gerçekleşemez.Bu da Negro nehrinin siyah rengiyle Amazon nehrinin krem renginin cetvelle çizilmiş gibi ayrılmasına neden olur.
1850 yılından itibaren araba lastikleri için kauçuk elde etmek için Manaus'a yerleşen zengin ve elit tabaka bu şehrin bir kültür ve sanat şehri haline gelmesine neden olmuş.Kauçuk tüccarı zengin baronların yaşadığı bu kente 1896 yılında yapılan Opera Sarayı 1990 yılında gerçekleştirilen restorasyonla günümüze kadar gelmiştir ve 701 kişilik salonuyla sanata hizmet etmektedir. Halen Amazon Opera Festivaline ev sahipliği yapmaktadır.
1880 yılında Art Nouveau stili ile Fransızlar tarafından inşa edilen Adolpho Lisboa Municipal Market taze meyve ve sebzeleriyle,balıkları, peynirleri ve hediyelik eşyalarıyla hala halka ve turistlere hizmet vermektedir.
TAM Havayolları ile İguaçu'dan havalanandıktan sonra bir noktaya inen ve dolmuş gibi biz içinden inmeden yolcu sayısı artan uçağımız sonunda Manaus'a iniş yaptı.Otelimize yerleşip sağlı sollu hıncahınç insan dolu spor salonlarının arasından geçerek gittiğimiz lokanta'da akşam yemeğimizi yiyip tekrar otelimize döndükten sonraki mışıl mışıl bir uykunun ardından 3 günlük bir rüyaya uyanacağımızı nasıl bilebilirdik? Kahvaltımızın ardından bindiğimiz tekneyle önce Negro sonra Amazon nehrinin derinliklerinde başlayan rüyamız, yaklaşık 2 saatlik bir yolculuğun ardından içinde bir tesisin olduğunu asla anlayamayacağımız yeşillikler arasındaki otelimize yerleşmemizle devam etti.Derin bir sessizliğin içine gömülmüş otelimizde elektriğin olmadığını gidince öğrendik.Sadece saat 23.00'e kadar yemek amaçlı kullanılan jenaretör dışındaki ışık kaynağımız, şansımıza dolunay haline gelmiş olan ay ve yıldızlardı. Birbirinden sevimli ve güleryüzlü yerlilerden oluşan personelin hazırladığı leziz yemeklerden ve çocukluğumuzdan aklımızda kalan lezzetleriyle meyvelerden yedikten sonra naturel tahta kulübelerdeki odamıza, uzansak elimizle yakalayacak kadar yakın görünen yıldızlar ve ayın şavkı eşliğinde gittik.Odamıza çıktığımızdaki minyatür kalp oymalı tahta sandalyeler,kütüklerin enine kesilmesiyle oluşturulan yatak başıyla ahşap bir yatak,kütük komidinler ve basma çiçekli perdelerle karşılaştığımızda yaşadığım mutluluğu bir daha nerede ve ne zaman yaşarım bilemiyorum.Kızımla ''inanmıyorum inanmıyorum '' nidaları atarak küçücük odanın içinde mum ışığıyla fır dönerken belki de hayatımızın en güzel anlarından birini yaşıyorduk.Ne yalan söyleyeyim hemen yatıp uyuyarak bu güzel ve gizemli geceyi sonlandıramazdık.Büfeden biralarımızı alıp bembeyaz kumların oluşturduğu kumsala birkaç kafa dengi dostla birlikte oturup nehrin ufak ufak karaya vuran dalgalarının sesini, gecenin derin sessizliği içinde dinledik.Sohbetin fısıltıları geceye karıştı ve büyü bozulmadan gün sonlandı.Kuş cıvıltıları içinde yeni güne uyandık gün doğmadan.Kabile üyesi yerel rehberimiz eşliğinde kanomuza binerek Amazonun derinliklerine doğru kürek çektik güneşin doğumuna şahitlik etmek için.Sadece kurbağa vıraklamaları, gece cırtlakları ve güne uyanan kuşların ötüşleri bize eşlik etti yol boyunca.1-2-3 tıp oynadık 18 kişi, küreğin su içindeki hareketinden çıkan ahenkli sesi dinlemek için, güneşin doğumuna giderken. Başımızı sık sık önümüze eğdik ağaçlardan sarkan sarmaşıkların altından geçerken.Şimdi zaman zaman gözlerimi kapıyor ve kendimi o anların içinde buluyorum.İşte gerçek meditasyon.
Yazı/ Arzu Özkaner ÖZKUŞ
Video/ Mustafa Andıç / Patagonya Travel

Patagonya Travel/ Mustafa AndıçAmazonlar # Mustafaandic

24/01/2023

Susuzluğun doruk noktasına yaklaştığı şu günlerde kuraklığa, iklim değişikliği vurgusuyla dikkat çekiyorum. Su harcamalarımıza çok dikkat etmemiz gereken günlerden geçiyoruz. Su yoksa hayat yok.
Su hayattır...

İnadına Seyahat, İnadına Hürriyet…Diyanet İşleri fetvasında demiş ki “Kadınların yanında kocası veya oğlu eşlikçi değils...
29/12/2022

İnadına Seyahat, İnadına Hürriyet…

Diyanet İşleri fetvasında demiş ki “Kadınların yanında kocası veya oğlu eşlikçi değilse 90 km’den uzağa seyahat etmeleri caiz değilmiş” haberiniz oldu mu?
Kınıyorum, kınamakla kalmıyor reddediyorum!!!

Ah güzel İstanbul Ey şirin İstanbulSen benim canımsın❤️İstanbulun kurtuluşu kutlu olsun.Başta kardeşim olmak üzere tüm ş...
06/10/2022

Ah güzel İstanbul
Ey şirin İstanbul
Sen benim canımsın❤️

İstanbulun kurtuluşu kutlu olsun.Başta kardeşim olmak üzere tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun🙏🌸🌿

Sonbaharda günün her anını özümseyesim gelir. Denizi, göğü, çiçeği, böceği, pazardaki son turfanda sebzeyi, meyveyi, gün...
21/09/2022

Sonbaharda günün her anını özümseyesim gelir. Denizi, göğü, çiçeği, böceği, pazardaki son turfanda sebzeyi, meyveyi, günün doğumunu, güneşin batışını, ayın şavkını, balkonda yediğim yemeğin her lokmasını, tarla domatesinin tadını, üzümün lezzetini… Biraz da hüzündür sonbahar, bir sonraki yaza kadar veda edersin pekçok şeye, belki de bu özlemdir üzüme, domatese onca tadı veren, anlara daha bir anlam kazandıran,ayrılıktır, tıpkı kavuşmaya kattığı tad gibi.Tekrar kavuşana dek hoşçakal yaz👋

Ve en yakınındaki bir bitkinin yanına git. Ona ne anlatmak istersin? Peki ya onun sana anlattıkları?
04/09/2022

Ve en yakınındaki bir bitkinin yanına git. Ona ne anlatmak istersin? Peki ya onun sana anlattıkları?

Banner Right Side Genel Sağlık Yürümek bizi nasıl daha çevre dostu yapar? 2 Eylül 20222 Eylül 2022 Ayça Ceylan bütünselsağlık, çevredostu, iklim değişikliği, meditasyon, yürümek İşe, okula, markete, arkadaşlarımızla buluşmaya, parka giderken ve daha nice yere ulaşmaya ....

Bologna / BolonyaItaly / İtalya"Kızıl Şehir" olarak da anılan Bologna, Orta Çağ mimarisinin birçok örnekleriyle doludur ...
10/08/2022

Bologna / Bolonya
Italy / İtalya
"Kızıl Şehir" olarak da anılan Bologna, Orta Çağ mimarisinin birçok örnekleriyle doludur ve ismini de binaların çoğunun kırmızı tuğlalı olmasından almıştır. Bologna 12. yüzyılda 180 adet kuleye ev sahipliği yapıyordu. Bu nedenle çok kez o dönemin New York'u olarak anılmıştır.
Şehir ayrıca lâkabındaki "kızıl"a da gönderme yapılabilecek düzeyde solcu bir şehir olmasıyla tanınır. 1088'de kurulan üniversitesi, Avrupa'nın en eski üniversitesi olarak bilinir. Dante, Erasmus ve Kopernik, Bologna Üniversitesi'nin ünlü öğrencilerinden bazılarıdır.

"Bolonez sos" adını bu şehirden almıştır.İtalya’ya gelip makarna yemeden olmaz, Bologna’ya gelip Bolonez soslu makarna yememek hiç olmaz.Bir de çok lezzetli İtalyan mutfağıyla ünlü bir esnaf lokantası ismi de vereyim. “Osteria del Orsa”
Güzel şehir!!! Görmenizi öneririm

San Marino / İtalya    San Marino şehri (İtalyanca: Città di San Marino), San Marino Cumhuriyeti'nin başkenti ve dokuz b...
09/08/2022

San Marino / İtalya

San Marino şehri (İtalyanca: Città di San Marino), San Marino Cumhuriyeti'nin başkenti ve dokuz belediyesinden biridir. Yüzölçümü 7,09 km² olan şehrin nüfusu 4,128 kişidir. Monte Titano'nun zirvesine yakın bir bölgede kurulmuştur. Deniz seviyesinden 749 metre yüksekte bulunur.
İtalya’dan ayrılarak Cumhuriyetini ilan etmiş özerk mini minicik bir ülke San Marino. Dünya Mirası Listesinde olan bu minyatür ülkenin 2 futbol takımı var.Türkiyeyle yaptığı maçlardan hatırlarsınız.
Güzel, tarih kokan bu şirin ülkeye gitmediyseniz gezi planlarınızın başına çekin derim.

Address

Basak

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Gezi Dostları - Arzu Özkuş posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Videos

Share


Other Basak travel agencies

Show All